bugün

dalgınlıkla kaza yapmak kadar kötü bir şey yoktur, özellikle araç durduğu yerde nasıl oluyor çok enteresan bir şekilde oluyor. kamyonumuz var park halinde araç yüklü vaziyette bekliyor. bizim araç ile öndeki aracın mesafesi yaklaşık 15 metre. öndeki araç da kamyon. sabahleyin, erkenden kalktık aracın yanına gittik aracı çalıştırdım araç çalışır vaziyette bekliyor, elemanların, gelmesini bekliyoruz.

eskiden kamyonların, imdat sistemi kuru hava fren sistemi değildi. halat bir tel sistemi ve kurmalıydı. uzun bir kol ilerden geriye doğru çekip kurarak araç garantiye alınırdı. lakin, çok garantili olmayan bir fren sistemiydi.

neyse araçtan, aşağıya indik elemanı beklemek için 30 metre civarı açıldım. baktım eleman geliyor, kafayı çevirip kamyonu doğru bir baktım araç yerinden hareket etmiş gidiyor. ben sanıyorum ortağımız gelmiş aracı çeviriyor.

o an kafama dank ediyor ve hızla kamyona doğru koşmaya başlıyorum. fakat mesafe dar, ve araç hızlanmış vaziyette kamyonun içine girip aracı durdurmam imkansız. ilk kafayı çevirip gördüğüm anda koşsam durdururdum fakat kamyonu çeviren, ortak olduğunu sandığım için 5 saniye zaman kaybettik.

koştum lakin mesafe kalmamıştı. öndeki kamyon park halinde ve o zamanın yeni modeli ve kuru hava fren sistemiydi kıç tarafı bizim kamyonu bakıyordu. bizim araç hızlandı ve kamyona binemedim durdurmak için. geriye çekildim ve kamyon öyle bir, hızla diğer kamyonu arkadan, vurdu ki kamyonun kupası kasasına kadar girdi.

öndeki park halindeki kamyona hiçbir, şey olmadı. etrafta başka araç da yok kendi şeridinden, diğer kamyona arkadan, vurmuştu. belki içine binsem riskli bile olabilirdi. *
eskiden bu tip kamyonlar, yarı hidrolik fren sistemi vardı. yolda giderken, bazen fren pedalı boşalır, dibine kadar giderdi. cana gelmemiş mala gelmişti. baba geldi hayatta gördüğüm en soğukkanlı ve gamsız adam.

başka insan olsa kendini parçalardı kamyon gitti diyerek. fakat babam et yemiş kürdanla dişlerini karıştırıyor. inanın gamsızlığın vurdumduymazlığın geldiği son nokta olan babam en ufak kızma dahi yapmadı. bir şey olmaz dedi götürürüz tamire diyerek kurtarıcıyı çağırdı ve alıp tamire götürdü.

şimdiki babalar, bir çamurluk ezildi diye çocuklarını pert edene kadar dayak atıyorlar. yaşamın ve hayatın, çok ince çizgileri var, dünya malı dünyada kalıyor. basit meselelere çocuklara dayak atmak caiz değil. araç geri geliyor fakat evlat gittiği anda geri gelmiyor. insanlar bu gibi durumlarda dalgın, olmasın aracı olan insan park halinde veya yolda giderken, asla dalgınlığa gelmiyor.
trafik kazalarından en önemlilerinden biri ne yazık ki dalgınlıktır. dünyada olsun ülkemizde olsun dalgınlık düzünden binlerce kaza gerçekleşmektedir. ne yazık ki nice ölümlere sahne alıyor, yüzlerce binlerce insan sakat kalıyor. bu ve benzeri olayların önüne geçmek için araç şoförleri araç kullanırken daha dikkatli ve daha özverili olmalıdır. yaptığı işin bilincinde ve bilinci açık bir şekilde insanların hayatlarını göz önünde bulundurarak yapmalıdır.

peki ya günlük hayatta dalgınlık nasıl sonuçlar doğurabilmektedir. geçenlerde rastladığım bir video kanımın donmasına neden olduğu. köpeğiyle asansöre binen adam köpeğin bir anda dışarıda kalmasıyla asansör hareket etmeye başlıyor. daha sonrası ise korkunç;

http://www.youtube.com/watch?v=8MidvYnQ4QM