bugün

burjuvazinin ve onların siyasi ayağı olan sınıf düşmanı liberallerin her fırsatta tekrarladığı hür olma hakkıdır.

onlar ''her insan araba alabilir, bu ticaret özgürlüğüdür'' der, fakat her insanın o arabayı alabilmek için kazandığı para eşit şartlarda mı olmuştur buna karışmaz.

örneğin bir işçi ömür boyu çalışsa, yemeden içmeden kıstığı parayla -eğer sorumlu olduğu insanlar yoksa- ancak düzgün bir araba alabilecekken vasıfsız bir patron çocuğu bir yılda onlarca son model araba alabilir..

onların özgürlük tanımı daima kağıt üzerinde kalmak zorundadır.

onlar insanların yaşama hakkının olduğunu söyler, ama koşullar iyileştirilmediği için metrelerce toprağın altında boğularak ölen işçilerin hakkını savunmazlar.

onlar yaşama hakkını savunur, fakat kapitalizm ve emperyalizm yüzünden ölen milyonlarca insanın haklarını savunmazlar.

bu örnekler uzar gider, biraz gözünü açanlar bunu görür.

marks der ki; özgürlük dendiğinde basit bir liberal bunu savunmaya geçebilir, ya da demokrasi dendiğinde liberaller birdenbire demokrasi savunucusu olabilir oysa bir marksist "kimin için, hangi sınıf için, hangi şartlarda demokrasi ve özgürlük?" diye sormayı unutmaz.

sizin için özgürlük bizim için köle kalmanın, adaletsizliğin, haksızlığın ifadesidir ve bizim için özgürlük ancak sizin köleliğiniz ile anlam kazanacaktır.