bugün

ne kelimelerle tarif edilir, ne de cümleler yeter onu anlatmaya. adı mihriban, 9-10 yaşlarında. masmavi gözleri, el örgüsü yeşil hırkası, kırmızı bir eşofmanı, kirli beyaz ayakkabıları var.

bu akşam gördüm mihriban'ı. elinde beyaz bir poşet, içinde 4-5 paket mendil vardı.

mihriban: abi mendil alır mısın?
mqkina: yok sağ ol.
mihriban: lütfen bir tane al.
mqkina: iyi hadi ver bakalım, ne kadar?
mihriban: ne kadar verirsen abi.

birkaç lira bozuk para vardı cebimde, verdim.

mqkina: sen ne güzel bi' kızsın öyle, adın ne bakıyım?
mihriban: mihriban.

---

demem o ki;

caddelerde, sokaklarda, belki de şehrin en ücra köşelerinde umudunu yitirmeden hayata tutunmaya çalışan tertemiz insanlar var.

bizlere olağan gelen birçok şey, onların hayallerini süslüyor belki.

şükredin.

edit: bu entry'i gösteriş amaçlı ya da birilerini acındırıp onlar üzerinden prim yapmak için yazmadım. bir şeylerin farkına varmak, bu gibi insanların yaşadığına ve hayatın toz pembe olmadığına değinmek istedim. affola.
her gördüğümde içimi sızlatarak baktığım ve o güzel, şirin kızı doğurana lanet okuduğum anda bana gözleriyle gülümseyen dünyanın en güzel varlığı.