bugün

dışarıda, çarşıda, sokakta, görüp görüp görebileceğiniz herkesin elinde var artık cep telefonu dediğimiz alet. küçücük çocukların bile elinden düşmüyo artık. kime baksanız mutlaka elinde dolandırmakta. hava atmak için konuşuyormuş gibi yapmak da ayrı bir rezillik.
cep telefonunun bokunun çıkmasının emareleri ilk çıktığı vaktilerde görülmeye başlanmıştı.

cep telefonları piyasaya arz ettiği vakitlerde her t.c. vatandaşı alamayacak kadar pahalıydı. bugünün parası iki bucuk, üç milyar gibi rakamlara ahaliye arz ediliyordu. bir takım aklı evvel kişiler hava basmak için oyuncak telefonları -genelde masaya yüz üstü yatırılırdı- hakiki telefonmuş gibi kullanmaya gayret ederler yahut telefon satın almış birteyler telefonlarıyla konuşurmuş gibi yaparlardı. elbette bazen bozum olurlardı ama o da ayrı mesele.

999 senesinin yazıyla beraber telefon fiyatlarında bir damping oldu ve günümüz fiyatlarıyla 200-300 aralığına geriledi. işte o günlerde tam anlamıyla kıyamet koptu. çünkü nokia telefonlarda yılan oyunu vardı. - yanılmıyorsam nokia 5110 ile başladı bu furya-. gammatch faciasından yeni çıkmış turkiye cumhuriyeti yılan faciasıyla çifte dprem yaşadı. - diğer depremi biliyorsunuz-

tabiki o vakitler konturlu hat modası da yaygınlasması gazetelerin kuponla telefon ve kart satmaları da faciaya davet çıkardı. iletişim kirlenmesinin doruğuna varılmak üzereydi.

işin gırgırı bu zamazingoyu konumak için değil sanki bir çağrı cihazıymış gibi kullanan kişilerde vardı. hatta konuşmaktansa cevapsız atmak ve almak daha çok sarj götürüyordu.

melodi manyaklığının ise bu işin iyice bokunun çıkmasına katkısı yadsınamaz. nbensizin babanızım yaz bilmem kaç bilmem kaça gönder melodin cebine gelsin, polifonik istiyorsan pnben sizin babanızım yaz bilmem kaç bilmem kaça gönder gibi reklamlar oluyordu. kraltv, dreamtv, alasikimtv, eşeğinbokutv gibi kanallların kliplerinin altından geçen bu ilanlar zaten gürültü kirliğine katkıda bulunurken bir de üstüne görüntü kirliğine de sebep vererek insanlığa karşı duble günah işliyorlardı.

daha sonra kameralı fonksiyonlarının ortaya çıkması ve ayağa düşmesi ile her türkiye cumhuriyeti vatandaşı birer ara güler olma isteği doldu taştı ve otu boku akla hayale gelmeyecek herşeyi çekme sevdasına kapıldı. bir de cep telefonlarının video çekebilme özelliğide eklenince ahali bir francis ford copala, bir işte alfred hiçkorkmaz ciddiyeti ile çekimden çekime koştu durdu. viyana kapılarına dayanan ceddimizi utandırmadık, youtube denilen video paylaşım sitesinide fetih eyledik. gerçi bazı paşalar yasah hemserim dese ble yasak ne günah ne diyerek yasakla taşak geçtik ve kalenin etinden sütünden ve yününden faydalandık.

bazısı kuş sesli, bazısı cam kırılma efekti, bazısı sikindirik 2007 model top sarkılı nidalar, ciyak ciyak bağıran tiz sesli melodili artık iletişim kirlenmesini yaşamaktayız.

iş bu suretle graham bell denilen ecnebi keferenin Bay Watson. Buraya gelin. Sizi görmek istiyorum* kelamı tarihin en kara sözlerinden biri olacağı kuşkusuzdur.

elbette bunun nedeninin mesleksiz, daha var olmadan varlık sahibi olmaya çalışan ve eline yüzüne bulaştıranların sayısının çok olmasıyla da ve yahut ortalama bireysel kalitede fevkalade büyük aşınma göstergesi olarak açıklanabilir bu durumlar.

* sunu bir inceleseler daha iyi olacak kanaatindeyim;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Alexander_Graham_Bell
verengül: aaa yakışıklıymış bu! telefon modeli ne?

tepengül:a1018miş

v.g: iyy! zaten çok çirkinmiş be şu buruna bak!

(bkz: ama bu üçgen)

(bkz: ama bu bildiğin gofret!)
"herşey cep telefonunun statü olarak görülmesiyle başladı.."

diye başlaması olası bir köşe yazısı.
kişinin özel hayatının gizliliğinin ırzına geçilmesine sebep olması da cabası. sırf bu yüzden bazen kapalı tutuyorum. şarzı yoktu ayağına yatıyorum. yorgunum dinlenmem lazım bakıyorum çalıyor. ne var? saçma sapan gereksiz konuşmalar.
işe yaradığı yerler elbette vardır ama bokunu çıkarmadan kullanmak lazım.
bir de ayda bir telefon değiştiren dallamalar var ki onlara bir şey demiyorum.
bu gerçeğin farkında olan yazarın 2008 yılında ikinci el nokia 3510 kullanmasıdır.

yokluktan mı? hayır.

kameralı mp3 video playerlı multifonik telefon herkesde var.

ihtiyaç var mı? hayır.

bende olmasa da olur.
yurdum insanının görgüsüz ve gösteriş budalası olmasından kaynaklanan hadisedir. Kimse kusura bakmasın mulayim sonuna kadar haklı. Hele o böğüre böğüre, höyküre höyküre konuşmaya çabalamaları yok mu? Şeytan diyor çek makinayı sık kafasına...

