bugün
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası16
- yeşil gözlü erkek21
- selefi10
- fatih ürek ile elti gelin görümce12
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur8
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- icardi1905 silik olsun kampanyası12
- başıboş köpek sorunu48
- anın görüntüsü15
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam9
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız23
- yazarların en rum özelliği14
- bir kadınla yakınlaşmak15
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil13
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri20
- icardi190518
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı13
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- sözlükteki fosiller20
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- esra'yı aç esra yı11
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek17
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması28
- evli 2 kız kardeşin pubgde tanıştığı adama kaçması24
- cumhurbaşkanı olduğumda bakan yapacağım yazarlar9
- fuhuş operasyonunda veresiye defteri bulunması11
- merkez bankası'nın 818 milyar tl zarar etmesi22
- güzel sözlük kızları8
- eski sevgiliye dair bir anı bırak9
- evinde silah bulunduran yazarlar19
- bik bik'ın aşkı10
- mersin belediyesinin sahilde açtığı pub11
- yahudilerin hitler nefreti mide bulandırıcıdır12
- hakan ural tevfik göksu osman gökçek17
- monako yat kulübünde istakoz yiyen akp'li vekil19
- teleferik kazası11
- necmettin batırel8
Bakmayın, yufkadır biz erkeklerin yürekleri...
Hassas, kırılgan, pamuk kıvamındadır.
içlerinde hem sevmeye hem de duygulanmaya yetecek yer vardır.
Ama göstermeye fırsat bulamayız pek.
Çünkü geleneklerden oluşan gaz ve toz bulutu
Doğduğumuz an bizi çevreleyip emdiğimiz sütü burnumuzdan fitil fitil getirmiştir.
Kafamız lüzumsuz dayatmalar, töreler ve erkeklik değerleriyle öyle doludur ki,
yüreğimize bakıp oradaki çiçekleri görmeye fırsat bulamayız pek.
Ama çiçektir bütün erkekler.Nazlı, ketum, gururlu çiçeklerizdir.
Bir kadın bizi anlayıp su ve ışık verdiğinde hemen açıp birer botanik harikasına dönüşüveririz.
Kasımpatı gibi oluruz mesela...Sert kasım rüzgârlarıyla patlar,
Sert görünüşlü kalbimizin balkonundan seyrederiz geleni geçeni.
Dilimizin altında söylenmemiş sözler vardır.
Ruhumuzun diplerinde saklı bir sevda bekler.
Söylenmemiş şeylerin güzelliğiyle serpilir, uzun süre solmadan durabiliriz.
isteriz ki Akdenizli bir kadın çıksın, sorsun halimizi.
Sıcak güneşiyle bizi ısıtsın ve kurtarsın delikanlı ruhumuzu,
içimizdeki bitmek bilmeyen sonbahardan.
Akşamsefası gibi ya da...Sadece yaz akşamlarında açar, boynumuzu sadece ince bilekli,
Güzel ayaklı kadınların önünde eğeriz, parmaklarını öpmek için.
Bu gece hayatımız yüzünden adımız kolayca çapkına,arsıza çıkar.
Oysa kimse bilmez; ipek gibidir dokumuz.
Güneşin sert ışığından, gündüzün itiş kakışından yaralanır, içten içe kanarız.
Sonra yine gece olur, giyinip süslenip çıkarız piyasaya.
Kendimizi dosta düşmana sakınmadan gösteririz.
ilgi çekmek için misler gibi kokar,sabahın ilk ışıklarıyla karışırız kayıplara.
Kadınları kendilerine aşık edip kaçanlar,sevdiği kız yüzünden adam vuranlar
Akşamsefaları arasından çıkar. Yaz aşklarını saygıyla yaşar,
Usulca öperiz bizi koparan kadınları boyunlarından.
Manolya gibi olanlarımız da vardır.
Eğer manolya erkeğiysek, sadece görünüşümüz değil,adımız bile iyilik çağrıştırır.
Bizi koklamak güzel olmasına güzeldir de ilişki ciddiye biner,
Hele evliliğe falan uzanırsa sorun yaşanabilir. Çok uğraşmak gerekir çünkü manolyalarla.
Onlara özen göstermek, başlarını okşamak gerekir.
Aslında yanlarında kendinizi eski bir Rus romanında zannetmeniz işten bile değildir.
Karın döne döne yağdığını,uzaktan bir atlının yaklaştığını hayal meyal görürsünüz.
Öyle romantik, öyle yiğittirler. Sevdiklerine kendilerini öykünün esas kızıymış gibi hissettirirler.
