bugün

biri de çıkıp demiyor ki 'cioran' kim be amk!
intihar etseydi yaşaması için tek bir nedeninin bile kalmayacağını düşünüyordu. Adam 17 yaşında nihilizm üzerinde okumalar yapmaya başlamış 22 yaşında ise ümitsizliğin doruklarinda kitabını yazmıştır. Kitap insanın hayatını nasıl da değiştiriyor. Okumayan çoğu insanın mutluluğu ve kendini kitaplara veren bir adamın mutsuzlugu ilginçtir. Gerçi cioran'nin ki mutsuzluk değildi kendini düşünce dünyasına hapsetmis gibiydi istediği yaşam biçimi buydu belki de.
"Bütün hınçlar içimizde pusuya yatan şeylerden doğar; birbirimize kavuşamadık, bu yüzden başkalarını asla affetmiyoruz."
"Başkasına kıymamak için her birimiz kendimize mutsuzluğu seçeriz. Mutsuz olmak, mutsuz etmekten bin kat daha iyidir."
Pessoa ile kendime en yakın gördüğüm yazarlardan biridir.
"Acaba?" Ya takılı kalan kimse intihar edemez. Istediği kadar nihilist olsun. Cioran'ın da içinde yer eden acabaları vardı. Birer yaşama emaresi bunlar.

Edit: ayrıca her düşünür, yazar birilerine benzer ve etkilenir.schopenhauer'dan bin yıl önce el-kindî yazmış üzüntü tasniflerini, kurtulma yollarını.
(bkz: üzüntüden kurtulma yolları)
Benzerlikler, esinlenme, akraba düşünceler bunlar hep var. Tüm bunları taklit diye yaftalamak işin kolayına kaçmaktan öteye gitmez. Sıfırdan fikir ortaya koymak için çok fazla başa sarmak gerekiyor.
Çünkü hayat kadar ölümden de nefref ediyordu. Ona göre yaşamının bir anlamı yoktu ve intihar etme düşüncesi de midesini bulandırıyordu. Esas dram ölmek değil doğmak diyen bir adamın intihara direnmeside güzel...
Kendisini intihardan alıkoyan esasında intihar fikriydi. Kendini istediğin zaman öldürebilirsin; Zor ve sancılı durumlarda intihar ederek bundan kurtulabilmenin düşüncesiyle, bunun rahatlığıyla yaşadı. Yanılmıyorsam Nietzsche gibi önemli diğer varoluşçu filozoflar da bu konuda benzer bir yaklaşımı benimsedi.