bugün

'çık gez dolaş malmısın lan ararsa arar ki ne bekliyosun hem zaten sana manita mı yok...' ve benzeri cümlelerle bi güzel azarlayacağım bünyenin yapacağı türden bir davranıştır. gereksizdir. telefonu alıp dışarı çıkılmalıdır o kadar aranılmak isteniyorsa.*
Geçici bir istektir, duygusal yoğunluktan kaynaklanır.
vahşi bir bitki gibi kendi zehriyle çürümeyi
ayrılıklar ögretti bana

yüzümdeki buz buharlanıyor
camların saydam kayitsizliginda
bakışlarım dalgın çıvı ölü pencere
daha dündü her şey
zamandaki inkar mı bendeki yarılmamı
dünyayı bu kadar degiştiren
herkesin gözü önünde
şimdi var oluş kuskulu
sessizlik tehlike anılar cinnet değerinde
yarali bir hayvan nasıl sigamazsa dünyaya
inanç tazeler gibi
etimden taşıyorum parçalana parçalana

biri öksürecek olsa apartman aralıgında
kapılara fırlıyorum
içimi carpa carpa
sonra alt katların birinde kapanan kapı
kopmuş bir halat öylece duruyor yokluğun agzında

salonun ortasında kara tabut
sessizligin bütün bütün gücüyle bana bakan
bir ölü kadar kayitsiz zalim
şu siyah esya
gün boyu
tuzaktaki bir hayvan gibi bakıyorum
çalsa çalsa bir çalsa
bazen başkaları arıyor
bazen kötü bir şaka ucuzlugunda: yanlış numara
günler geceler saatler aylar
zamanın ne oldugunu en cok ayrılıklar ögretti bana

merdivende ayak sesleri
içimin kapıları açılıyor her seferinde
kimse yok kimse yok kimse yok
yalnızlıkta seslerin ne çok birbirine benzediğini
ayrılıklar ögretti bana
sesi taşan radyo biri kizartma yapmiş erken bırakılmış çöp torbaları
bazen silinmiş basamaklarda ıslak bez kokusu
yanılmaların ne demek oldugunu da ayrılıklardan öğrendim
zaman gözlerimi degiştirdikten sonra
bir yabancı gibi gördüm
mutsuzluktan bir türlü büyümeyen çocuklugumu
her yıl bütünlemeye kaldığım o uzun yıllar bile ögretemezken bana

ancak yıllar sonra elinden tuttum kendi çocukluğumun
sahip çıktım içimdeki parçalanmaya

sonra ne mi oldu?
hiç her zamanki gibi
her şey yerini buldu
an etimi dağlarken
elimden tuttu zaman
tenimden sıyırıp aldı yılan gömlegini
bir zamanlar beni kahreden askın
an cok ayrılıklar ögretti bana
intiharın hiç değişmeyen ihtimali oldugunu hayatımın

gün günden seyreldi içim
unutmaya başladım
unutmaya başladım
telefonda evdeki herhangi bir eşya gibi
gelip yerleşti gündelikteki yerine
esyanın zamanla nasıl uysallastıgını
en cok ayrılıklar ögretti bana
kapılar yeniden kapı
basamaklar yeniden merdiven oldular
büyüsünü yitirmiş ayrıntıların ardından
hiçliğe düşmeden anmak geçmek geçmisi
her şeye rağmen ayrılıktan önceki kendimize benzemek
her seferinde altın kural ögrendim
aşk değil aldanmak kalbin en büyük zaferi
bakmayın bu aşkta boy verdiğine
içimdeki vahşi kederin
kökü bir öncekinde
kendimden budadığım sürgünde
zamanla hiçbir şeyin eskisi kadar acı vermediğini
ayrılıklar öğretti bana

unutmadım hiç birini ama yaşlandım.

murathan mungan.
çoktan yeni bir sevgili bulmuş ve onu aramaktadır boşuna beklemeyiniz.
tamamen işkencedir.
ehehe kız davranışı. kriz. takıntı. halbuki en ummadığın anda ararlar. telepati böyle şeylerde tersine çalışır.
Hüzünlü bir şarkıyı yeni baştan dinlemek gibidir.
Şarkı bittiğinde kalbinizde sadece yıkık dökük düşlerin sızısı kalır.
(bkz: yok artık daha neler)..
(bkz: çok beklersin) (bkz: nerden mi biliyorum) (bkz: ben)
saçmalıktır. aramak isteseydi eski olmazdı dimi?
"ben böyle günlerce bekledim, hep aramasını bekledim, hep eğer biri varsa o olmayı diledim, her seferinde ağlayarak uyudum, ağlayarak uyandım, ne zaman yalnız kalsam -hiç çıkmıyordun ya gerçi aklımdan sen- aklıma düştün. Sadece düşündüm seni, beni, onu... her seferinde bıkmadan, hep umutla telefona baktım. Yazdıklarını bir daha, bir daha okudum. zamanla geçecek diye zamanın çabucak geçmesini diledim. Ne okudum, ne izledim çünkü her şeyde seni, beni arar olmuştum. sonra noldu? zaman geçti tam unutmaya müsait bir zamanda sen aradın. ben ne mi yaptım? hiç bir şey olmamış gibi yine sevgilin oldum. şimdi mi? ben sanki senin sevgilin değilim sevgili. sen bambaşkaymışsın."

cümlelerine sebep olabilenmiş. Hani öyle umutla bekliyorsun ya araması güzel de sonrası hiç de umulan gibi olmayabiliyor.
bütün gün alacaklının aramasını beklemekten daha hüzünlü değildir.
(bkz: seviyosan git konuş kanka)
telefonu titreşim modundan 'duymam belki' düşüncesiyle sesliye alma moduna iten umuttur. * *
(bkz: acı gerçekler)
Her telefondan ses çıktığında mutlu olmak akabinde hayal kırıklığı demektir. Uzun süre sonra telefonun titreşimini duymaya başlarsınız ama ekrana baktığınızda tık yoktur. Her neyse başka şeylerle uğraşmak daha iyidir şayet arayacağı varsa siz beklemezken arar. ilginçtir ama hep öyle olur.
çok beklemektir.
hele bir de taze ayrılık sonrası eski sevgiliden mesaj beklerken o mesaj operatörden geliyorsa lanet edersin her şeye. 1 yeni mesaj ibaresini görünce için içine sığmaz ta ki mesajın operatörden geldiğini öğreninceye dek.
(bkz: ya ararsa)
hatırlamayacağını bildiğin halde doğum gününde telefonun başından ayrılmazsın.. beklersin, beklersin beklersin.. ertesi gün de hayatına kaldığın yerden devam edersin..
1 yıldır bekliyoruz. ne oluyo. el kremi yapan firma zengin oluyo.*
umutsuzca hayal kurmaktır. daha önce pek çok kez ayrılıp barışmışsındır ve yine her zamanki gibi sana döneceğini sanarsın. beklersin, beklersin, beklersin. sabah biter, öğlen biter, akşam olur, o da biter. gece gelir beklersin, beklersin, beklersin. bu kez farklıdır sanki, gereğinden fazla sürmüştür bu ayrılık, eskisine benzemiyordur. diğer geceler gibi sonlanır o gece de, yine sabah gelir ve diğer günler gibi yine başlarsın. beklersin, beklersin, beklersin...
aramaz, mesaj atar bu tipler.
aptallıktır. bunun yerine bütün gün yeni hatun aramak bana her daim daha mantıklı gelmiştir. yeni tenler, yeni pozisyonlar..

öhöm..