bugün

Kesinlikle bir başyapıttır ve her Türkün okuması gereken bir kitaptır. Hüseyin Nihal Atsız bütün romanlarında olduğu gibi bu romanında da sürükleyici anlatım tarzıyla döktürmüştür. Bu kitap her idealist Türk' ün fikir dünyasında ve inancında payı olan bir eserdir.
okuyan insanın kitabı yaşamasına sebep olacak doğal bir anlatım tarzı vardır. bu kitabı okuyan insan mutlaka ama mutlaka kendini bu kahramanlardan birinin yerine koyacak ve hikayeyi yaşayacaktır.
türk milliyetçiliğinin gerçek liderinin alparslan türkeş değil nihal atsız olduğunu bir kez daha kanıtlayan şaheser bir kitaptır..

görüşünüz ne olursa olsun bu kitabınızı okumanızı şiddetle tavsiye ederim..
kitabın sonunda uzun uzun düşünürsünüz? acaba bozkırda kalıp çadır kültürüyle mi devam etseydik ve ikinci bir moğolistan olsaydık yoksa islam'la birlikte gelen imparatorluk kültürü mü daha doğrusuydu? iki arada bir derede bırakır sizi. ve hatta işi biraz daha ileri götürürsünüz;

- bozkırda göçebe hayatı ve çadır kültürü mü?
- islam'la gelen dünyaya hükmetmenizi sağlayan imparatorluk kültürü mü?
- yoksa ingiltere ya da abd'ye köleleştirilmek için cumhuriyetle gelen baskıcı yasakçı darbe kültürü mü?

tercihinizi ne taraftan kullandığınız sizin kişilik ve zeka seviyenizi de belirleyecektir. çok kadar etkili bir sona sahiptir bu kitap.
her atsız kitabı gibi mükemmel olan bir kitap.
tartışmasız söylüyorum şu ana kadar okuduğum en etkileyici en duygulandırıcı kitap.duygulanmayan insan düşünemiyorum.Her nihal atsız eseri gibi muhteşem...
bozkurtların dirilişi ile birlikte 5. sınıftayken okumuştum ve gayet de akıcıydı hiç sıkılmamıştım okurken. hüseyin nihal atsız gibi bir usta yazınca her kesime hitap edebiliyor demek ki.

(bkz: yamtar)
bu kitap hem edebi değeri hem de tarihin yorumlanmasına yardımıyla değerli bir kaynaktır.
sadece 40 türkün bir araya gelmesiyle neler yapabileceğini bizlere anlatan tarihi bir romandır.atsız atanın kılıçtan keskin kalemi kendisini her satırda belli eder.ben türküm diyen herkesin okuması ve ders çıkarması gereken bir eserdir.
yamtar'ın siganfu'da ancak iki kuzu dört çanak yemiş yemesi ve üzerine iki çamçak su içmesi beni yamtar konusunda düşünceye daldırmıştır.
haddi zatında roman olmasına karşın ülkemizde mein kampf ve das kapital ile beraber en fazla önyargıya uğrayan kitaplardan biri, şahane bir kurgudur. hem anlatımı ile hem de kurgusu ile hayretler içinde tek nefeste okuyup çıkar insan. ayrıca içerisinde bir çok kök türkçe kelime barındırır.

dünyadaki diğer örnekleri gibi * * * sağlam kurgulanmış bir romandan şaheser nitelikli filmler çıkarmak mümkün. bozkurtların ölümü ve bozkurtlar diriliyor gibi kült konulu romanlar neden işlenmez, yatırım yapılmaz anlamış değilim. trt her yıl ülke reklamı için ayırdığı bütçenin yarısı ile oscar adayı bir filme ön ayak olabilir. olabilir de, olur mu muamma..

konusu gelmişken şöyle bir göz atalım beraber. yaratılış destanı, ergenekon destanı, manas destanı, alp er tunga destanı, büyük hun imparatorluğu gibi konular terminoloji gereği sadece türki soya mensup insanların değil; tüm dünyaya mal olmuş ve dönemlerini etkilemiş birer destan-olay iken bunca malzemenin kullanılmaması insanlık adına üzüntü verici. arapların "su akar türk bakar" deyişini haklı çıkarıyor bir yerde. biz ise cihan imparatorluğu'nu bile işleyen yapıtlarımızda senaryoyu harem'den çıkaramıyoruz. ya hepimiz hakkaten abazayız ya da senaryo toplum mühendislerince özel olarak hazırlanıyor.

