bugün

bu ligde futbol oynanmıyo amk. bu ligde herkes gol yememeye oynuyo şerefsiz adiler gol atın lan gol. evet.
son günlerdeki maçlar üzerinden bir değerlendirme yapmak gerekirse ya şikeden ya da ligin hızlı temposundan dolayı enteresan işlerin döndüğünü söylemek gerekir. bir almanya ligi'nden farksızdır bu bakımdan.
kale fileleri boku yemiş ligdir.
maçlar nba deki all star maçları gibidir.
her zaman her türlü sonuca müsait olan ligdir. bir sezon önce düşme hattındaki takım bir sezon sonra açık ara şampiyon olabilir aynı şekilde bir sezon öncesinin şampiyonu ligin dibini boylayabilir. futbolun kaliteli olduğu, temiz ligdir. futbolcuların neredeyse tamamı kendi ülkelerinden oluşur. bugün avrupa' da izlediğimiz o brezilyalı futbolcuların çıkış yeridir.
iki farklı statüde oynanan futbol ligidir. ayrıca maçlarının seyirci açısından zevkli geçtiğini düşünüyorum fakat oyun anlamında avrupayla kıyaslanamaz bile (bir kaç takım hariç). (bkz: sao paulo fc santos palmeiras) ayrıca hafta sonu güzel bir maç yaşanacak lig; (bkz: 8 şubat 2015 palmeiras-corinthians maçı). statü açısından incelersek ulusal lig ve bölgesel lig olarak iki kısımdır. yukarıda bahsettiğim maç* ise bölgesel lig olan paulista ligi maçıdır. birde ulusal lig var ki o bizim süper lig gibi hak kazanan her takımın katılımıyla oluşur yani sadece bir bölgenin takımlarını kapsamaz.
güney amerika'da endüstriyel futbol kurbanı olmuş iki ligden biri. diğeri de arjantin ligi.

avrupa takımları, özellikle de arap ve rus zenginler tarafından satın alınan takımlar brezilyalı yetenekleri kaptıkça, bu lige de daha az yetenekli ve daha az maliyetli oyuncular kalıyor.

brezilya milli takımının son yıllardaki as kadrolarına bakın. büyük bir çoğunluğu, hatta neredeyse tamamı avrupa'nın büyük takımlarında oynayan oyunculardan oluşuyor.

bu ligin maçlarını izlediğinizde de kesinlikle avrupa futbolunun kalitesini hissetmeniz mümkün değildir.

