bugün

başrollerinde nicholas cage ve meg ryan'ın oynadığı,yönetmenliğini brad silberling'in üstlendiği 1998 yılı gösterimli sinema filmi..sonuyla herkesi şaşırtmış birçoğumuzu gözyaşlarına boğmuştur..bir fedakarlık filmidir..
romantik, duygusal ve drama filmlerinden hoşlanan kişilerin bir defa izlemekle yetinmediği, defalarca izlediği, gözyaşlarını akıttığı film.
Seth: Let's go.
Maggie: Where?
Seth: Anywhere.
Maggie: What'll we do?
Seth: Anything *
güzel vakit geçirten ama seyirciye yeni bir şeyler de kazandırmayan bir film.
meleklere inanmıyordu ta kii onlardan birine asık olana kadar..
afişinde bu sözler gecer.okyanus sahnesi beni benden alır.
(bkz: los angeles)
dışarıda fırtına vardır ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordur fonda uninvited çalar , magie o gece ilk olarak seth'in varlığını yakınında hisseder ve uzun zamandan sonra deliksiz bir uyku çeker . en sevdiğim sahnesidir filmin , dünyalar tatlısı meg ryan ve uninvited eşliğinde hem gözlerimiz gem kulaklarımız bayram eder.
Sarah Mclachlan adlı bayanın söylediği angel adlı şarkı eşliğinde, sevdiği adama aldığı armutları, sarı saçlarıyla birlikte etrafa dağılan maggie.. kamyonun canhıraş görüntüsü.. ve sethin içindeki ansızın kıpırdanma.. *
john lee hooker ın soyledigi mama you got a daughter sarkısının da bulundugu guzel soundtrack albumune sahip film.
aşk temalı yapılmış ve yapılabilecek en güzel filmdir kendisi. şöyle ki; her saniyesinde tam göğsünün üzerinde küçük bir sızı hisseden bünye film bittiğinde ise yerinde yığılır.

kaderin, ümit etmenin, şansın ve zamanlamanın gayet güzel ve ironik bir şekilde anlatıldığı şaheserdir.

--spoiler--

hastanedeki gözyaşına dokunma sahnesi ise zaten olayı bitirmektedir.

--spoiler--
fevkalade nin fevki olan film.
her şeyi yaptınız, eksiksiz ve doğru... ama yine de kaybettiniz. inancın sorgulandığı ve aşk ın herşeye değerliğinin bir kez daha gösterildiği film. *
(bkz: under the bridge)
o güne kadar hiç aşk filmi izlememiş bünyeme ulan gidicem bu filme kötüysede napıyım bi aşk filmi izlemiş olayım demiştim. Bula bula en güzek aşk filmini bulmuşuz...
kesinlikle duygu yoğunluğunu hat safhalara çıkaran bir film. kırık bir kalple asla izlenmemesi gerekir. hem aşkı barındırıp aynı zamanda ölümüde düşündüren bir filmdir.
mutlak izlenmesi gereken 4-5 aşk filminden biridir. Eğer fırsatınız olursa ilk olarak dragonfly'ı sonrasında city of angels'i izlemeniz şiddetle tavsiye edilir.
seth'in filmin sonundaki gözyaşları, maggie'nin ölürkenki gözyaşlarına karıştığında, etrafınızda bir tek kuru mendil bile bırakmayan filmdir. aşkın kişide neden olduğu "dönüşümü" öyle böyle değil en güzel yoldan anlatan, cız ettiren filmdir.
alanis morisette'nin seslendirdiği uninvited şarkısı filmin adı ile neredeyse bir anılır hale gelmiştir.
dün gece cnbc-e'de izlediğim film. film zaten yavan bir film, olabildiğince beylik laflar ve sahnelerle dolu. pek çok da mantık hatası var ama diyelim hepsini yedik. yav canım kardeşim, melaikeliği meg ryan için bırakır mı insan ya? bunun monica belluci'si var, juliette binoche'u var, diğer kulvardan gisele bundchen'i grace park'ı var. bula bula meg ryan'ı buldun, ona aşık oldun, onun için melekliği bıraktın he? sen hakettin olum başına gelenleri, açık söylüyorum.
-armudun tadı nasıl_
+armudun tadını bilmiyor musun?
-armudun tadının sana nasıl geldiğini bilmiyorum.
aşkı en iyi yansıtan izlenesi filmlerden yıllarca unutulmayacak bir yapım.
--spoiler--
bana, "en çok neyi sevdin?" diye sorarlarsa onlara "seni" söyleyeceğim...
--spoiler--
Her ne kadar çok saçma bir konusu olsa da insanın yüreğine işleyen bir film. Sonu kötü olmasaymış keşke.
dolu gözlerin oynadığı aşkın, duyguların ve dokunmanın ne kadar da ilahi olduğunu tekrar ve tekrar hatırlatan şahane ötesi film.
hayatımda izlediğim en iyi aşk filmlerinden biri.