bugün

her sıfatından öte şair. genç yaşta hayata gözlerini yummuş şiirleri ancak hakkında derin fikir sahibi olunduktan sonra anlaşılabilecek olan dağınık ve yakışıklı şair. çocuk hikayeleri(yürekdede ile padişah,motorlu kuş gibi) ona ödül kazandırmıştır.

ismet özel'in sıkı bir kömünist olduğu yıllarda cahit zarifoğlu ile aralarında şöyle bir diyalog geçer.

cahit zarifoğlu ismet özel'in de katıldığı bir şiir gecesinde çok güzel bir şiirini okur. ve ismet özel ile karşılaşır.

i.ö-gecenin yıldızı sendin. bizim yanımızda olmanı çok isterdim
c.h-allah korusun!!!

gerçek adı abdurrahman cahit zarifoğlu olan şair isimlerinin baş harflerinden oluşan acz kelimesini muhtasar isim olarak kullanmıştır zamanında.
görür görmez

tanıyınca bir hoş oldu yaşamak
ben ancak böyle çoğalırdım
seninle
"em aspirin,
-kutu tablet?
- farketmez,
ısırmasın da timsah gibi."
diyen maraşlı şair. şiirin yazılan değil fakat yaşanan birşey olduğunu kimseye söylemeden çekip gitmiştir yeryüzünden.
bohçam boş
öteberim eksik
azığım kuru
canım aç

yüzüm sana çevrili
adımım sana
irmaklarına
bir lokma suyla geldin, su denmez
kabul ola affola

sizin gibileri hep arayacaktır bu millet.özlenen eşref-i mahluk.
ismimin baş harfleri "acz" tutuyor bağışlanmamı dilerim diyebilecek kadar nazlı şair.
yaşamak adlı güncesi dönüp dönüp okunasıdır.
(bkz: mavi gök ordami)
otostopla avrupa'yi, kalemiyle ve harflerden üfledigi ruh ile kalbimizin ücralarini dolasmis büyük sair ve düsünce adami.

(bkz: orasi neresi burasi bir adam)
"nerede bulabilsem seni
yetisip dizüstü düsebilsem eteklerine"
(bkz: isaret cocuklari)
ilk okul yıllarından hatırladığım motorlu kuş adlı hikayenin sahibidir . daha sonraki yıllarda öküz dergisinde kendisi hakkında yazılan yazıylada şair olduğunu öğrendiğim yazar .
şiir olmuş. bir şairlik yaşamış. "yar"ine giden bir yolmuş dünya, yürümüş.

"...
büyük yeni bir hayat bildim
yeni yeni bildim yoksa ölüyordu bir şey
bir insan binası yıkılıyordu durmadan"*
zarif şair, zarif insan.

"geçiyor bulut geçen ömürdür
gece mi, saç mı, hayır kömürdür
zarif çoban oldu görseler
tombul kuzuların aşkına"
(bkz: orası neresi burası bir adam)
Ece ayhan'a göre türk şiirinde yapı sorununu çözmüş şairlerden biri.
1940'ta Ankara'da doğdu. 7 Haziran 1987'de Ankara'da yaşamını yitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda muhasebeci, çevirmen, düzeltmen, teknik sekreter olarak çalıştı. Öğretmenlik yaptı. ilk şiir ve öyküleri lise öğrenciliği yıllarında Kahramanmaraş'taki yerel gazetelerde yayınlandı. Ardından istanbul ve Ankara'daki dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı. Kahramanmaraş'ta "Açı" adıyla bir sanat dergisi yayınladı.1976'dan sonra Ankara'da yayınlanan Mavera ve Edebiyat dergilerinin sürekli yazarı oldu. ilk şiirlerinde ikinci yeni akımının etkileri görülür. Madde-ruh çatışması, "Batı diktasına karşı Doğu protestosu" temalarını işledi. ilk şiir kitabı "işaret Çocukları" 1967'de yayınlandı. Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldığı Anadolu insalarınının acı, umut ve sevgilerini yansıttı. Son şiirlerinde ise dini düşüncedeki insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Yer yer gerçeküstü öğeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı.
önde gelen şiirleri;