"yabancı sınırlaması" kavramından bahsetmek bile abesle iştigal. zaten ülkede metrekare başına ciddi bir futbolcu yoğunluğu düşüyorken yabancı futbolcuya ihtiyaç duymuyorlar. ha, merak edenler wikipedia'dan brezilya liglerinde oynayan takımların kadrolarına tek tek bakabilir. yabancı diye kolombiya, şili, arjantin gibi diğer güney amerika ülkelerinden birkaç oyuncu gelir, onun dışında da avrupa, kuzey amerika ve afrika'dan çok çok nadir topçu gelir. sırp vatandaşı bir futbolcu vardı mesela bu ligdeki takımların birinde, hangisi olduğunu unuttum.
yabancı sınırlaması olmasa ne olur ligidir.. sanki gelen varda adamlar almıyor.. muhaha.. adamlar zaten avrupaya nasıl kapak atarızın derdinde..
Her maç en az 5 golle geçer.
bu sezon (dün) itibariyle seria a'dan (yani birinci ligden) düşen 4 takım fluminense, vasco da gama, nautico ve ponte preta olmuştur.
bu vesileyle en büyük sayılan derbisi de en az bir yıllığına furtbolseverleri öksüz bırakmıştır.
(bkz: fla flu)*
geçenlerde bir arkadaşla biranedeyiz. bildiğiniz birane yani, iki de taş abla çalışıyor filan. severiz arada öyle yerlere gitmeyi, aslında tarzımıza hiç uymamasına rağmen. etrafla eğleniriz, o erkeklerin o ablalar karşısındaki çaresizliğiyle eğleniriz filan. her neyse malum böyle yerlerde ya at yarışı ya da maç yayını vardır televizyonlarda. mekanda da maşallah 6 adet televizyon vardı. yani kafayı kaldırdın mı izlememen mümkün değil. işbu entrynin bu başlığa yazılmasının sebebi de o televizyonlarda o akşam brezilya liginden bir maç olmasıydı haliyle. arkadaşlar yemin ediyorum ben böyle bir futbol görmedim. yanlış anlamayın iyi oynuyorlar diye demiyorum bunu, bu adamlar futbol filan oynamıyorlar. yahu nasıl anlatsam sanki canları sıkılmış, ne yapalım diye düşünüp lan maç yapalım demişler ve sahayı kiralayıp çıkmışlar top oynamaya. bu kadar laçka bir oyunu hayatımda görmedim ben. forma numaralarına bakıyorum 100 var 0 var filan. lan golü atmak 3 dakika ise sevinci 13 dakika sürüyor. adam golü attı biz golün 2 tekrarını izledik o sırada ki gol de goldü hani o ayrı. 30 metreden gömçürdü lavuk ama sonrasında tekrarlar bitti sevinç bitmedi. jubile yapıyor sandım bir ara. tek tek arkadaşlarıyla öpüştü, tribünlere gitti, sohbet muhabbet filan derken hakem yanına gitti. hah dedim tamam hakem kart verecek ya da en olmadı hadi lan sahanıza geçin diyecek ama yok arkadaş olmadı hiçbiri. hakemle bir on saniye konuştu adam sonra gol sevincine devam etti. ulan biraya bakıyorum, arkadaşa bakıyorum lan diyorum yanlış mı görüyoruz ama yok. adam takılıyor taç çizgisinin orada. yere yattı, arkadaşları geldi güldüler, saçını okşadılar, adam bana mısın demiyor. dedim demek havada voleyle filan gol atsa 2 gün resmi tatil isteyecek devletten bu lavuk. neyse başladı maç bir şekilde ama inanın gol sevincinin izlemekten sıkıldığımızdan konuşmaya dalmıştık, hangi ara başladı göremedik maçı. neyse efendim başladı maç bunlar al gülüm ver gülüm yapıyor ki zaten top kapmak filan hak getire. birbirlerine çok saygılı rakipler kimse kimseye karışmıyor. pas mı yapmak istiyorsun buyur yap kardeşim karışan eden yok. ne zaman ki top şans eseri rakip takıma geçiyor, bu kez roller değişiyor. ulan ceza sahsı içinde 6 pas mı olur -ki 2 tanesi de topuk pası- olur arkadaşım bu ligde oluyor. onlar o pasları yaparken sen rakip takımın topun peşinden koştuğunu düşünüyorsun belki şu an ama yok, onlar görev bölgelerinde çakılı şekilde izliyorlar maçı. lan diyoruz gösteri maçı olmasın ama spiker diyor ki 3 puana çok yakınlar. sözün özü böyle bir lig yok, böyle bir futbol yok arkadaşlar.
en büyük derbisi fla-flu * derbisidir.
Namı ülke sınırlarını aşmıştır.
En yüksek seyirci sayısıda bu derbide kırılmıştır. ( 1963 yılında resmi kaynaklara göre 177.656, gayri resmi kaynaklara göre 194,603 kişi maç 0-0 bitmiştir.)
bitmesine iki hafta kaldığından ötürü adını telaffuz bile edemediğim takımlara iddaa oynadığım ligdir. ama vasco da gama favorim. ismi de güzel, şampiyon olur o.
ve hala algılanamamıştır ki; 2001 yılında statüsü değiştirilmiştir, takımlar bölgesel liglerinde maç etmemeye veya çok az maça çıkmaya başlamışlardır. onların maça çıkıp çıkmayacağını ulusal ligdeki başarıları belirler.

daha önceki sistemde, 1971de kurulan halinde ise, takımlar hem ulusal ligde, hem de bölgesel ligde mücadele etmek zorundadır.

bu cümlelerde algılanamayacak neyin olduğu ise şüphe duyulacak bir şey.
favorisi olmayan ligdir. iki sezon öncesinin şampiyonu içinde bulunulan sezonda kümede kalma mücadelesi veriyor olabilir, şaşırmamak gerek.
2001 yılında kurulduğu iddiaları asılsızdır ve yalandır.

kuruluş tarihi 1971'dir.



http://en.wikipedia.org/w...o_Brasileiro_S%C3%A9rie_A *.