Gerçi bu durum bir süre sonra fenalık da getirebilir kadınların içine.
Şimdiki zamanı ve gerçek hayatı özletebilir.
Yine de bir manolya ağacına bakıp onu zarif bir erkeğe benzetmek güzel şeydir.
En azından manolya tarzı erkekler bayılır böyle benzetmelere.
Erkekler Çiçektir iyi bakılırsak çok iyi sevgili olur bizden. Baba, ağabey, kardeş olur. Ama hayat fırtınası dört yandan eserken zorlanırız bazen. O zaman isteriz ki, çiçek adlarını bilen bir kadın girsin rüzgârla aramıza. Her şeyi göze alıp korusun bizi Bakmayın, yufkadır biz erkeklerin yürekleri. Hassas, kırılgan, pamuk kıvamındadır. içlerinde hem sevmeye hem de duygulanmaya yetecek yer vardır. Ama göstermeye fırsat bulamayız pek. Çünkü geleneklerden oluşan gaz ve toz bulutu doğduğumuz an bizi çevreleyip emdiğimiz sütü burnumuzdan fitil fitil getirmiştir. Kafamız lüzumsuz dayatmalar, töreler ve erkeklik değerleriyle öyle doludur ki, yüreğimize bakıp oradaki çiçekleri görmeye fırsat bulamayız pek.
Ama çiçektir bütün erkekler. Nazlı, ketum, gururlu çiçeklerizdir. Bir kadın bizi anlayıp su ve ışık verdiğinde hemen açıp birer botanik harikasına dönüşüveririz. Kasımpatı gibi oluruz mesela... Sert kasım rüzgârlarıyla patlar, sert görünüşlü kalbimizin balkonundan seyrederiz geleni geçeni. Dilimizin altında söylenmemiş sözler vardır. Ruhumuzun diplerinde saklı bir sevda bekler. Söylenmemiş şeylerin güzelliğiyle serpilir, uzun süre solmadan durabiliriz. isteriz ki Akdenizli bir kadın çıksın, sorsun halimizi. Sıcak güneşiyle bizi ısıtsın ve kurtarsın delikanlı ruhumuzu, içimizdeki bitmek bilmeyen sonbaharda
Akşamsefası gibi ya da... Sadece yaz akşamlarında açar, boynumuzu sadece ince bilekli, güzel ayaklı kadınların önünde eğeriz, parmaklarını öpmek için. Bu gece hayatımız yüzünden adımız kolayca çapkına, arsıza çıkar. Oysa kimse bilmez; ipek gibidir dokumuz. Güneşin sert ışığından, gündüzün itiş kakışından yaralanır, içten içe kanarız. Sonra yine gece olur, giyinip süslenip çıkarız piyasaya. Kendimizi dosta düşmana sakınmadan gösteririz. ilgi çekmek için misler gibi kokar, sabahın ilk ışıklarıyla karışırız kayıplara. Kadınları kendilerine aşık edip kaçanlar, sevdiği kız yüzünden adam vuranlar akşamsefaları arasından çıkar. Yaz aşklarını saygıyla yaşar, usulca öperiz bizi koparan kadınları boyunlarından.
Manolya gibi olanlarımız da vardır. Eğer manolya erkeğiysek, sadece görünüşümüz değil, adımız bile iyilik çağrıştırır. Bizi koklamak güzel olmasına güzeldir de ilişki ciddiye biner, hele evliliğe falan uzanırsa sorun yaşanabilir. Çok uğraşmak gerekir çünkü manolyalarla. Onlara özen göstermek, başlarını okşamak gerekir. Aslında yanlarında kendinizi eski bir Rus romanında zannetmeniz işten bile değildir. Karın döne döne yağdığını, uzaktan bir atlının yaklaştığını hayal meyal görürsünüz. Öyle romantik, öyle yiğittirler. Sevdiklerine kendilerini öykünün esas kızıymış gibi hissettirirler. Gerçi bu durum bir süre sonra fenalık da getirebilir kadınların içine. Şimdiki zamanı ve gerçek hayatı özletebilir. Yine de bir manolya ağacına bakıp onu zarif bir erkeğe benzetmek güzel şeydir. En azından manolya tarzı erkekler bayılır böyle benzetmelere.
