bugün

(bkz: alıştık)
önder sav'ın kadim yol arkadaşı deniz baykal'ı koltuğundan edip kemal kılıçdaroğlu'nun başkan olmasına önayak olduğunu düşününce dünkü tartışma daha enteresan bir hal alıyor. kılıçdaroğlu'da koltukçu olarak bellediği önder sav ve ekibini tasviye edince ortalık iyiden iyiye karıştı.
üçlü içinde iyiden iyiye al birine vur ötekisine hesabı kök salan/ tabanı olan baykal ve sav'ın tavrı ne olacak? yakında bir kurultay olur mu? chp halktan kopuk siyaseti rafa kaldırıp halkla bütünleşebilecek mi? kılıçdaroğlu'nun yeni chp'sinde baykal ve sav olmayınca kutuplaşma söz konusu olur mu? chp'nin statükoyla özdeşleşir hale gelmesi yeni bir kimlik gerektirmiyor mu?
soruları akla gelmekte. chp'nin statüko ve hizipçilikle dışa kapalı bir parti halini alıvermesi türkiye'deki tüm insanları kucaklar bir tavır takınmaması ve aşırı milliyetçi ve korumacı dışavurum en mühim sorunlar olarak gözükmekte.
dünkü iç savaşı andıran gelişmelere dair bugün ilgi çekici bir yazı karalanmış, göz atalım:


(bkz: http://www.milliyet.com.t....2010/1309896/default.htm)
#8519558 gibi manasız bir başlığın güncelin yerini almasından olabilir.
partinin artık ciddiye alınmadığını gösterir belki de. ne de olsa aynı parti 53 yıldır iktidar olamıyor. dimi?
chp'deki karmaşa, bir yarbayın utanç verici ses kaydı ve laikçi kesimin tüm terbiyesizliklerinde sözlükte yaşanan durumdur.

tony blair'in baldızını da göremedim.anladın onu.
chp yandaşlarının sürecin nasıl yürüyeceğini tahmin ettiklerinden ses çıkarmamalarından kaynaklıdır.süreç şöyle yürüyecektir:

önder sav ve ekibi tasfiye olacak ve kemal kılıçdaroğlu parti içindeki liderliğini iyice pekiştirecek. böylece genel seçim öncesi moral depolamış ve türkiye'ye de sağlam bir görüntü vermiş olacak.

yani akplilerin "vışş, krize bak yav, yıkıldı chp" gibi laflarla yaymaya çalıştıkları görüntü ancak kendi yandaşlarını kandırabilecektir.
(bkz: kanıksamak)
sonu belli bir oyun olduğu içindir.
ortada bir tane ud, basındada 10 tane udi olursa ne beklersin o ortamdan. ben chp de genclik kollarında görevler yaptım ve anladımki chp demokratik yollarla yönetilen bir parti değil monarşiyle yönetilen bir parti tıpkı diğer partiler gibi. bence olayların, karmaşaların altında yatan sebeb parti ve delege düzenlerinden kaynaklanmaktadır. herkes siyaset konusabilir böyle bir düzende, fakat yanlıştır herkesin siyaset konuşması, nitekim zor bir iştir siyaset konuşmak. bir partinin genel başkanı olmak yeterli geliyor olmalı chp delegelerine onların dertleri ülke falan değil (tüm partiler için geçerlidir) rant sağlamaktır oturacakları koltuklardan burdan sözlük vasıtasıyla soruyorum kemal kılıçdaroğluna gerçi koskoca kemal bey takip etmez sözlük falanda ben yinede sansımı deneyeyim. gecen referandumda 71 ilde düzenlenen mitinglerde chp nin kasasından kac para cıktı. bu bir genel secim yada yerel secim olmamasına rağmen harcanan para korkunç bu paraları halkın iradesine bırakılmış referandumda yandaş taraf olarak harcıcağına gel benim güzel memleketim izmire de su utanç kaynağı metroyu bitir. tabi burda saglıcagınız rant kalmadı nasıl olsa izmir cepte biz baska illere bakalım diyorsunuz ya önümüzdeki secimlerde görüsmek üzere.
biz bu filmi daha önce seyretmiştik.
aşk-ı memnu tadında bir parti olan chp de dönen entrikaların ardı arkasının kesilmemesine bağlı olarak bıkkınlık, sıkkınlık duygusunun yarattığı boşvermişliğin sonucudur belkide. kimsenin bir beklentisi yoktur malum partiden. ama magazini güçlü bir partinin sözlükte fatmagül kadar reyting almaması da enteresandır. kılıçdaroğlu ve sav flash tvde yalçın abiye çıkarlarsa ve telefonla deniz baykal ve gürsel tekin bağlanırsa kanaatimce sözlük ses verecektir. bu arada bu chp hakaten başa bela be abi heriflerin uçkur cezasını biz çekiyoruz youtube yine kapatıldı. komple zarar bir yapılanma. gelsin eksiler.
(bkz: hepimiz ölücez)
bazı yazarların,kafalarını deve kuşu gibi kuma soktuğunun kanıtıdır.
güncel Önemli Başlıklar