tek cümleyle tartışmayı noktalamak gerekirse,

--alıntı--
The Brazilian Football Confederation was founded in 1914, and the current format for the Campeonato Brasileiro was established in 1971.
--alıntı--
liglerinde tatil olmayan. nerdeyse yılın 365 günü maç olan ligler. ulusal lig biter eyalet ligleri başlar. onlar biter kupa maçları başlar. onlar biter eylatlerin güney kupa maçları onlar biter kuzey maçları. velhasıl dediğim gibi 365 gün kesintisiz futbol. öööğğğğ geldi.
fenerbahçe'nin de neredeyse bir parçası olacağı lig.
öncelikle;



ilk cümleden anlaşılacağı üzere

"There are two simultaneous and independent pyramids in the Brazilian football, the national pyramid, and the state pyramid."

brezilyada futbol iki ayrı klansmanda oynanır. ulusal lig ve bölgesel lig.

brezilyada futbol 1870 yılına dayanır. Sao Paulo bölgesinde tren raylarında işçilik yapan ingiliz gençler futbolu burda brezilyalılara tanıtırlar. kısa zaman içerisinde futbol brezilyada müthiş bir hızla yayılır. 1888 yılında brezilya'nın ilk futbol klubu Sao Paulo Athletic kurulur. arkasından 1902'de ilk lig mücadelesi denilecek maçlar başlar. ancak o dönemler futbol sadece Sao Paulo bölgesinde oynanır. Sao Paulo bölgesel ligi bu nedenle Brezilya Ligi olarak adlandırılır o dönemde ve Brezilya futbolunun temelidir.

Arkasından 1905 yılında ise Sao Paulo liginin yanı sıra, Bahia bölgesinde de lig düzenlenmeye başlanır. 1906'da ise Rio de Janeiro da lig düzenleyen bölgelerden birisi olur. Bu dönemlerde futbol büyük bir hızla yaygınlaşır ve 1915'de brezilya'da 7 bölge'de 8 lig oynanmaya başlanır. Sao Paulo'da LPF (Liga Paulista de Foot-Ball) ve APEA (Associação Paulista de Esportes Atléticos) adlı iki lig oynanmaya başlanmıştır.

1925 yılında ise 16 bölgede 17 lig oynanmaya başlanır. bu kez rio de janeiro'da iki lig oluşmuştur. bunun nedeni ise rio de janeiro'da kluplerin aşırı artmasından dolayıdır. üst bölgesel lig alt bölgesel lig gibisinden iki ligde oynanır maçlar.

liglerin bu şekilde oynanmasının en büyük nedeni brezilya'nın coğrafi ve ekonomik yapısıdır. brezilya dünyanın en büyük 5. yüzölçümüne sahip ülkesidir. ülkenin çoğu bölgesi de ormanlık alandır. hava ulaşımı yeterli değildir ve o dönemlerde inanılmaz bir luksdur ki hala öyledir. otoyollar da aynı zamanda yetersizdir ki yeterli olsa dahi, kuzeydeki amazonas bölgesinden bir takımın, rio de janerio'a maç etmek için gelmesi için en azından 72 saatlik bir otobüs yolculuğu yapması gerekir ki antreman yapmadan 3 gün boyunca yolculuk demektir bu.

nitekim brezilya'da brezilya'nın ulusal şampiyonunu belirlemek için o dönemlerde ve uzun sürecek şekilde copa des campeones adlı kupa oynanmıştır. brezilya'nın bölgesel liglerinin şampiyonları bu kupada mücadele eder, şampiyon brezilya şampiyonu olarak tayin edilir. ancak çoğu kez, amazonas, acre, porasima gibi kuzey ve fakir bölgelerin şampiyonları gelip katılamamıştır.

