bugün

chp ve sol kavramının aynı konuda harmanlandığı tartışmalardır.

chp'nin soldan uzaklaştığı, liberal güdümde olduğu, yeterince abd karşıtlığı yapamadığı, bağımsızlığımızı korumada yetersiz kaldığı, sol politikalar üretmede yetersiz kaldığı konusunda herkesin haklılık derecesi olan kaygıları ve endişeleri vardır. Buraya kadar eyvallah.

Lakin bu eleştirilerimizi sıralarken gözden kaçırmamamız gereken şeyler de var. Belki gözden kaçan bu ayrıntılar, bizlerin bu ülke menfaatine birbirimizden ayrı kulvarlarda paralel koşan azmimizi birbirinden habersiz yoruyor. Bu konuya dikkat çekmekte fayda var.

Solu eleştirirken solun eleştiriye açık hoşgörüsünden kaynaklı bir acımasızlığımız var. içimizdeki o iyi niyet, eleştirileri en gerçek yönüyle görmeyi arzuladığından acımasızca dillendirilebiliyor. Lakin bunu yaparken gaza gelip güzel şeyleri de görmezden geliyoruz.

baykal'ın chp'ye verdiği zararlar ortada. Lakin baykal'ı eleştirirken chp'yi de yerden yere vurduğumuzu ve uzun zamanın kazanımı olan variyetimizi de yok ettiğimizi görmüyoruz. komple chp'yi çöpe atalımmış gibi bir mantıkta birleşiyoruz farkında olmadan. sonrasında iş şöyle bir hal alıyor: chp sol mu?, chp bu haliyle bizi kurtarabilir mi? vs... Lakin zaten bunları bildiğimiz için eleştirmiyor muyuz chp'yi? evet. o halde çözüm üretmek varken neden sadece yıkıcı eleştirilerle her şeyi mahvediyoruz? uşağı olduğu için suçladığımız bir partiye gönül koyarken, neden uşağı olduğu için kızdığımız ab-d'nin, gericilerin, lobilerin arzuladığı karmaşa ortamını kendi içimizde yaratıyoruz ki?

Yapmamız gereken şey sadece eleştirmek değil çözüm yolu da üretmek. hiçbirimiz baykal'ın solu canlandıramayacağını biliyoruz. Ama cumhuriyet için yürürken bu adamla yürüyoruz. bu da garabet değil mi? elbette cumhuriyet için yürüueceğiz. ama "baykalsız bir chp için de yürüyeceğiz". biz bunu yapmaksak amcık amcık konuşan diğerlerinden ne farkımız var ki? sonra elin oğlu çıkar ve milyonluk yürüyüşlerimize "bindirilmiş kıta" yakıştırmasını yapar tabi. çünkü o da biliyor 10 milyonla da yürüsek başımızdaki adam bir sike yaramadıktan sonra, onlar yine de bildiklerini okuyacaklar.

siirt seçimlerini iptal edip rte'yi başımıza bela eden de, cumhurbaşkanlığı sözü alıp başbakanlığı rte'ye bırakan da baykaldır. o halde baykalı eleşitireceğiz ama chp'ye zarar vermeden... kazanımlarımızı yok etmeden... chp'yi yeniden chp yapmak için, baykal ve onun gibilerdir cehaletle savaşımızda ilk durağımız. önce onları bertaraf etmeli ve sonra da aydınlık bir türkiye için organize olmalıyız.

onurlu bir mücadelede düşmanımız, değerlerimizin simgesi değil, o değerleri layıkıyla taşıyamayan zihniyet/kişiler/kurumlardır. atatürk'ün de dediği gibi devletin her noktasına her kurumuna düşmanlar gelebilir. bu yüzden devleti çöpe atmak yerine pisliği bertaraf etmeliyiz. devrimimize önce kendi içimizden başlamalıyız. beyinlerimize kadar bulaşan hastalıklı düşünceler ve nefretten sıyrılmalıyız.
güncel Önemli Başlıklar