Erguvan çiçekleri de Boğaz kıyılarına bayılır. Beyefendidir erguvan erkekleri. Kadınları anlamayı, onlarla konuşurken her sözcüğü bir şölene çevirmeyi gayet iyi bilirler. Aşiyan''a gidip boğaz kıyılarını gerdanlık gibi süsleyen erguvanlara bakar, orada inci gerdanlığın süslediği bir kadın boynunun hayalini görürler. Bir kadın için böyle bir erkekle birlikte olmak erguvan ömrünü yaşamaya benzer. Pembeden eflatuna doğru, sevişe sevişe gidersiniz. Siz sevişirken aylardan hep Nisan olur, hiç bitmez. içindeki doğanın coşmasını, kadınlığının çiçek açmasını isteyenler bilsin: Erguvan erkekleri tam onlara göredir.
Kamelyalı kadınlarsa başka erkeklerden hoşlanır. Kamelya erkeklerinde doğunun güzelliğini bulursunuz. Narinliği ve gücü aynı anda görürsünüz mesela. Bu yan yana geliş doğrudan dişiliğine etki eder bir kadının. ''Kamelyalı Kadın'' öyküsündeki aşk nasıl imkânsızsa, kamelyalı bir erkeği yüzde yüz anlamak da o kadar imkânsızdır. Bu yüzden ulaşılmaz görünürler ilk bakışta. Bu yüzden yalnız, tuhaf ve çocuksudurlar. Belki güzeldirler güzel olmasına; ama bu güzellik bazen de hüzün verir.
Biz erkekler, çiçeğizdir. Solmaya hazır taçyapraklarımız, kolayca bükülen birer boynumuz vardır.
iyi bakılırsak çok iyi sevgili olur bizden Baba, ağabey, kardeş olur Ama hayat fırtınası dört yandan eserken zorlanırız bazen O zaman isteriz ki çiçek adlarını bilen bir kadın girsin rüzgârla aramıza Her şeyi göze alıp korusun bizi...
Korusun ki açalım, onun güzel bahçesinde...
Hassas, kırılgan, pamuk kıvamındadır.
içlerinde hem sevmeye hem de duygulanmaya yetecek yer vardır.
Ama göstermeye fırsat bulamayız pek.
Çünkü geleneklerden oluşan gaz ve toz bulutu
Doğduğumuz an bizi çevreleyip emdiğimiz sütü burnumuzdan fitil fitil getirmiştir.
Kafamız lüzumsuz dayatmalar, töreler ve erkeklik değerleriyle öyle doludur ki,
yüreğimize bakıp oradaki çiçekleri görmeye fırsat bulamayız pek.
Ama çiçektir bütün erkekler.Nazlı, ketum, gururlu çiçeklerizdir.
Bir kadın bizi anlayıp su ve ışık verdiğinde hemen açıp birer botanik harikasına dönüşüveririz.
Kasımpatı gibi oluruz mesela...Sert kasım rüzgârlarıyla patlar,
Sert görünüşlü kalbimizin balkonundan seyrederiz geleni geçeni.
Dilimizin altında söylenmemiş sözler vardır.
Ruhumuzun diplerinde saklı bir sevda bekler.
Söylenmemiş şeylerin güzelliğiyle serpilir, uzun süre solmadan durabiliriz.
isteriz ki Akdenizli bir kadın çıksın, sorsun halimizi.
Sıcak güneşiyle bizi ısıtsın ve kurtarsın delikanlı ruhumuzu,
içimizdeki bitmek bilmeyen sonbahardan.
Akşamsefası gibi ya da...Sadece yaz akşamlarında açar, boynumuzu sadece ince bilekli,
Güzel ayaklı kadınların önünde eğeriz, parmaklarını öpmek için.
Bu gece hayatımız yüzünden adımız kolayca çapkına,arsıza çıkar.
Oysa kimse bilmez; ipek gibidir dokumuz.
Güneşin sert ışığından, gündüzün itiş kakışından yaralanır, içten içe kanarız.
Sonra yine gece olur, giyinip süslenip çıkarız piyasaya.
Kendimizi dosta düşmana sakınmadan gösteririz.
ilgi çekmek için misler gibi kokar,sabahın ilk ışıklarıyla karışırız kayıplara.
Kadınları kendilerine aşık edip kaçanlar,sevdiği kız yüzünden adam vuranlar
Akşamsefaları arasından çıkar. Yaz aşklarını saygıyla yaşar,
Usulca öperiz bizi koparan kadınları boyunlarından.
Manolya gibi olanlarımız da vardır.
Eğer manolya erkeğiysek, sadece görünüşümüz değil,adımız bile iyilik çağrıştırır.
Bizi koklamak güzel olmasına güzeldir de ilişki ciddiye biner,
Hele evliliğe falan uzanırsa sorun yaşanabilir. Çok uğraşmak gerekir çünkü manolyalarla.
