bugün

cemaat denilen kitlenin yolsuzluk kavramını ele alış biçimi. (ilk cümlenin tanım olma zorunluluğu adamın kapasitesini küçültüyor.)

yaklaşık bir haftadır can hıraş bir şekilde, evini terliksiz terkederek sokağın ortasına atılmış bir kadının evindeki ateşi söndürmek üzere etraftakilere sesini duyurmak amacıyla, yangın var haykırışı gibi, samimane ve yardım bekler bir edayla yolsuzluk çığırtkanlığı yapan cemaat adlı olgunun samimiyetsizliğini görmek ve kendisinden berbat olan hükumetin gitmesi gerekliliğine karar vermiş odaklarla aynı yatakta basılmış olmasını umursamadan yolsuzluğa karşı duruş sergilemek gibi namuslu bir işi namussuzluklarına alet edecek kadar küçüldüklerini görmek için hafızanızın biraz sağlam olması yeterlidir.

birkaç gün önce kendi savcılarıyla hükumete, seni fena tikecez mesajı vermek üzere içerden çıkarttıkları 28 şubatçılar türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğuna imza atmış adamlardı ve söz konusu sürecin ülkeye maaliyeti 300 milyar dolardı. hortumlanan bankalar, kaçırılan kamyon dolusu dolarlar 28 şubat sürecinin kahramanlarının marifetiydi. cemaatin, son 4 yılın solsuzluklarını didikleyen savcılarına emir gönderirken takındığı ruh halinde, kendisinden daha namuslu olmayan bu hükumetin yolsuzluğunu dert edinecek kadar vatanperverlik olsaydı, güya savaş açtığı yolsuzluk konusunda da deshanelerin kapanmaması için yırtınma hareketinin içerdiği samimiyeti hissetseydi ne 28 şubatın namussuzlarını mesaj verir gibi azad ederdi ne de bundan 5 sene evvel yine bir seçim öncesinde vukuu bulan akp ye ait yolsuzluk operasyonunda 3 maymunu oynardı.

cemaat adlı abd ve mossad muradına hizmet eden bu oluşum hiçbir zaman hiçbir şeye karşı duruş sergileyemedi. filistin'de 50 senedir müslümanlar katledilirken israile beddua etmediler. ırak'ta 1 milyon insan ölürken de şimdi ölmeye devam ederken de beddua etmediler. suriye'de yüzbinler katledilirken ses çıkarmadılar. mısır'da dikta zulmü başladığı günden bugüne bir söz söylemediler. burma'da arakan'da müslümanlar diri diri yakılırken müslümanların yanında olduklarını hissettirecek bir cümle sarfetmediler ve bu zulmü işleyenleri beddualarına katmadılar. çeçenistandaki savaşçıların yanında olduklarını gösterecek hiçbir emareye sahip olamadılar. mavi marmarada şehit olan vatandaşlarına karşı israil devletinin yanında yer almayı tercih edip, onlar şehit değiller zira otoriteye karşı geldiler diyecek kadar alçaldılar. abdulkadir molla asıldı ses bile etmediler ama aynı günlerde ölen mandela için taziye yayınladılar. kısacası hiçbir müslümanın yanında, arkasında olmamakla yetinmeyip hep karşısında oldular ve hep pısırıktılar. kenan evrenin darbesi için , asker hızır aleyhisselam gibi yetişti ve bizi kaostan kurtardı diyecek kadar çukura düşen bu güruh ne zaman ki dershanelerine biri dokundu yolsuzlukla savaşan bir süper kahraman oldular. asla memleketi ümmeti düşünmediler, zira onlar için en önemli hizmet dershane ve okullardı.

hükumet adlı bir tür cemaat karakterine sahip organizasyonun kirli çamalaşırlarını biriktirip birgün böyle bir kontra atak için kullanmak üzere beklemeleri, yolsuzluk konusunda ne oranda samimi olduklarını göstermeye yeter bile..

kimlerle yollarının kesiştiğini görmek için son bir haftada olanlara bakmak yeterlidir. yıllarca kendilerini besleyen büyüklerine karşı sadakatlerini göstermek için sldırmaktan çekinmeyecekler de.. çünkü biliyorlar ki hükumet bu taarruzu atlatırsa bunların götünü kıyma edecek. bu sebeple iki tarafın da son atımlık kurşunu kaldı. bir taraf imha olmak zorunda. cemaat daha da saldırgan bir tavır takınmaz ve rakibini bitirmezse kendisinin biteceğinin farkında. bu da onların ne denli ilkesiz bir fitne odağı olduğu gerçeğini göstermeye yetecek. tabi akıl sahibi olanların görebileceği şeyler bunlar. bu fark edişte; aklını, fikrini, şuurunu ve hatta ruhunu abisine, hocasına, şeyhine hibe eden hayırseverlerin hiçbir nasibi yoktur.

edit: yazımsal.
Çıkar çatışması olmasaydı, hükümet ile araları bozulmasaydı nah dururdu gerçeği kabak gibi ortadadır.
güncel Önemli Başlıklar