chp nin uzlaşma adı altındaki dayatma politikası

kuruluşundan beri, devleti koruma yetkisinin kendisinde olduğu benimsetilmiş bir partiden beklenilen ve şaşırtmayan durum.

Bunu chp'yi kötülemek amacıyla söylemiyorum!

Devleti koruma ve kollama misyonu chp'ye benimsetilmiş bir misyon!

Bu gün chp'ye oy verenlerin çoğunluğu deniz baykal için değil, cumhuriyetin kurucusu mustafa kemal atatürk için vermektedirler.

Böyle bir tabana hitap eden parti elbette zamanın gerekleine göre hareket edemeyecektir.

bunu anlamak, algılamak, kabullenmek gerekli!

chp'nin şu haliyle, yok olmasını ya da değişmesini hayal etmek, imkansızı istemektir.

tabanı değişirse, chp zaten değişecektir!

akp nin açılım adı altındaki bölünme politikasıyla başbaşa verirse ülkeyi çok daha boktan günlere götürecek olan politikadır.

deniz baykal tutturmuş bir "demokrasi uzlaşma rejimidir" diye gidiyor. demokrasi uzlaşma rejimi değildir. azınlığın insan haklarından gelen haklarını çiğnemeden, çoğunluğun isteklerine tahammül edebilme rejimidir. bir konuda bir oylama yapılır başlangıçta karşı olsanız bile oylama yapıldıktan sonra sonucu kabullenir saygı gösterirsiniz. chp ise seçimlerde akp kazanmış ve bir türlü bunu hazmedemiyor, yeri gelip halkı suçlayabiliyor. eğer demokrasi uzlaşma rejimi olsaydı akp ile uzlaşıp "ya bu yıl sen hükümet kur , gelecek sene bana destek ver ben kurayım" deme cesareti olurdu.

bir konuda çoğunluk kazanamıyorsan gidersin uzlaşırsın. uzlaşmak isteyende ufak olan gider büyükle uzlaşmaya çalışır. chp ise zaten çoğunluğu olan bir partinin kendisine uzlaşmak için başvurmasını bekliyor, herşeye rağmen "büyük oy sahibi" ayağına kadar geldiği halde diretmeler gösteriyor. uzlaşmadan anladığı "benim dediğim olacak" demek. şimdi düşünüyorum. bu chp, akp'den daha düşük oy oranına sahip ayağına kadar gelen akp'ye karşı nasıl isteklerinde diretebilir. oy ile kazanılmayan doğal bir gücü mü var? bu uzlaşmaz tavrı, kendi seçmeninin gözünde de oy kaybettirir ama demek ki oydan daha çok güvendiği bir mantıklı sebep var. bir darbe olacak ve seçmene ihtiyaç kalmadan başa geleceğim diye mi umuyor? insan düşünmeden edemiyor. akp'nin zaman zaman chp'den destek aramasını da anlayamıyorum. demek ki onları korkutan planlar var demeden edemiyorum. yoksa şu demokratik açılımda cumhurbaşkanlığı seçiminde, meclis başkanı seçiminde neden chp ile görüşmeye ihtiyaç duysun.

umarım akp aklını başına alır. ara ara gösterdiği ürkeklikten vazgeçip güçlü söylemlerle yoluna devam eder. bu halk diğerlerinden bir bok olmayacağı kanısına varmış ve %47 destek vermiş. onlarla uyumlu olacağım diye ne onlara prim yaptırsın, ne korkup geri çekilsin. benim gibi milyonlarca seçmenle uzlaşmaya gerek görmeyen bir chp varken, eğer uzlaşacaksanız onlardan ne farkınız kalır? çoğunluk ne istiyorsa onun olmasına tahammül etmeyi herkes seve seve öğrenecek...eğer ki demokrasi uzlaşma rejimiyse chp önce türkiye insanları ile uzlaşmayı öğrensin.