bugün

cumartesi gunu calışmayan sanslı bireyler tarafından kıçta pire uçuşturarak geçirilen sabahtır
eğer gidilmesi gereken yerler, yapılması gereken işler varsa bireyin gözü saatte ha yemek yiyeyim ha biraz daha oturayım şeklinde geçirdiği gündür. yine de huzurludur, ancak pazar sabahının yaklaştığını düşünmek bünyeye inceden bir huzursuzluk salar.

edit: imla
sevgiliyi özleyerek uyandığın sabahlardan herhangi biridir.

bugün orda da cumartesi mi? sen de beni, benim kadar özledin mi?
haftanın en guzel sabahı olmasına ragmen calısmak zorunda kalınması ve butun gunun sırkette öldurulmesınden dolayı nefret edılebılecek kıvama gelen mubarek gun.
işe giderken her zaman iç içe yürümek zorunda kaldığınız kalabalıktan uzak, istanbulun sakin, güzelliğini içinize çekebileceğiniz sabahtır, gidilen yer işyeri olmasına rağmen, başka bi huzur ve mutluluk duyulur, belkide öğleye kadar çalıışacak olmanın verdiği mutluluktur bu kimbilir. *
bazı öğrencilerin nefret ettiği gündür.herkes günü gün ederken paşa paşa okula gider.*
kahvaltısı pek bir uzun tutulan sabahtır.
yahudinin kutsal gününün sabahıdır. bir gün sonrası pazardır, sabahı da pazar sabahıdır. sonraki günü söylemeye gerek yoktur, en boktan sabahtır.
devlette çalışmaya ah edilen zamandır.
"tatildi di mi lan bugün ?" düşünceleriyle uyanılan sabahtır. ertesi günün pazarve de tatilin son günü olması hasebiyle yürekte ufak bir hüzün oluşur. içten içten "dersleri bugünden halledeyim, yarının keyfini süreyim" diye düşünceler geçse de mutlaka "pazar"a bırakılır, bugünün keyfi sürülür.

pazartesiyi iş günü yapan zihniyete karşı kaşık kaldırmadır cumartesi günü. kahrolsun pazartesi emperyalizmi!
an itibariyle bir cumartesi sabahında olmam ve iş yerinde çalışıyor olmam sebebiyle güzel geçmeyen bir sabahtır. bunun yerine koyulabilecek hayallerde olan cumartesi sabahı imgesi ise, geç bir saatte yataktan sevgiliyle beraber kalkmak, sabah kahvesini beraber içmek ve ardından uzun süren bi kahvaltı yapmaktır.
rüzgarlı & güneşli bir hava.
evet, hafif soğuk. hani saçların toplu olsa ya da rüzgar estiğinde saçlarını savurarak dudağındaki patlatıcıya yapıştırmasa daha rahat hissedilebilecek bir an.
yollar daha az kalabalık, daha sessiz.
hani bugün, bu hava da... rüzgara inat kapalı değil de açık bir mekanda kahvaltı yapsan sevdiğin birileriyle... ne peynire yapışan toz huzursuz eder seni, ne de çayın hemen soğuması canını sıkar.
güzel olur yani bi ofise tıkılmak zorunda olmasan, camı açtığında "kapat şunu, üşüyorum" diyenler olmasa.
ben de üşüyorum ama bunalıyorum da.
bu şey gibi. balıkistifi bindiğin otobüste tek bir allahın kulunun aklına gelmez bi cam açmak. söylersen de çemkirirler...
neyse konuyu saptırdık.

kötüdür kötü cumartesi günleri çalışmak. hele bide tüm gün...
pazar sabahlarının yerini tutamayacak olmalarına rağmen insanlara huzur katan sabahlardır.

hele ki suratınıza vuran güneş ışığı ile uyandıysanız..
Pazartesi den iki önceki sabahtır. Sanki pazartesi gelmeyecekmiş gibi kalkılıp , akşam yatınca hüzünlendim ben yine moduna geçilen sempatik gün...
Çalışanlar için, keyifle kahvaltı yapmak yerine poğaça simitle geçiştirilip, dolmuş otobüs bekleyerek geçen sabahtır. Çok koyar özellikle böyle buzlu, soğuk, yürümesi zor havalarda.
görsel
kahvalti akabininde havuza girerek degerlendirecegim sabahtir.
işe gidip, döndüğüm anda uyuyarak değerlendireceğim gündür. Hayat zor nazolar çalışıyor...
Günaydın arkadaşlar.
Hadi yine it gibi çalışalım.