bugün

biliyorum hepimiz yaptık bunu aziz dostlarım, hepimiz babamızdan, dedemizden, amcamızdan; bizden büyük birilerinden ısrarla istedik bizi kaldırıp tavanı elletmelerini. yetmedi, tekrar istedik tavanı ellemeyi. beş parmağımızı, avucumuzun içini sürmek istedik tavana. tavanda yücelik gördük belki. dev gibi gördüğümüz babamızdan daha yüksekteydi o tavan. evet evet, yüceydi tavan bizim için. zaten yere çok yakın kıçlarımız, küçücük bedenlerimiz bizi daha da fazla uzaklaştırıyordu tavandan. yatak odasındaki gardropların üstüne tırmandık elledik tavanları; hiç olmadı annemizin oklavasını aldık tavana zar zor ucunu değdirdik. büyüdükçe de işimiz bitmedi o tavanla, geceleri lazerle resim çizdik o tavanda. lazer başlıklarından, çıplak kadın başlığını taktık baktık meraklı gözle. daha da büyüdük, boş boş baktık tavana hüzünden, bakacak başka yer bulamadık belki. annemizin astırdığı perdeyi takarken hiç ellemedik tavanı çocukluğumuzdaki gibi; ama tavanı elleme hevesi olan milyonlarca çocuktan biriydik biz de.

evet evet, karıncalar gibi yürümek istedik tavanda.