bugün

Kozyatağı Carrefour da Kızılay adına kurulan stantta görevli başörtülü genç kız, Carrefour yöneticileri tarafından kovuldu. Olaya tanık olanların tepkisine rağmen geri adım atmayan Carrefour yöneticilerinin tepkisi merak ediliyor.

http://www.sabah.com.tr/G...-diye-genc-kizi-kovmuslar
kızılay gönüllüsü olduğu halde mağaza bahçesinde istenmeyen kızdır.
müşterileri de almasanıza madem!
insanların şekilciliklerinin ve insan ayrımlarının çok net ortaya konduğu olay.
carrefour gibi bir fransız markasından ve zihniyetinden beklenecek eylemdir. ramazan diye yok bu kadar harcayın bu kadar hediye reklamlarını yapmalarını biliyorlar ama....
edit: aramızda ziyadesiyle fransız varmış da haberimiz yokmuş...
ideolojik bakışları ele veren kızdır.
kızılay devlet kurumu değildir, kişi de zaten gönüllüdür. biz sözlükte vakit öldürürken orada toplum hayrına bedava çalışıyor.
carrefour özel bir firma olduğundan ve kurallarını kendisi belirlediğinden tepkisiz kalması gereken kızdır.
siz dinciler, hem serbest piyasa ekonomisini uyguluyorum diyeceksiniz hem de sonradan özel şirketlere karışmaya çalışacaksınız.
yok öyle bir dünya.
tipik bir türbanlı acitasyonu. nasıl birçok kürt hayatındaki olumsuzlukları devlete veya kürt olmaya bağlıyorsa ''türbanlı olduğu için otobüse alınmadı, derse alınmadı, uzay gemisinden atıldı'' gibi sikik zırvaların sebebi de bu.

kaldı ki orası devlet kurumu değil, denildiği gibi fransız menşeilli bir yer. belki yukarıdan emir geldi ''türbanlıları atın'' diye. adamlar da bunu yapar. yani belki cidden dediğin gibi türbanlı olduğun için atıldın. gider dava açarsın, biraz ağlarsın belki biraz tazminat alırsın.

sonra yine bir sik değişmez. kimse o kuruma türbanlıları işe alacaksın diye dayatma yapamaz. adamın kendi çiftliği, ister türbanlıları alır ister almaz.

bu ülkede birileri sürekli kürtleri, ermenileri, rumları seveceksiniz, türbanlıları seveceksiniz, zartu zurtu seveceksiniz diye dayatma yapıyor ama gerçek şu ki tüm dünyada olduğu gibi bu ülkede de kimse kimseyi sevmek zorunda değil. ve sevilmemen özel bir iş yerinde seni işinden de edebilir. yapacak bir şey yok. hayat böyle.
carrefour özel bir firma olduğundan ve kurallarını kendisi belirlediğinden toplumsal normları, yasaları, evrensel insani değerleri hiçe sayma hakkı olmadığı gibi, haberi okursanız olay personel çalıştırma değil mağaza bahçesinde kızılay gönüllüsü olan bir kişiye dönük bir eylem olduğundan ötürü, hem carrefour'u hem de sözlükteki ideolojik sapkınları teşhir eden kızdır.
sabahın yeni nesil gazetecilik anlayışıyla bildirdiği haber. -muş diye haber yapan ulusal gazete sabah, afiyet olsun.
carrefour'ın kılık kıyafet kanununa uymadığı için işten çıkarılan kızdır.hak arama gibi bir davranışta veya istekte bulunamaz kurallar bellidir. lakin;

%70'i müslüman olan bir ülke de böylesine bir uygulama yapılması çok saçma bana göre...carrefour denilen böcek fransız sermayesi bu ülkenin "iç piyasasının" amına koyarken sessiz kalan "din karşıtları" bakıyorum da şimdi çıkmış serbest piyasadan bahsediyor.
her zaman yanlı görüşlere uyuz olmuşumdur.

