bugün

beyoğlu balık pazarı'nda bir meyhanenin adıdır. terası küçük sayılır ama çok güzel bir havası vardır.
bir zamanlar pek çok sanatçının uğrak mekanı imiş.

Cânân ki degüstasyon'a gelmez
balıkpazarı'na hiç gelmez
(orhan veli; yeni dergi, 1.2.1951)
içkilerin, özellikle de şarabın, özelliklerinin ve kalitesinin anlaşılabilmesi için tadılması. tatmaya ilaveten, koklama ve görsel unsurlardan yararlanma da bu işlemde etkilidir.
terası güzeldir, havadardır..
meyhane olmaktan çıkmış, restoran olmuş mekan.
degüstasyon mesleğini icra edenlere degüstatör denir.
Ahmet Haşim'in sandalyesinin olduğu meyhaneydi. Şimdi sıradan bir meyhanedir.
Sırf fasıl dinlemek için dahi gidilesi ama yemekleri ve mezeleri eski lezzetini kaybetmiş mekan. süngerimsi bir yapıya sahipseniz ve açığı şişelerin dibini görerek kaparım diyorsanız sınırsız yerli içki dahil fiks menü için 55 tl talep etmekteler. Afiyet olsun.
Tadarak kontrol etmek.
Sadece alkollü içecekler için değil gıda sektöründe üretilen bütün içecekler için gerçekleştirilen bir testtir.
(bkz: şalgam degüstatörlüğü)
şarabı duyu organlarımızı kullanarak incelemeye degüstasyon adı verilir. degüstasyon üç aşamada yapılır:

görsel inceleme,
koklayarak inceleme,
tadarak inceleme.

son dönemde CV'lerde kullanılması moda olmuştur iK çevresinde.
canan'ın gelmediği yerdir. da niye gelmiyor diye kimse kafa yormamış. Allah belanı versin canan! Balık pazarının da, degüstasyonun da... Gelmeyeceksen ne diye masraf ettiriyorsun Orhan abiye. Ayrıca Ahmet'e de fena kapak olmuş. Kullanıyor olsaydı face'den silerdi Orhan'ı. o kadar. canan'ın akıbetini de merak etmek lazım. niye gelmedi, sonradan ne oldu?
güncel Önemli Başlıklar