bugün

Sınav vardı, hey gidi günler. Kpds sınavı, şimdiki işimi yapabilmem için o sınavı geçmem gerekiyordu. Hiç bir zaman kalem kutusu ile gezebilen bir kız olamadım. Kalemler cepte, defter kitap elde, gide gele sınav gününe yaklaştım..
Annem iki gün öncesinde, başlamıştı okumaya...
Korkuyordum zira, tam sınav esnasında annemin;
-Kızım! Okunmuşlarını unuttun!
diye sınav salonuna dalmasından...

Sınav günü geldi, bütün aile pikniğe gider gibi, doluştuk arabaya, her kafadan bir ses çıkıyor. Nasihatlerin, biri bin para...
Herkes bir şey söylüyor, sınava hiç girmemiş dedem bile, sıralıyor sağdan soldan duyduklarını;
-heyecan yapma, bildiğin sorudan başla...
Dedemin konuşmalarının şaşkınlığı içerisinde binanın önüne geldik, bizi salonlara almaya başladılar...
Binanın kapısından girerken son bir kez baktım arkama, bütün aile beni Almanya' ya uğurlar edasında el sallıyor.
Onlara gülmekten ne sınav kaldı, ne stres zaten. *

Salona girdim, yerleştim yerime...

Cebime daldırdım elimi, kalemimi silgimi hazır edeyim hesabı...
Elimi cebime attım, küçük küçük taneler...

Merakla çıkardım cebimden... Annem yapacağını yapmıştı...
Koyduğum kalemi silgiyi çıkarıp, okunmuş pirinci doldurmuştu cebime..
Tabi bana yakalanma korkusuyla da kalemle silgiyi yerine koymayı unutmuştu.

Dımdızlak kalmak neymiş anladım o an!

Gözetmeni çağırdım;
Hocam gelirken kalem kutumu düşürmüşüm telaştan, bana kalem ile silgi bulabilir misiniz?

Adam bana senden bir bok olmaz diye baktı uzun uzun... Sonra gitti buldu sağolsun.

Annemin pirinçleri sayesinde mi? Kalem silgi sayesinde mi sınavı kazandım? hala bilmiyorum.
Ama kpds' nin açılımı bende başkadır o günden beri;

Kaleme,pirince dikkat sınav! var.
annenin sonsuz sevgisini ve kendi inanç biçimiyle çocuğunu koruma isteğini hatırlatır, hafif bir iç çekmeyle gülümsetir.