bugün

yeni başlayanlar için çok cazip gelen ama ilerleyen zamanlarda insana çok koyan durumdur.
yoğun bir okul veya iş hayatından sonra eve ilk bağlanmanız oldukça mutlu hissettirebilir.
abuk sabuk insanlar yok, kafa ütüleyen yok , sizi yoran geren bişeyler yok. lakin amaçsızlık bir süre sonra çok pis oluyor.
bir sabah(sabah derken öğleden sonra 3 civarı yani normal insanlara göre) uyanıyosun bakıyosun göt almış başını farklı gezegenlere gidiyor, göbek farklı gezegenlere.
başka bir sabah uyanıyosun bakıyosun artık laptopun çekici gelmez olmuş, internet sıkıyor oyunlar diziler sıkıyor. sözlükler cazibesini yitirmiş.
başka bir sabah uyanıyosun cep telefonundaki en son aramanın veya mesajın fi tarihinde olduğunu görüyosun. e haliyle iş yok okul yok eski dostlarla da bir süre sonra aranız soğuyor ister istemez. sosyal çevre bitmiş .
sonra başka bir sabah uyanamıyosun uyanıp da ne yapıcam amk. diyosun.
gel zaman git zaman yaşama isteğin tükeniyo, artık uyanmak için bir sebebin yok, senden küçük insanlar okullarına gidiyor ders çalışıyor bir şeylere hazırlanıyor bir yaşam amaçları var, senden büyük insanlar ve akranların işe gidiyor bazıları okula gidiyor bazıları aile kurmuş ailesini besliyor onların da bir amacı var.
senin de bu ev hayatına ilk giriştiğinde bir sürü amacın vardı, güya hobilerin vardı. öğrenilecek enstrümanlar, öğrenilecek yeni diller, okunacak kitaplar.
hayvan gibi bir e- kitap arşivin vardı hani haftada 1 tane bitircektin hatırlıyo musun?
izlenecek filmlerin vardı, lakin kendi hayatın olmayınca başkalarınınki de ilginç gelmemeye başladı.
tek yaptığın hala bir iki esprisine gülebildiğin sit-comları izlemekle eski sevgilini gelecekteki hayallerin içerisine yerleştirdiğin garip düşünceler arasında gidip gelmek.
karpuzun büyümüştü ya hani bir sabah şimdi iştahın da yok o da erimiş, zayıflamışsın ama çelimsiz sağlıksız bir zayıflık. koca bir kış evden çıkmayınca bünye hassaslaşmış en ufak bir esintide ve en ufak bir güneşe çıkmada hasta olur hale gelmişsin. iki oda ilerideki muhabbet kuşlarından tek farkın ise yalnız olman olmuş.
bütün o hobileri filan yoğun tempoda yaşadığın zamanlarda daha çok yaptığını fark ediyosun. yıllardır seni boşuna oyalayıp hobilerine ayıracağın vakitten çalan bir yer olarak düşündüğün okulu bile özler olmuşsun. o saçma sapan dedikoduları kavgaları insanların küçük ve önemsiz dertlerini , günlük koşuşturmacayı imrenerek takip eder olmuşsun.
o yaşadığın göt kadar alanı bile temizlemeye üşenir olmuşsun, aslan yattığı yerden belli oluyosa sen dünyanın en boktan aslanı olmuşsun.
bir bakıyosun toplumda 'evde karpuz büyütüyor işte' olarak tabir edilen o işe yaramaz kesimden olmuşsun. oysa senin planların vardı okuyacaktın, üretecektin yazacaktın çizecektin, besteler yapacaktın bomboş geçmeyecekti bu aylar. sistemin dışında geçireceğin bu yılı kendine armağan etmiştin oysa.
eskiden zevk aldığın yaz aylarından yüzmekten tatillerden bile zevk alamaz duruma düşmeyecektin oysa.
fark ettin ki tatili özel yapan tek şey bütün yıl çalışıp çabalamış olmak, o kadar amaçsızsın ki tatilden bile sıkılıyosun amk.

sonunda bunların hepsinin majör depresyona doğru gittiğini hatta belki içerisinde olduğunu fark edip dışarı çıkıyosun, bambaşka bir dünya var. önce bir bisikletine atlayıp turladıktan sonra spor salonuna yazılıyosun, o da ne? insanlar var burada, insan mı lan o? der gibi bakışlar eşliğinde mağaradan yeni çıkmış adamı oynuyosun. dokunabileceğin kadar mesafede olan bir insanla konuşuyosun yüzünü filan görüyosun, klavyenden değil dudaklarından çıkıyor düşündüklerin çok garip değil mi lan?