çok götmüşsün.15 senedir carrefour bu ülkenin piyasasını sikerken neredeydin?
hiç bir günahı olmayan kızdır.
dinci tayfasını hiç sevmeyen biri olarak, bu işin renginin farklı olduğunun bilincindeyim.
aynı carrefour türk bayrağını da indrmişti, olaylar çıkmıştı, karakolluk olmuştu.
mesele o değil.
personel kızılayın personeli, bir anlaşma yapmışsın, eğer doğruysa kızı bahçeden dışarı attırıyorsun.
düpedüz faşistliktir bu olay. başka izahı yok. götün yiyorsa türbanlı müşteri de almayacaksın, çok net.
kurallar re re rö rö diyen arkadaşlar olmuş, kuralları koyan bizleriz kardeşim, gökten inmemiş bu kurallar.
sen kurum olarak kapalı eleman çalıştırmazsın belki ama kızılayın elemanını dışarı çıkarmak hangi akla sığar.
böyle yaptıkça dinden beslenen kenelerin karnı doyuyor.
türbanı üniversiyeye almayan fransız ekolünün devamı....
işin özü tam öğrenilmeden yorum yapılamayacak bir konudur. ancak haber doğru ise, carrefourun pazarlama ve satış şekilleri tümden negatif yönde değişecektir. kendi ipini çekmiş denilebilir.
Türkiye'de kimse sahipsiz değildir olayın içinde başka bir şeyde olabilir ama iddialar doğruysa sivil toplum kuruluşları derhal harekete geçip gerekeni yapacaktır.
istanbul sultanbeyli de açılan tansaş marketi üç ayın sonun da kapanmıştı.
sebebi ise kasiyer kızların başının açık olması. yok kasa da bikini ile yada üstsüz çalışmıyorlardı. sadece başları açıktı.
halk gitmedi.
(bkz: psikolojik harp)
içki satışı yapan bir yerde çalışmanın doğru olmadığını bilmeyen kızdır...
or*spu çocuğu birisi tarafından yapılmış icraat.
fransız kökenli bir kurumun uygulamasıdır. yadırgamamak lazım. zaten fransada da peçe falan yasak sanırım. ordan özenmişler sanırım.
devlete de bağlı olsa, hayır kurumuna da, o sırada orada görev yapan çalışanların müşteriler tarafından birebir görülebilir bir yer olduğunu düşünürsek belli bir kılık kıyafet kuralı uygulamaları normaldir.

bir çok alışveriş merkezi var ve kendi adıma birinde türbanlılar çalışıyorsa, müşteri olarak tercihimi diğerinden yana yaparım. gözüme hoş gelmiyor, arap atmosferini sevmiyorum. gittiğim yerde bakımlı ve göze hoş görünen insanlar olsun istiyorum.

carrefoursa da kar amacı güden bir şirket olduğuna göre müşterilerin isteklerine göre bir kılık kıyafet uygulaması getirmesi normaldir, adamların bir suçu yoktur. yani bir kampanya yapılacaksa benim gibi insanlara karşı yapılmalıdır ki bu da kimseyi ilgilendirmez. benim göz zevkim, benim isteğim. paramı en çok hoşuma giden yerde harcamak da benim özgürlüğüm. bir şeye hoşgörülü davranmak başka şey, hoşuna gitmesi başka şey. e bir insan para veriyorsa tercihini hoşuna giden atmosferden yana yapacaktır.
siktirip gitmesi gereken kızdır, gereken yapılmıştır.
fransıza siktirmişlerin dil uzatamayacağı kızdır.
carrefoursa'nın özür dilediği kızdır...

http://yenisafak.com.tr/G...t=23.07.2012&i=396632
fransa da dini sembol taşımak yasak oldugundan yönetim kendisini fransada zannetmiştir. isteyen gitmesin.
ister türbanlı kıza, ister çarşaflıya, ister mini etekliye, ister rahip/rahibe kiyafetliye olsun kıyafetinden dolayı yapılmışsa şerefsizliktır. Kurallar belli diyen arkadaşlar olmuş, hiç bir kural insanın kendi özgür iradesinin üstünde değildir, bu sadece şirket kuralı değil devlet kanunu olsa bile öyledir. Birey toplumun ve devletin yapıtaşıdır, eğer devlet tarafsizca bireyi korumuyorsa, özgür iradesini korumuyorsa devlet kendi içinde bölünmeye doğru gidiyor demektir. Kurallar insanlar içindir bu unutulmamalıdır.
güncel Önemli Başlıklar