bugün

memnuniyetsizlik ruh halinin tavan yapışıyla oluşan duyguya chp kurmaylarının yıllardır yanıt veremediği konu.
kötünün iyisi etiketinin üzerine yapıştırılmasına ses çıkaramamak başlı başına düşünülmesi gereken yeterlilikte. özümsemek var kötünün iyisi olmayı. geçen babamla tartışıyordum bu konuyu. kötünün iyisi diye bir partiye oy verilir mi yahu? yahut akp'yi öcü olarak belleyip.
40 yıllık sosyal demokrat babamın bile ruh sağlığını bozdu bu sosyal demokratlar. yaparlar, kötünün iyileri. aman, iyi olursunuz. nazar değer! kötünün iyisi olup muhalefet koltuğuna japonla yapışmak varken...
akp'ye oy verenlerin tek argümanı "başbakan şöyle müslüman adam", "böyle delikanlı adam" vs vs tarzı söylemler iken pek de yadırganası bir durum olmayandır.
(bkz: akp iktidar olmasın diye chp ye oy vermek)*
eğer bir insan kötünün iyisi gibi bir mantıkla bir partiye oy veriyorsa, ne ülkesine bir yararı vardır, ne kendisine ne de yaşadığı topluma, takım tutar gibi parti tutmak çağdışı bir zihniyetin ürünüdür, malesef ülkemizde demokrasinin bir türlü istenilen düzeye gelememesi ancak bu tür bağnazlıklarla açıklanabilir.
radikal, geçen seçimlerden sonra chp'ye oy verenlerin 3/4'ünün bu düşünce de olduğunu anketle betimlemişti. o yazıyı koparıp, saklamıştım.
oy veren kitlenin kendi tabanı dahi zor oy veriyor ve oy verirken memnun değil. mesele bu. yoksa partiye şu bu demem hiç bir zaman. konu, chp'ye oy verenlerin chp'den memnun olmadan oy verişi. meselenin özü budur!
edit: sen partili olarak hissettirmezsen kurmaylar için hava hoş. parti içi demokrasi olmadan sosyal demokrasi olur mu?
üsttekilere kafa sallamak bir yere kadar. işçiden üniversitelerden sendikalardan kopuk sol olmaz! olsa olsa bu tarz kafa sallayıcı bir yönetim olur!
"atatürk kurdu yea, kazanınca atatürk kazanmış olcak, hala partinin başında yea" diyenleri de görülmüştür.