bugün

her şey aynıydı insana dair. günler geçer, mevsimler değişir, kıtalar bölünür, yeni yeni insanlar toprağa buğday başakları gibi dağılır fakat insanda hiçbir şey değişmezdi. her hareketi her düşüncesi, her sözü aynıydı. ta ki kelimelerin tılsımını çözene kadar. insan anladı ki insanda değiştirebileceği tek şey "kelimelerdi" kelimeler kelimeleri yarattı, cümleler yığıldı, bir hayattan daha uzun sayfalar oluştu. insan kendini kelimelerin içinde klonlaya klonlaya kendinden bir şehir kurdu.

orduları kelimelerdi, savaştığı kelimeler, ağladığı, güldüğü, kendini yeniden yineleyerek kelimelerle her daim canlı tuttu. ne önemi vardı artık her sabah aynı hareketlerle güne başlamasının, akşam ezberlenmiş hareketlerle uyumasının, hep aynı yemekleri yiyerek aynı kıyafetlerle kaldırım kaldırım yürümesinin. kelimeleri işlemenin sanatına soyundu. hayatın sıradanlığında devrimini kelimelerle yaptı yalnız bir sorun vardı, kelimeler de aynıydı..

bütün evrenin aynı olduğu bu gezegende, göğün aynı, şehrin aynı, siyasetin ve savaşın aynı olduğu bu dairede kelimeleri cilalamaya başladı. yoksa anlattığı her şey aynı olacaktı. aynılığı zaten yaşarken neden aynı kelimeleri de aynılığa katıp yaşamı koca bir aynaya dönüştürsündü?

kelimeler.. artık muhabbetlerde dönen yüzlük skalasından çıktı. tekrar tekrar yaşananı anlatabilmek için farklı farklı halleri keşfedildi. çünkü insan değişikliğe açtı...
güncel Önemli Başlıklar