GÜZELCiN
KARTAL ÖLÜSÜ
ÇOCUĞAN
SAÇ
ORASI NERESi BURASI BiR ADAM
TAŞ GEMi
HIZLA AKAN IRMAK
SEN KUŞ OLUR GiDERSiN BiR TRENLE
YANMA
ZAMANA YAY GERiP OK ATMAK
"gemiler ayaksızlandılar, bilmelisiniz"

--törpülenemeyen, sapasağlam duran tırnak içleri vardır, bilmeli..--

"Ya bu kez ölenleri görmeliysek
Ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle"

--bir ihtimal daha var, o da uçmak mı dersin?..--

(korkumu ölümümle ağzıma kilitlemişim)

--şair burada kendini -miş'le intihar ediyor. bir varmış bir yokmuşum--

"Yaşamak bir sokak lambası gibi
Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki
Tek bir damla tek bir ses gibi
Aklıma düşüyor"

--yaşamak, elini kapıya sıkıştırıyor, tırnağı atıyor burada, mosmor..--
SULTAN

Seçkin bir kimse değilim

ismimin baş harfleri acz tutuyor

Bağışlamanı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

Hayat bir boş rüyaymış

Geçen ibadetler özürlü

Eski günahlar dipdiri

Seçkin bir kimse değilim

ismimin baş harflerinde kimliğim

Bağışlanmamı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

Hayat boş geçti

Geri kalan korkulu

Her adımım dolu olsa

işe yaramaz katında

Biliyorum

Bağışlanmamı diliyorum
A. CAHiT ZARiFOĞLU

Bundan güzel ve samimi bağışlanma isteği görmedim..
...

şeytan bir duygu önümüze paralı askerlerini, kiralık katillerini, gerillalarınıindirmektedir. arkamızı verdiğimiz kaya duvar sşyaset laboratuarlarında üretilen mikroplar tarafından için için kemirilmiştir. gerileyip arkamızı sağlama aldık diye güvenip yaslandığımız anda belki de başımıza yıkılacaktır. o zaman katillerimiz mızraklarını kalbimize saplamadan nce kahkalarla gülecekler. ve beyaz saray'ın ve kremlin'in bahçesindeki zafer kütüğüne bir çivi daha çakılacak.

bir kabus bu.
cahit zarifoğlu

(bir değirmendir bu dünya)
için için ağlıyoruz bu sözler karşısında-bu sözler karşısında ince boynumuz kıldan bile.
Üsküdar Zeynep Kamil Hastanesi'nin karşısında bulunan büyük parka ismi verilen şairdir.
alnımı dayadığım bu dağ sen misin
içimde akar
o yeraltı suları sen misin
şairliği tırıvırı, * hikayeciliği iyi, rahmetli kalem erbabıdır.
Cahit Zarifoğlu için,

Yere bir dörtgen çiziyor. içine bir insan çiziyor. Çevresindekiler anlamını
merak ediyor.
içinde yeniden bir insan çiziyor. Dörtgenin dışından insana ulanan yeni
çizgiler ekliyor.
'Bu nedir biliyor musunuz?' diye soruyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Herkes
kalbindeki anlamını düşünüyor. 'Çevre çizgileri, insanın bulandığı çokluktur'
diyor. 'Hepsi merkezle kesişmiyor ama,' diye itiraz ediyor birisi. 'Bazen yanılır
bazen isabet ederiz' diyor. Herkes bakışını dörtgen, insanı kuşatan ölüme
çeviriyor.

sadık yalsızuçanlar/hiç
koşu bitince aşk bir yorulmadır kaçılmaz kırbacından
sayılır günü geçmiş anlar boşalan hangi tüfeğin arkasından.
Zarifoğlu'nun zekâ çağlayanı onu hep masalın içine itmiştir. Serüvenden hoşlanması da bununla açıklanabilir. Adeta masalları gerçekleştirmek istemiştir hayatı boyunca. Evlenmeden önce de arkadaşlarına bol bol masallar anlattığı hatırlanırsa söylemek istediklerimi bir yere oturtabiliriz. Çocuklarına her gece masal anlattığını biliyoruz. Beş yıl süreyle bana da çok masal anlattı. Latife anlatmaktan da hoşlanırdı.

mustafa ruhi şirin.
güncel Önemli Başlıklar