bugün

--spoiler--
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=132492
--spoiler--
konvansiyonel savunmadır. herkes bu coğrafyada din üzerinden; dalavere siyasetine, aşırı sapkınlığına, düzenbaz ticaretine meşruiyet kazandırmayı bilir. türk insanı çok kurnazdır çoooook.

"benim memurum, benim politikacım, benim tüccarım, benim-benim değil, tırnak içi cümle sahibinin-ibnem işini bilir."

dur lan! bunlar mollalar iran'a diyordu değil mi.

alın ulan:

ibneler danimarka'ya! laikler fransa'ya! komunistler...: onlar komunizm hiçbir yerde yaşanmadı diyorlar. burada kalsınlar ya da seçsinler işte bir yer; küba mı olur, venezuela mı, neyse işte. boşaltın lan memleketi almanya'dan ab'em gelecek.
dindar panda'dır. girmeyin panda ile allah arasına.
azımsanmayacak ama aynı zamanda özümsenmeyecek dindarlık biçimidir.
şarkının en hararetli yerinde elindeki rakı bardağını fondip yapıp, allahuekber diye bağırarak yere atıp kıracak kadar olayın özütünden bihaber godzilla hassasiyetinde din anlayışıdır.
samimiyetsizlik göstergesizidir. zira herkeslerin el çırptıgı bir eglence ortamında sıradan bir seymiş gibi allahu ekber diye bagırmak abestir, saygısızlıktır. elinde kolunda kafam kadar mücevherler taşıyıp dindar ayaklarına yatmak sadece kendini kandırmaktır ya da halktan özür dileme aracıdır. genel olarak türk halkı bülent ersoy'un sectigi yola sıcak bakmaz. istiklal caddesindekilere kıs kıs gülen, zaman zaman satasan bu halk herhalde sadece sanatından olsa gerek(?) bülent hanımı pek bir bagrına basmaktadır. ama ilginçtir sanat sahibi olmayan fatih ürek de pek bir sevilir bu memlekette.
(bkz: dinime kufreden musluman olsa) *
(bkz: allah u ekber)

çileeeeeeeeeeeeeeeeeee ahahhhhh ahahah çile bülbülüm

(bkz: allah)
dindar ölçer ile ölçülemeyecek husus. tamam yaptığı yanlış bir dolu şey var ama o bir insan. ve insan insanı yargılayamaz. sadece allah yargılar. ve de komşunun evinin önündeki çöpü laf edeceğine kendi evinin önünü temiz tut.
aslında ciddi anlamda tartışılması gereken bir dindarlıktır. bulent ersoy transeksüel olduğunu unutturacak kadar gözümüze gözümüze sokulmuştur magazin çevrelerince. "bülent hanım" hitabı bile garip gelmiyor artık kulaklarımıza ve insanlar bir transeksüelin kınasını-düğününü gülümseyen yüzlerle izleyebilmekteler. elbette normal olan budur fakat korkutucudur. zira diğer tüm korkutucu durumlar gibi medya tarafından ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyularak meşru duruma getirilmiştir.

