bugün

seyirci önünde gerçek enstruman ve seslerle yapılan müzik türüdür. gittikçe azalıyor mu ne.
insanın icini güp güp attıran muzık cesididir..
olmazsa olmazı (devir itibariyle) , gitardır.
müzisyenlerin ruh haliyle doğru orantılı olarak şarkıya şekil verirken insanı alıp götüren ve "hiç bitmesin yahu!" dedirten müziktir. canlı müzik bir başkadır.
nedense sadece gitar ile olacağı inancından ötürü mana olarak sıçmışlığı ifade ediyor bence. canlı müzik varmış denilen yerde iki kıytırık sesli çakma yakişikli tipin hen hen hen şarkı düttürmelerini canlı müzik diye yutturak mekanlar da cabası. bi keresinde hande yenerin balonunu çaldilar gitarla, sen yoluna ben yoluma diye. rezalet, tiksiniyorum. bu yüzden eğlence için canlı müziğe gidelim denilen üniversiteli varoşların bu zevksiz tımtımlarından kaçıp kendimi kulüplerin elektronik ritmlerine bırakıyorum.
Her türlü enstrüman ile cafelerde, barlarda akşam saatlerinde yapılan canlı müzik dinletisidir.
Bazen kafa şişiren bir etkinliktir.
yonetmelige gore gerçek enstrüman veya seslerin bir ses yükseltici elektronik cihaza bağlanması ile yapilan muzik türüdür. Restoran cafe gibi yerlerde Ses yukseltici elektronik cihazlara baglamadan yapilan muzik icin herhangi bir yerden izin almaya gerek yoktur.
eskişehire yolunuz düşerse barlar sokağındaki public tube de 21.30 - 02.00 canlı müzik efsanedir. eğlendirmeyi bilen adamlar var. mesut ve ferhat.
anadolu çomarlarının konser ya da dinletiye verdiği isim.
şarköy'de zıbar adlı bir mekanda tek başına deli gibi gitar çalan bir adam tarafından gayet iyi yapılandır. bir de haluk levent olmasa...
eskiden sürekli olarak gittiğim, ancak taşınmak mecburiyetinde kaldığım şehirde canlı müzik namına tek yer olmamasından dolayı uzak kaldığımdır.
Aklıma gelmişken yazayım.

Geçen sene arkadaşla bir kafeye gittik. Canlı müzik vardı. Sadece saz ve gitardan oluşuyordu orkestra.

Gittiğimizde solist artık bıkmıştı. Adamın elinde saz var, gelen istek parça Demet Akalın'ın pırlanta şarkısı. Solist söyler söylemesine de şartlar elverişli değil.

Neyse güç bela söylemeye çalıştı. Bezgin bezgin bir şarkı daha söyledi, sonra garsonla istek parça yolladık. Solistin peçeteyi açarkenli korkulu bakışları hala gözlerimde.

Peçeteyi açtı ve derin bir oh çekti. Kafayı kaldırıp 'Neşet ertaş'tan leylam'ı isteyen kim?' Dedi. Öyle bir üslupla sordu ki ürkek bir tavırla el kaldırıp biz olduğumuzu belirttik.

Sonra adam birden yakarmaya başladı ' arkadaşlar elimde saz var, siz benden Demet akalın, Ece seçkin şarkıları istiyorsunuz. Bana böyle isteklerle gelin.' Deyip bizi alkışlattı. Şarkıyı söyleyip programı bitirdi.

Ertesi gün öğrendik ki işi bırakmış.
kuzenim hariç hiçbiri zevk vermiyor. sesler farklı ve canlı geldikleri için sevemiyorum. ama kuzenimi yıllardır dinler ve severim. ayrıca kızların sırf oğlan için cafelere gitmesi de kusma sebebi. sanat için gidiyorum diyen görmedim arkadaşım.
görsel
Su an oturdugum evin balkonun karsisindaki mekanda calan akustik muzik. Guzel sarkilar caliyor. Haliyle gittim birami aldim.
Az önce bigo uygulamasında bi canlı yayında gördüm bi barda bildiğin müzik grubu var lan, çıkmışlar çalıyorlar aq içerisi de maskesiz insan kaynıyor. Biz maske takmasak bik bik öterler orda adam canlı müzik yapıyor.
ajdar anık dan dinlemek bam başka bir zevk.
Nötr hatta olumsuzum. mecburen gitmişliğim çok. Yok ya sevmiyorum. Kafam şişiyor kaldıramıyorum. Gitmişsem lütfen gitmişimdir.

En sevmediğim şey başıma gelen gırnatacılardır. Çalma başımda. Özel bir isteğim de yok, hiç olmadı.

Sıra gecesi güzel ama bak. Gerçi ona da kafam yok artık. Klasik musiki çalan yer vardı da biz mi gitmedik?
güncel Önemli Başlıklar