1969'da brezilya'da darbe olmuş, askeri rejim yönetimi eline almıştır. askeri rejimin o dönemdeki en büyük propagandası futboldur. nitekim 1970'de brezilya yine dünya şampiyonu olmuş. 3 kere bu kupayı kaldırarak jules rimet kupasının ebedi sahibi olmuştur. askeri rejim her alanda futbolu kullanmıştır ancak brezilya futbolunun o dönemde kaotik bir yapısı vardır. askeri rejim ilk olarak düzenli bir ulusal lig kurmaya karar verir. 1971 yılında Campeonato Brasileiro Série A adı altında brezilya'nın ilk ulusal ligini kurmuşlardır. ancak bu lig dostlar alışverişte görsün şeklinde bir lig olmuştur. çünkü yetersiz ulaşım ve ekonomi yüzünden bu lige sadece 3 coğrafi bölgesinin takımları katılabilmiştir. tabi bunlar rio de janerio, sao paulo, goias, porto alegre gibi eyaletlerin bulunduğu zengin sayılabilen bölgelerdir.

hal böyle olunca ulusal lig pek etkin değildir o dönemlerde. bölgesel liglerde maçlar devam eder. bu klupler hem bölgesel liglerinde hem de ulusal liglerinde yarışmaya devam ederler. nitekim her klup abartı sayıda maça çıkar.

2001 yılında ise brezilya ligine Nike sponsor olmuştur, Abd ligi MLS ile birlikte. lig sisteminde köklü değişiklikler yapılmıştır. yeni sistemde ulusal ligin klupleri, bölgesel liglerinde nerdeyse maça çıkmaz olmuşlardır. ulusal liglerindeki başarılarına göre bölgesel liglerinde başarı oranları belirlenir hale gelmiştir. bundan önceki sistemde ise bir takım bölgesel liginde ne kadar başarılı olursa, ulusal ligde o kadar maça çıkabilir. örneğin 1997 yılında corinthians klubu, serie a'da 25 maça çıkıp ligi 17. sırada tamamlar iken aynı sene kendi bölgesel ligi olan Sao Paulo liginde yani, Campeonato Paulista liginde şampiyon olmuş, ertesi sene yani 1998'de 32 maçla serie A'da şampiyon olmuştur.

brezilya'nın 1971'de kurulan ve profesyonel kabul edilen liginde klupler ortalama 25 maça çıkarlardı, 2001 yılına kadar, buna rağmen bölgesel liglerinde ise 35-40 maç arası oynarlar, aynı zamanda copa do brasil gibi federasyon kupası diyebileceğimiz kupalarda yarışırlar. bölgesel liglerinde oynadıkları takımların bir bölümü genelde bizim ikinci lig A kategorisi B kategorisi klasındaki takımlardır... nitekim 2001 yılında lig sistemi ile oynanmış, ulusal ligde maç eden klupler bölgesel liglerine rezerv takımları ile çıkmaya başlamış veya bölgesel ligde mücadele etmez olmuşlardır.

aynı zamanda ulusal ligde normal sezonu ilk 8 arasında bitirebilenler, kendi aralarında elemeli maçlar oynarlar ve bu maçların sonunda şampiyon belirlenir. böylece eski gelenekleri olan copa des campeones'de yaşatılmış olur.

şimdi uzuuun bir paragraf arası ve kendimden bir şeyler. bana göre 2001 yılına kadar brezilya ligi profesyonel değildir ve bu ligde futbol oynayan futbolcuların bir çoğunun istatistik değerleri abartıdır. şimdi profesyonellikten kasıt para kazanmak o işin uzmanı olmak veya olmamak değil. "düzenli bir lig" anlamındadır. hala brezilya liginde klupler ulusal liglerinde deplasmanlı mücadele etmemektedir yani her takımla tek maç üzerinden karşı karşıya gelirler. bildiğimiz hangi ligde böyle bir uygulama var?

klupler 2001'den evvel maçlarının büyük bölümünü bölgesel liglerinde oynarlar ve o ligdeki takımların kalitesi çok düşüktür, buna karşın ulusal ligde yani az maç yapılan ligde ise çok yüksektir. ulusal ligde mücadele eden bir klup bir senede 3-4 kupada yaklaşık 80 maça çıkar, ancak bunun büyük bölümünü zayıf ekiplerle oynar. şimdi gelelim şu noktaya, alex gibi futbolcular ise istikrarlı futbolcular. bu 80 maçın en azından 65inde oynayabilirler. bu nedenden gol ve asist istatistikleri çok yüksek olabilir, aynı zamanda oynadıkları ekiplerin bir çoğunun gücünün baya düşük olmasını göz önüne alırsak bu istatistiklerin daha da kabaracağı ortada.