bülent ersoy dindarlığı tek kelimeyle "pişmanlık dindarlığıdır". ersoy un dine olan bitmez tükenmez bağımlılığı içerisinde bulunduğu yadırganan durumu insanlara sempatik gösterebilecek tek silahıdır. sorun transeksüel olması değildir, herhangi bir şarkıcının da kameralar önünde bu derece dindar olması (kafada tülbentlerle türbelerde dua ederken çekilmek, "rab" sözcüğünü iki cümleden birinin ortasına kasıtlı olarak sıkıştırmak, yaşının verdiği güvenle dinden-müslümanlıktan dem vurup komik duruma düşmek...) aynı derecede rahatsız edici ve gereksizdir.
bir programa çıkarken giydiği kıyafeti bir daha üstüne geçirmemekle gündeme gelen ama allah allah adını azından düşürmeyen okadar parayla trilyon kolyeler elbiselere para verirken azda olsa ülkemizde yardıma muhtaç olan çocuklara , kapatılan okullara yardım edilse .. çok mu şey istiyoruz ?
islamiyetin kesinlikle yasakladığı bir hususta "kişinin cinsel tercihleriyle dindarlığı arasında bağlantı kurulamaz" yargısı olsa olsa Mevlana nın "gel ne olursan gel" sözünü çarpıtan zihniyetle aynı yerden çıkmıştır.
Mevlana demiştir ki:
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel.
ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel.
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel..."
Ama gelin görün ki bu gelen insanların olduğu gibi kalması söz konusu değildir. yolu düşenler Konya'da Mevlana türbesini ziyaret ederlerken fark edeceklerdir tam olarak ne demek istediğimi. derviş olmak Mevlana'nın yolundan gitmek o kadar kolay değildir. gel ne olursan gel, olduğun gibi de kal demek değildir bu. bülent ersoyun durumuna saygı duymak dindarlığına laf söyleyememek söz konusu değildir. her ne kadar iman ve inanç Hakk ile kul arasında olsa da kanımca ersoy gibi bir varlığın sözleri gönülden inananlarda oldukça yıkıcı etkiler bırakmaktadır.
yorum yapılmaması gereken dindarlıktır. lakin çükünü kestiren bir insanın cehenneme gideceği hakkında yorum yapanların acaba nereye gitmeyi düşündüklerini merak etmekteyim. ben duymadım cinsiyet değiştirmeyle ilgili bir ayet veya hadis. ama görüyorum ki tanrıcılık oynamayı seven arkadaşlar var sözlükte. istediklerini cehennemde yakıp, istediklerine cennette lütuf ihsan ediyorlar. bana haşa! demek kalıyor...
olum korkusunun nedenidir. dindar olmasaydi kesin dinciler tarafindan ulkeye kotu ornek oluyor diye oldurulurdu yada tv ye cikma yasagi felan konulurdu.
dinin allah ile kul arasında kalması gerektiğini farkedebilen bünyelerin algılayamadığı noktadır. yapacağın
madem seninle tanrın arasında neden allah diye kükreyen aslanlar gibi her fırsatta yırtık dondan çıkıyorsun, oy toplamaya çalışan siyasetçi izlenimi veriyorsun? dikkat çekmek istenen, bülent ersoy'un cinsel tercihi değil kişilerin zayıf noktasını çok iyi bilmesi ve bunu iyi kullanabilmesi. tabi bize de ağzımızın suları aka aka izlemek kalıyor görünüşe göre.
dinci ya da dindar olmadığından mütevellit, aşırı muhafazakar olduğu içindir. fekat bunun sebebi hassasiyeti, günümüz bilinciyle doğmamış olup yeşilçam'ın geliştiği sıralarda dünyaya bizatihi teşrif etmeleridir, ve o zamanki zenaatçıları kendine örnek alarak türkiye türkçesini biraz aşırı pekiştirmiştir. bu yüzden eylediği zenaat ve konumunun gereği, ağzına sakız olan bazı kelimeler toplumda kalıplaşmış kelime ve lugatları muhassala eylemiştir.
bir insanın içindeki iman, cinsel tercihleriyle bilinemez...
(bkz: rte laikliği) gibi bir şeydir.
müslümanlığın hoşgörü dini olduğunu unutanların tartışması gereken konudur. yahu size ne nasıl unuttunuz bazı şeylerin allahla kul arasında olduğunu.
kişiyi zihinlerinde cehenneme veya cennete sokanların, teraziyi tutan el olduklarını sanmaları ile ....dindarlığı tarzında açılabilecek başlıklardan biri.
(bkz: transseksuel de olsa insan insandır)
Laik bir cumhuriyette kimseyi ilgilendirmeyen davranıştır. Eğer yaptığı günah veya yanlış bir şey varsa onun hesabını sormak insanlara düşmez.
ramazan aylarında ezan okuyacak kadar olan dindarlıktır...
bülent ersoy'u hiç sevmem , hatta nefret ettiğimi bile söyleyebilirim .

ancak hak ile kul arasındaki bağı sorgulamak bir kulun harcı değildir , olmamalıdır , olamaz ;çünkü tanrı bağışlayandır , affedendir ... kim olursa olsun herkesin allah katında tövbe etmeye hakkı vardır ... bunu kabul etmek tanrının işidir ! bunu sorgulamak kuş beyinlilerin harcı değildir .

mevlana " gel ne olursan ol gel " derken belki de bundan bahsetmektedir .

eski ahitlerde tanrının gökyüzünde bir evinin olduğundan söz edilir . aslında gökyüzündeki olduğu söylenen bu ev insanın içindedir , derinliklerindedir ...
islamiyetle arasındaki bağın sadece arapça kelimelerin telaffuzlarının türk musikisi ile uygunluğundan kaynaklanabileceğini düşünebiliriz. bir diğer ihtimal olarak tutucu sayılabilecek bir toplumda marjinal bir şekilde cinsel kimlik değişimi yaşayan bir sanatçının kendini halkının önünde aklamaya çalışmasıda olabilir. bir başka ihtimal olarak da bu bülent ersoy'un dinidir ve herkes gibi yadırganmaması gereken bir şekilde dinini yaşamaktadır.