sonra da genç nesil köpek gibi banklarda sevişiyor-sevişme hayali kuruyor diye kara kara düşünürüz.*
atsız'ın bence 1 numaralı romanıdır. insanı alıp sürükler ötüken'e götürür. insan kendini göktürk ordusunun bir çerisi hisseder. sonundaysa insanın tüyleri diken diken olur ürperir. çünkü artık okuyucu sıradan bir çeri değil kürşad'ın ihtilalcisidir. o yağmurlu, fırtınalı günde çin sarayını basmaya giden bir ihtilalcidir artık. köprü yıkılır ırmağın kenarındaki dövüşteyse kanı çekilir insanın. hayatının son anlarını yaşayan bir türk olarak uçmağ'a varmadan önce amacı götürebildiği kadar çinliyi yanında götürmektir. son sayfalara doğru okuyucunun tüm vücudu gerilir. artık bir ihtilalci değil kürşad'ın kendisi olmuştur okuyucu. ve atının üstünden düşmeden uçmağ'a varır kürşad.
(bkz: niyazi yıldırım gençsoamnoğlu)
(bkz: bozkurtların destanı)

(bkz: bahtiyar vahapzade)
(bkz: özümüzü kesen kılıç göktürkler)
bir türk evladı olarak 2.kez okumayı kendime görev saydığım atsız atanın başucu kitabıdır.şu anda kitabın 310.sayfasındayım.okuduğum hiçbir kitaptan bu kitaptan aldığım zevki alamadım.
her türk gencinin okuması gereken eserdir.o gün ötükende yaşananlarının bir benzeri bugünde anadoluda yaşanmaktadır.okuyup ders ve ibret alınmalıdır.
gerçeklerle kurguyu harman edip bozkır kültürüne ışık tutan kitap. başyapıt. yüzüklerin efendisi gibi kurmaca fantastik edebiyatın gerçeğini atalarımızın yaşadığını bize söyler. filmi neden çekilmez anlamak mümkün değil.
hüseyin nihâl atsız'ın en mükemmel romanlarından birisidir. bu romanı okuyan bir kimsenin bugüne kadar 2'den az okuduğunu görmedim.
ilk kez kerkükte şehit olan bir polis özel harekatçının* evinde rastladığım tarifi imkansız kitap.
Türk edebiyatında yazılmış en iyi tarihi romandır. Daha iyisini henüz göremedim.
--spoiler--
Kür Şad, ölmüş Çinli yığınları üzerinde tek başına Çin kağanlığına karşı vuruşuyordu. Yalın kılıçtı. Börkü düşmüş, kaftanı parça parça olmuştu. Göğsü açıktı. Göğsünden, alnından, yanaklarından, boynundan kan sızıyor, fakat o yine vuruşuyor, dövüşüyor, çarpışıyordu.

O şimdi yarı tanrı gibi bir şeydi. Ölümü de başka türlü olmalıydı. Kırk kahraman birer birer düştükten sonra o hâlâ ayakta idi. Uzun saçları omuzlarında uçuyor, gözleri kıvılcımlar saçıyor, kolu yıldırım hızıyla kalkıp iniyor, her inişte bir Çinliyi deviriyordu.

En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının yelesine kapandı. Başını dayadı. Sağ elinde kılıç hâlâ sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu.

Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti.

Ölmüş, fakat yenilmemişti…
--spoiler--
(#21684997)
hüseyin nihal atsız'ın göktürkler'in dağılışını ve kür şad ihtilalini gayet sürükleyici bir şekilde işlediği romanıdır. siyasi bir kitap değildir. çoğu insan yazara ya da kitabın ismine ön yargılı bir şekilde yaklaştığı için kitabı okumaktan kaçınabilir ama ön yargıların insana kazandıracağı bir şey yoktur; genelde kaybettirir. okumadan ön yargılarla yaklaşmayın derim.
herhangi biri yazsa o kalemin sahibi baş tacı edilirdi.
yamtar,işbara alp,yumru,sançar,pars, ve en önemlisi kür şad.
Açlık eş oldu,gitmez
Yoksulluğumuz bitmez
Ahımız göğe çıktı
Kara Kağan işitmez.
BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ SAYFA:277
güncel Önemli Başlıklar