bugün

bu ayrilik

kusuruma bakmayın benim, dostlar,
bağışlayın beni.
ben davullara, bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum.
çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben.

haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa, hadi.
bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

durma, çabuk gel, gelmem deme.
ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,
senin şânına sadece gelmek yaraşır.

özellikle son kıtasıyla beni benden alan mevlana şiiridir.
mevlana celaleddin-i rumî'ye ait güzel eser.

siddartha'nın da dediği gibi

durma çabuk ol, gelemem deme.
ne evet demek yaraşır sana, ne hayır!
dostum senin şanına sadece gelmek yaraşır.

güzel şiiri bir de yılmaz erdoğan'ın tok sesinden dinleyelim derseniz alın size link diyemeyeceğim. iş yerinden link veremiyorum. açın yutubu dinleyin.