cahiller nasıl aydınlatılır

Dedikodu ve hurafeyle.

cahilleri aydınlatacak bir ışık henüz bulunamadı.

Projektörle.

cahilleri aydınlatmanın en kolay yolu beyin nakli.

Ampul ile.anladın sen onu:)

Bir konuda mutlaka cahil insanız.
Biraz yaşanılan hadiselerin farkında olmalıyız. Olayları dikkate almalıyız. Ben anlamam o konudan dememek lazım yani..

cahillerden dinleyelim bakalım cahiller nasıl aydınlatılırmış .

tablo hiç iç açıcı değil onu söliyim .

Vuracan kırbacı.

bir insan kendisi istemediği sürece kafasını açıp içine kitap da koysak, bağırarak da anlatsak fayda etmez. insan talep edecek ki öğrenebilsin...

cehalet zorunluluk değil bir tercihtir.

Cahiller aydınlatılmaz kandırılır.

Buraya entry girenler de aydın kendini aydın zannediyor. Komik.

Zig ziglarin cok guzel bir lafi vardir.

Eger sen ogrenmek istemiyorsan kimse sana yardim edemez. Eger ogrenmek konusunda israrciysan da kimse seni bundan alikoyamaz.

Bizim ulkemizdeki cahiller ogrenmek istemeyenler. Dolayisiyla hicbir sey yapamayiz.

Aydinlatilmaz, parmakta oynatilirlar.

ağızlarına ampul sokanlar da oldu ama. olmazsa olmuyor işte.

Cehalet ve aydınlanma içinde bulunduğum ruh halinden midir bilmem ama şu anda çok ama çok anlamsız geliyor.

Yaşamaya devam edebilmek için nerden güç buluyorum bilmiyorum, amacım ne bilmiyorum ve bu bilinmezlik insanları, hayatı, kendimi tanıdıkça meydana geldi. Aydınlanma bu mudur ondan da emin değilim belki de cahilliğimden mutsuzumdur hala. Tek bildiğim daha az bilirken daha mutluydum.

Belki de mutlu olmak denilen şey çok abartılıyor, gözümüze sokulan bu hayatta mutlu olmalısın hayatın amacı mutluluktur, dünyanın en büyük palavrasıdır. Ama palavra değilse de hepimiz cahil olsaydık daha mutlu mu yaşardık demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Montaigne'nin dediği gibi'' dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir'.bundan mütevellit beyhude çabalarla aydınlanma olmaz gibime geliyor.

Çok afedersin açıp beynine ansiklopedi de soksan, kalbine Einstein, ne bileyim g.tüne projektör de soksan aydınlanmaz. Herkesin bir kapasitesi var, yani boş bardak düşün, istediğin kadar su doldur, fazlasını almayacak. Dolduğu an fazlasını atacak. Yine aynı miktarda dolacak. Bunun gibi bir şey.

ilim bir nasip ve kapasite işidir. Talep ise onun kapısı. Fakat ilmi hayra kullanmak, bir seciye fıtrat ve karakter meselesi. Bu yüzden Ehli olmayan okusa da âlim olamaz. Ne demiş yunus emre hz.;" ** ilim meclisinde aradım, kıldım taleb; ilim geride kaldı illâ edeb, illâ edeb **. Buna binaen merhum mehmet akif de şöyle der; " Edeb bir tâc imiş nur-u Hüda'dan, Giy ol tâcı, emin ol her belâdan ". işte bu yüzden, Edebi olmayanın ilmi yok mesabesindedir. ilmin nuru ve ışığı edeptir.

karanlığı aydınlatan ışık olur da aydınlığı karartan mışk olur mu ?

100 mumluk ampülle.

ışıkla. Öyle değil mi aydınoğlu?