Şahsım yaklaşık bir aydan bu yana cep telefonu kullanmıyor. Arayan adam ya işyerinden arasın - ki bulunamaz hint kumaşı değilim - ya da evden arasın. Ha ikisinde de yoksam, o zaman bilinsin ki rahatsız edilmek istemiyorum.

Bir ara facebook amele dolmasın diye hırt bir kampanya vardı, adamları kendini beğenmişlikle suçlamıştım ama şimdi sonuna kadar hak veriyorum. Hatta aynı şeyi cep telefonu için düşünüyorum.

Cep telefonlarını artık ameleler kullanıyor, ben kullanmayacağım.
(bkz: amele)
(bkz: sözlükte amele kavramı)
1000 ytllik telefona 17 ytllik kontör yükleyememek en büyük kanıtıdır.
coktur dikkatimi ceker. hatta önceleri bir omuz silkme ile karsılık verirdim. şimdilerde ise iyice gözüme carpmaya ve beni tilt etmeye basladi.

şu cep telefonu denilen nesnenin iyice bokunu cikarttik.

önceleri fevkalade ise yariyordu. mesela diyelim ki vapurda ahbabinizi kaybettiniz. firil firil vapurun içinde döneneceğinize ciz diye ariyordunuz ve buluyordunuz.

uzun yol söförleri ve iş adamlarinin ben pek işine yaradiğini zannetmiyorum cep telefonunun velev ki araç telefonunu bilmeyeler. hani ülkemizde 522 ile baslayan filmlerde cokca gördüğümüz zimbirti canim.

fakat bize hürriyet getirmesi gereken cep telefonu ne yazik ki sinir bozmaya baslamiştir.

özellikle konusma lisanini bangir bangir götünü yirtarcasina bagirma olarak algilayan kişilerin gürültüleri yüzünden özellikle seyahat araclarinda insan sinir sahibi oluyor.

bir de bunun üzerine ben cok mesgul bir insanim havasi veren aslinda boş gezenin bos kalfasi olan kişilerin zübüklüğü de bir ekleyiniz.

eskiden cep telefonu icat edilmeden evvel bulusmalarda insanlar saatinde gelirdi. çünkü insanlari agaç etmek hiyarliğin alemeti farikasiydi velev ki trafige takilinmasa.
şimdilerde insanlar haber verebilmenin vermiş oldugu özgürlükle 'ben 15 dakika geç gelicem' diyebiliyorlar ve saat 3'te olan görüsme oluyor sana 4'te. olan bekleyenin bir saaitine oluyor ve bütün planlari harman dali oluyor.

cağimiz vakit-nakit-zaman satin alma-istewdiklerini yapabilme cagidir. bir dakikanin bile önemi vardir. cünkü hayatın basari mi basarisiz mi olduguna dolayli yoldan etki eder. -al pacino'nun kazanma hırsı filmindeki mactan önceki tiradini hatirlayiniz-

bir de şöyle bir şey var. şimdi bakiyorum ahali cep telefonunu geymmac ve fotograf makinasi olarak kullanmaya bayiliyor. geymmac olarak kullanmasina bir şey diyemem ama
sirf fotograf makinasi özelliği için bir telefona esek yüküyle para baglamayi anlamiyorum. ayni parayla daha iyi özelliklere sahip bir fotograf makinasi alinir ve kullanilir. telefonla alo yapilir olur biter.

hep ofisyel bir ortamda ve sabit bir mevkide olanlarin cep telefonu kullanmasida acayibime gidiyor. üzerine daha hesapli konusacaği sabit telefondansa daha kazık cep telini tercih etmek kelimenin tam anlamiyla komiğime gidiyor.

ben mi ne yapiyorum. elbette cebim var ama fakat konusmalarimi mümkün mertebe sabit telefonla yapiyorum. cep kullanmadiğim vakit disardaysam ankesorlu telefonlari tercih ediyorum.

bir milyarlik meblaği telefona bağliyacağima iş gören bir teli tercih ediyorum ki sarji zirt pirt bitmese 688'i hala kullanma taraftariyim.

zaten bugun mesela bir milyara aldiğin telefon üc ay sonra 200 milyona düsüyor ve kişiye cart diye 800 milyon giriyor.

ben iett'nin yesil otobuslerde cep telefonu yasağinin sadece teknik ariza nedeniyle olduguna inanmiyorum. cünkü tepenizde barbar konusan biri oldugu vakit dikkatiniz dağilmaktadir ve elim olaylar vucuda gelmektedir. söför can tasir patlican değil. -söförle konusmak yasaktir tabelasinin nedenin düsününüz-

madem cok önemli bir şey var ahalinin arasinda konusma, in iett otobusunden sessiz bir yerde konus yahut ertele efendi son durakta yürürken, dinlenirken yahut salim kafayla konus.

eskiden olsa otobus kıtlıgından dolayi anlabilirdim. ama şimdilerde istisnalar haricinde otobus kıtlıgı pek yok. hatta metro, tramway vesaire araclar cogaldi.

ama bütün bunlara rağmen cep telefonu denilen olguyu ahalice sindirmeye basladiğimizin isaretlerini görmek beni sevindirmektedir.

fakat iletisim özgürlüğü kisvesinde develik ve vurdumduymazliğin ars-ı alaya cikmasi zaten zar zor tahammul ettiğimiz, günümüz türkiye cumhuriyeti vatandasliğinin gerginliğinin üzerine limon sıkmakta.

elbette biliyorum calismasini bilmediğimiz gibi eğlenmesini bilmediğimizden dolayi ortaya cıkan can sıkıntısından oluyor bunlar.