bozkırı sevmek

bozkırın yaşanmadan bilinmeyen güzelliklerini anlamaktır.

yaz sıcağını, kış ayazını sevmek.

(bkz: ankara)

yaz aylarında daha bir depreşen sevgidir.

güneş çömertce ısıtır kişiyi, etrafta hayat mücadelesi veren, kurumaya yüz tutmuş bitkilerin birbirine karışmış kokusu vardır.

gidebileceğiniz bir mesafe yakınlığında, bir karpuz tarlası göze çarpar; yakınında sapsarı güneş kokan başaklar.

gölge lazımdır. kendisi çok büyük, armutları ufacık olan bir yaban armudu ağacının altına oturulur. dinginlik hissedilir. tatlı bir rüzgar size eşlik eder.

yarısı kırmızı yarısı siyah acaip bir karınca sürüsü armut ağacını mesken tutmuştur. ordan oraya koşuşurlar. arada, bir kaç ısırık alırlar. kaçmayın şifadır.

bir yerlerde 3 ağaç gövdesi çatılarak yapılmış, kaldıraçlı bir su kuyusu olmalıdır. bozkır resimlerinde olur ya hep. gidilip acemice su cekmeye uğraşılmalıdır, bozkırın sessizliğini kovanın suya çarpmasıyla bozmak lazımdır.

çektiğiniz sudan biraz iclir. kalanı baştan aşağı boca edilir.

bu sevinci ferrarisini satan bilge, ferrari kullanırken yaşamış mıdır bilinmez.

mükemmel bir sevgidir. kışın bol bol kar topu oynama, kardan adam yapma şansın olur. evet kışları soğuktur ama nem soğuğu gibi kemiği kesen, terleten bir soğuk değildir. sadece soğuktur. ilkbaharda yeşili görür, nice çiçekler açar. leylak ağaçları kokular saçar. yaz gelince artık sararma vakti gelmiştir bozkırın. sararıp gerçek kimliğine kavuşur ta ki ekim ayında yapraklar düşene kadar. yaz boyu sıcaktır, sıcağı ortalığı kavurur ama nem sıcağı gibi nefes almanı engellemez ya da sürekli terletmez, terletse de çabucak üstünü kurutur havası. yaz günleri sapsarı dağlara, ovalara bakarak bozkırın tezenesini* dinlemek de ayrı bir keyif, efkar verir insana. bozkır her şeyiyle güzeldir. nemli havanın yükünden bıkanlar için bir yaşam kaynağıdır.

genlerin güdüsünden mi kaynalanır, ne.

denizi sevmek gibi değildir, görünce vurulmazsın. o yüzden bozkırı sevmek kolay da değildir. tanımak, bilmek anlamak gerekir onu. sonsuz bir bomboşluk olmadığını anlamak için zamana ihtiyaç vardır çünkü bozkırda zaman yavaş akar.

bu işi en iyi başaranlardan bazıları:

(bkz: nuri bilge ceylan)
(bkz: coen brothers)

güneşte yanmış ot ve çimen kokusu sebeplerinden bikaçıdır.