bugün

tasodan miskete akla gelebilecek herşey.
tatak
(bkz: aşık memo)
kurutup anneye vermek üzere bekletilen çiçek ve yapraklardır.
çocuk olarak sana karşı yapılan kötü hareketler, ezilmeler, dışlanmalar, haksızlıklar, çekilen acılar biriktirilir genelikle. sonra bu biriktirilenler kişiliği oluşturur. birde kini.
hangi akla hizmetse;
sigara paketleri.
çok biriktirmedim o zamanlardan ne kadar gereksiz bir şey olduğunu anladım ve bıraktım.
anneden sevgi görülmediği için, ona üzüntüsünü ve sevgisini içeren ve dayak yenmesinden korkularak saklanan, verilemeyen mektuplar.
(bkz: hayal)
(bkz: tel)
hatta bu tel muhabbetini uğur gürsoy un fırat karakteride yapıyodu.*
uzerinde cizgi film kahranmanları olan janjanlı cokomel jelatinleri.
Sporcu sakızından çıkan futbolcu yapışkanları.
pokemon tasoları ve kartları.
(bkz: tapa)
deniz kabuğu, peçete, davetiye.
bazen bir hevesle başlar çocukken biriktirmeler. bir pul koleksiyonudur belki bu, belki eski para koleksiyonu. eski çocukluk hevesi olanlardan, yabancı ülkelere gidenlerden ne eski ne değişik paralar ve pullar toplanır. değişik ülkelerin 2-3 renkli, değişik köşeli garip yazılı ve şekilli paraları, ya da üçgen-beşgen pulların koleksiyonları. çocuğu memnun etmek için eski koleksiyonlardan ya da farklı ülkelerden armağan edilenlerin karışımı çok değerli kılmaya başlar çocuğun koleksiyonlarını. paralar-pullar dökülür ortalıklara, bakılır, sayılır, kategorilere ayrılır. kuzenlere, arkadaşlara gösterilir. hatta bazen paylaşmayı öğrenmeye yarar bunlar: çok sevilen arkadaşa koleksiyondan değerli bir parça hediye edilir.
zaman geçtikçe eskisi kadar biriktirilmez olunur pullar ve paralar. bir rafa, bir çekmeceye atılırlar. ve baba çıkıverir birden ortaya, milyarlar eden koleksiyonu çıkarıverir tozlandığı çekmecesinden. tüm emeği habersizce satarken, çocuğuna saygısını da yitirmiş olur aniden. sonra bir ara o çekmece bir açılır, bomboş kutular bulunur gerilerde. para için çalınan emeklerin harap edilişi farkına varılır. yıkık dökük ağlanılan o an, hep gelir hep gözlerin önüne büyüdükçe. benden çaldıkları sadece bunlar olsaydı bari denilir içten içe: sadece parasal şeyler olsaydı keşke....
annemle kadınlar hamamına giderdik. portakal , elma falan koyarlardı benim önüme. fallik nedir freud'dan falan değil bizzat yaşayarak hamamda öğrendim. [ portakal elma dedim ya ] sonra bolca elma/armut kalça , sütun/kütük bacak, ayva/fincan bolca göbek biriktirdim. birisi taş biriktirdim demiş yukarda. ben taş gibi hatunlar biriktirdim ama hep aklımda.
kibrit kutusu yırtılarak geniş taraflarından toto yapılır ve saklanırdı.
kokulu kağıtlar.
silgi pisliği.. biriktirip iğrenc bir oyun hamuru olustururduk.
dergilere verilen reklamlar olur ya hani bir sayfayı kaplar. onları yırtıp biriktiriyordum. annem sinir oluyordu ama çocuk gelişimi diye pek laf etmedi. ben üniversiteye gidince hepsini yakmıştır kesin.
para biriktirilirdi iş bankası kumbarasına,
misket, taso, toto biriktirilirdi arkadaşlarla oynamak için dışarıda,
renkli tokalar biriktirilirdi takmak için sindy bebeğin saçlarına,
kozalak, deniz kabuğu biriktirilirdi boyamak için renli boyalarla,
sevgi biriktirilirdi kötülük nedir bilmeyen kalplerde,
en önemliside hayal biriktirilirdi, düşlerdeki en güzel yarınlara.
kibrit kutuları.

eskiden çok güzel resimler olurdu üstünde, kültürel eğitim ve tanıtım amaçlı basılan pullar gibi fotoğraflı olanları vardı.

Kav kibrit azami 40 çöp.
blue jean dergisinin verdiği stickerlar.
Her türlü gereksiz şey.
eğer biriktirilen sıkıntıysa ergenlik döneminde ciddi bir şekilde problem olacak şeylerdir.hırçınlık,inatçılık,asilik,yalancılık,ciddi psikolojik sorunlar gibi karşımıza çıkar zamanla..
renkli poşet, peçete.