ben bunları söylediğimde yuuhhh brezilya diyosun abiii nası profesyonel değiiiil siktir salak sallıyosun gibisinden ithamlara dahi maruz kaldım; kaynaklarım;



http://en.wikipedia.org/wiki/Brazil (COğrafi ve ekonomik yapısı açısından)
http://en.wikipedia.org/wiki/History_of_Brazil_(1964%E2%80%931985) (1971deki ligin kurulmasına öncülük eden askeri darbe hakkında bilgi için)
http://en.wikipedia.org/w...o_Brasileiro_S%C3%A9rie_A
(serie a ile karşılaştırmak açısından)

eğer bu kaynaklar dikkatlice okunur, örneğin altlardaki "seasons in brazil" bölümlerine dikkat edilir, ulusal lig, bölgesel liglerle karşılaştırılır ise, anlatmak istediklerim anlam bulur. yüzeysel olarak baştan okunup, idrak edilemeden alex süper hüper bir futbolcudur diye lafa girilirse tüm bunlar anlamsız kalır.

brezilyalı futbolcular dünyanın en iyi futbolcularıdır. Pele'yi çok az izleyebildim belgesellerden biliyorum ve kendi adına yapılmış olan bir belgeselinden 1000 golün üzerinde attığına eminim, Milliyet Gazetesinin 1991 yılında verdiği Spor-Bilim-Teknoloji gibi serileri olan Ansiklopedi dizisinin Spor Ansiklopedisinde, Tarihe iz bırakmış Futbolcular bölümünde Pele'den için, 1344 maçta 1249 gol atmış denmekte. Türkçe vikipedi'de klup takımlarında 840 maçta 859, milli maçlarda ise 114 maçta 95 gol olarak verilmekte, http://www.bilgiportal.co...e/Futbolun-Kral-Pele.html şu sayfadaki bilgilere göre 1959 yılında 129 gol kaydettiği belirtilmekte... ingilizce wikipedia'ya göre, 501 gol kaydetmiş Pele, ancak o gol bilgilerinde ayrı ayrı kaynakçalar göstermesi ve karşılaştırma yapılarak verilmesi de bilginin ne kadar muamma olduğunun göstergesidir. yani in tyler we trust götünü sadece sıçmak için kullanır, götten atmaya karşıdır. kimilerinin ve anal seks kullanıcılarının götlerinin üzerine oturup iddialar sallaması bu adam bir bok bilmez diye tavır koyması komedi...

neyse brezilyalı futbolcular dünyanın en iyileridir. alex de müthiş bir futbolcudur. ancak bir futbolcunun diğerinden üstün olduğunu iddia ederken, sırf sayısal istatistik verilmesi gülünç. sadece futbolcu için de değil atletler arasında da böyle. kimi salon atletleri antremanlarında müthiş rakamlara ulaşırlar ancak turnuvalarda istenileni veremezler. örneğin asafa powell, kendisi olimpiyatlar öncesi sürekli rekor girişimleri yapmıştır ancak olimpiyatlarda usain bolt onu ezmiş geçmiştir. olimpiyat sonrası asafa powell yine küçük bir turnuvada kendinin rekoronu kırıp, usain'e yaklaşmıştır...

alex'de büyük topçudur, ancak istatistik vermeyin brezilyalı futbolcular hakkında, çünkü o istatistiklerin neyi ifade ettiği belirsiz, böyle bir futbol kültüründe... alex'in brezilya istatistikleri, cruzeiro'daki vs. istatistikleri ronaldinho'dan da kaka'dan da 4-5 kat fazladır, ne yani alex onlardan da mı iyi futbolcu? ki nitekim ben alex'in fenerbahçe'ye katkısının, hagi'nin galatasaray'a olan katkısından daha büyük olduğuna inanırım. hagi büyük maçlarda takımı alıp götürür ancak kendi de aradan çekilirdi, genelde kırmızı kart görerek, alex ise büyük takımlara karşı etkisiz gibi görünsede, fenerbahçe'nin küçük takımlara karşı baskılı başarılı olmasının tek nedenidir akıllı oyunu ile, o yüzden türkiye istatistikleri de bundan dolayı yüksektir ve bu nedenden ondan sonraki dönemde fenerbahçe türkiye liginde daha başarılı hale gelmiştir.
güncel Önemli Başlıklar