bugün

-alo dede nasılsın?
+dur biri arıyo sevgilii.
-dede benim torunun kara kedinin gölgesi, nasılsın?
+iyiyim yavrum sağol, dur sevgi teyzene vereyim telefonu.

(sevgi teyze? nasıl yani ananem o benim yahu)

içeri seslenir dedem: sevgii koş, biri arıyor ya kimse bilemedim.

sonra anneannemle konuşurum. "vaa kara kedinin gölgesiymiş, tanıyamadın mı torununu" der. dese ne ki. zaten kulağı ağır işiten dedem alzheimer hastasıdır, en yakın arkadaşlarını çoktan unutmuştur, torunlarını da ancak yüzyüze görünce hatırlayabilmektedir.
çok insan için imkansız olan olaydır,

keşke öbür tarafa hat çekselerde bende dedelerimi arayabilsem.
-alo dede
-bizim zamanımızda...
-o hooooo dede ya...
birini tanımak hiç nasip olmamışsa, diğer dede ise öbür dünyaya erken seyahat etmişse çok özlenen bir durumdur...
çoçuk: aloooooo dede nasılsın (yüksek sesle)
dede: ne bağırıyon eşek sıpası,
çoçuk: dede bana harçlık yollayacaktın
dede: bana kancık mı diyor bu çoçuk (damat al şu eşek oğlunu adam et )
damat: yok baba harçlık demiş
çoçuk :sağır işte duymuyor uyduruyor.
dedenin teknolojiye alışık olmamasından dolayı, duygularını telefonla aktarma güçlüğü çektiği hadisedir. normalde uzun uzun muhabbet ettiğiniz dedenizin telefonda bir anda asabileşmesi de bu yüzdendir.

-alo dede! nasılsın torunun x ben!
+haa...oj geldın telefona...*
-nasılsın dede iyi misin?
+iyi...
-ben de iyi. naaptın en son konuştuğumuzdan beri?
+camiye gittım...
-başka başka?
+ekmek aldım...
-iyi iyi ne güzel.
+şimdi de isteyim abdest alam...
-kapatayım ben o zaman.
+kapa kapa, bana çok yazmasın...
-hehe..karıştırdın dede ben aradım, bana yazıyor.
+onu demeyim bre! amel defterini diyım, camiye gittiğin de yok zati, biraz dua edem de bana çok yazmasın!
-hönk!
+ade selametla... dıt dıt dıt dıııtt...dıt dıt dıt dıııtt...
Başlığı görünce dahi gözlerimin sulanmasına sebep olan konuşmadır. Efenim şöyle ki dedem beni çok severdi. Bense onu dünyadaki herşeyden daha çok severdim. Bütün çocukluğumu kendisinin tepesinde geçirdikten sonra babaannemle birlikte bir anda kuşadasına taşınmaya karar vermişlerdi. O zamanlar evimizde telefon hattı daha yeni... işte o zor koşullar altında önce operatörü arar, numarayı verir, telefonu kapatır, şanslı isek yarım saat sonra dedemlerin kuşadasındaki evine bağlanırdık. Sonra dedemin müthiş sesi gelir, beni ne kadar özlediğini, yok efendim, trt 1'in türk sanat müziği korosunda en ön sağda duran kızı gördükçe beni düşündüğünü anlatırdı. O gece uykuya dalmadan önce allahım nolur dedem hiç ölmesin diye dualar edilirdi.

Dede süperdir.
dedem: d, ben: b

d: herasmus, aa herasmus aa mari sana diyerin duymayay mısın?
b: efendim dede söyle duyuyorum.
d: karnım acıktı benim git bana darna * yap.
b: dede yapma ya daha 5 dk olmadı yiyeli.
d: ohoo ben az önce onları tuvalette çıkardım. hepsi gitti boşaldı midem. hadi açım diyeirm duyamayaymısın mari.

dedem alzaymır hastasıydı. iki dk önce ne yediğini bile unutuyordu. * * *
olsaydı da konuşşaydık, konuşsaydık da başlığa girseydim. özlem be anam. Birini görmedim bile öteki de altı yaşındayken göçtü.
kimilerince yapılmamış ve yapılamayacak olan eylemdir.
çok isterdim. benim için namümkün maalesef.
mutluluk verici olaydır. az önce mavi gözlü dedemle konuştum, bir sevindim bir sevindim.
Konusma rekorum 2.45 saniyedir daha uzun sure konustugumu hatirlamiyorum.
Bazen sevindiren, bazen hüzünlendiren, bazen güldüren, bazen ağlatan konuşmalardır. Canım dedem.

-Dede ekmek lazım mı?
+Lazım.
-Kaç tane?
+Ben aldım.

Bugünkü telefon konuşmamız. Size normal bir konuşma olarak gelebilir. Benim onunla her konuşmam dünyalara bedel. Canım ya, Çok seviyorum be.
Konuşacak bir şey bulamamaktır.

Alo dede nasılsın iyi misin anneannem nasıl havalar nasıl?

Konu bitti.

Zaten kendisi para yazıyor diye yüzüme kapatıyor djjdjd.
Ben genellikle her konuyu konuşurum. Bu ara bize gelecekler onun muhabbetini yapıyoruz. Belediye başkanına kadar soruyorum valla.