bugün

yazarak anlattığınız, paylaştığınız düşünce ve hayat görüşünüzü, okuyarak anlayabilen bir insana, "acaba yazdıklarımda ne demek istediğimi, kast ettiğimi, mana-i sarih ve mana-i işariyi anlayabilir mi?" kaygısı taşımadan, okunduğunda değerinin korunacağı ve üzerinde düşünüleceğinin bilincinde olarak yazmaktır.

"değerini bilebilecek bir insana yazmak

daha önce ne yazdıysam ya durdu kıyı köşede, ya da sahibini arayan mektuplar gibi dolandı..
yazılarımın çoğunu "yazmanın önemi, neden yazdığım, ne anlatmaya çalıştığım vs.." üzerine kurdum. zira anlaşabilmek için, ilk önce düşünce yapısını ve görüş açılarını bilmek gerekirdi. bunu en güzel bildiren de yazılan yazılardı. şimdi anlıyorum ki bunlardan haberi olmayan insanlara yazmaya kalkmışım hep. ve hep bir şeyleri anlatmaya çabalamışım., fark etmelerini sağlamaya ve hayatlarındaki yanlışları düzeltmelerine, güzel bir dille vesile olmaya çalışmışım. lakin hep geç kalmışlar bana, ben hep erken.. bir limanı ne zaman terk etmeye kalksam, o zaman aranan gemi olmaya başlıyorum. ben mi az zaman veriyorum yoksa onlar gerçekten geç mi kalıyorlar anlamakta?
aslında ben yeteri kadar zaman verdiğim kanaatindeyim. gururum ve benliğim zarar görmeyecek derecede bir zaman bu. kurallarım vardı. olmayacak şeylerin peşinden de gitmedim ısrarla. yapmadım etmedim ama sanırım bunlar beni yormak için yeterli oldu. şimdi eski heyecanım yok sevmek için. ve eskisi gibi değer verip zaman ayırmıyorum da. ya kuruttum altın sularımı ya da derinlere sakladım. öyle çırpındılar ki zamanında.. rengini göstermek için, güneşteki parlayışına bir göz çevrilip bakılması için. ne zaman aldandı seçtiği bir mecrada, o zaman bomboş bıraktı yataklarını.
toprağımın derinlerine çekildi.
05.04.2012 perşembe."

şimdi daha mı iyi daha mı kötü bilmiyorum. yazarken çekiniyorum.. içimden süzülerek ellerime dolan ve kalemimden akan yazıların kıymeti korunacak mı? bilemiyorum..
güncel Önemli Başlıklar