Onlara özen göstermek, başlarını okşamak gerekir.
Aslında yanlarında kendinizi eski bir Rus romanında zannetmeniz işten bile değildir.
Karın döne döne yağdığını,uzaktan bir atlının yaklaştığını hayal meyal görürsünüz.
Öyle romantik, öyle yiğittirler. Sevdiklerine kendilerini öykünün esas kızıymış gibi hissettirirler.
Gerçi bu durum bir süre sonra fenalık da getirebilir kadınların içine.
Şimdiki zamanı ve gerçek hayatı özletebilir.
Yine de bir manolya ağacına bakıp onu zarif bir erkeğe benzetmek güzel şeydir.
En azından manolya tarzı erkekler bayılır böyle benzetmelere.
Erkekler Çiçektir iyi bakılırsak çok iyi sevgili olur bizden. Baba, ağabey, kardeş olur. Ama hayat fırtınası dört yandan eserken zorlanırız bazen. O zaman isteriz ki, çiçek adlarını bilen bir kadın girsin rüzgârla aramıza. Her şeyi göze alıp korusun bizi Bakmayın, yufkadır biz erkeklerin yürekleri. Hassas, kırılgan, pamuk kıvamındadır. içlerinde hem sevmeye hem de duygulanmaya yetecek yer vardır. Ama göstermeye fırsat bulamayız pek. Çünkü geleneklerden oluşan gaz ve toz bulutu doğduğumuz an bizi çevreleyip emdiğimiz sütü burnumuzdan fitil fitil getirmiştir. Kafamız lüzumsuz dayatmalar, töreler ve erkeklik değerleriyle öyle doludur ki, yüreğimize bakıp oradaki çiçekleri görmeye fırsat bulamayız pek.
Ama çiçektir bütün erkekler. Nazlı, ketum, gururlu çiçeklerizdir. Bir kadın bizi anlayıp su ve ışık verdiğinde hemen açıp birer botanik harikasına dönüşüveririz. Kasımpatı gibi oluruz mesela... Sert kasım rüzgârlarıyla patlar, sert görünüşlü kalbimizin balkonundan seyrederiz geleni geçeni. Dilimizin altında söylenmemiş sözler vardır. Ruhumuzun diplerinde saklı bir sevda bekler. Söylenmemiş şeylerin güzelliğiyle serpilir, uzun süre solmadan durabiliriz. isteriz ki Akdenizli bir kadın çıksın, sorsun halimizi. Sıcak güneşiyle bizi ısıtsın ve kurtarsın delikanlı ruhumuzu, içimizdeki bitmek bilmeyen sonbaharda
Akşamsefası gibi ya da... Sadece yaz akşamlarında açar, boynumuzu sadece ince bilekli, güzel ayaklı kadınların önünde eğeriz, parmaklarını öpmek için. Bu gece hayatımız yüzünden adımız kolayca çapkına, arsıza çıkar. Oysa kimse bilmez; ipek gibidir dokumuz. Güneşin sert ışığından, gündüzün itiş kakışından yaralanır, içten içe kanarız. Sonra yine gece olur, giyinip süslenip çıkarız piyasaya. Kendimizi dosta düşmana sakınmadan gösteririz. ilgi çekmek için misler gibi kokar, sabahın ilk ışıklarıyla karışırız kayıplara. Kadınları kendilerine aşık edip kaçanlar, sevdiği kız yüzünden adam vuranlar akşamsefaları arasından çıkar. Yaz aşklarını saygıyla yaşar, usulca öperiz bizi koparan kadınları boyunlarından.
Manolya gibi olanlarımız da vardır. Eğer manolya erkeğiysek, sadece görünüşümüz değil, adımız bile iyilik çağrıştırır. Bizi koklamak güzel olmasına güzeldir de ilişki ciddiye biner, hele evliliğe falan uzanırsa sorun yaşanabilir. Çok uğraşmak gerekir çünkü manolyalarla. Onlara özen göstermek, başlarını okşamak gerekir. Aslında yanlarında kendinizi eski bir Rus romanında zannetmeniz işten bile değildir. Karın döne döne yağdığını, uzaktan bir atlının yaklaştığını hayal meyal görürsünüz. Öyle romantik, öyle yiğittirler. Sevdiklerine kendilerini öykünün esas kızıymış gibi hissettirirler. Gerçi bu durum bir süre sonra fenalık da getirebilir kadınların içine. Şimdiki zamanı ve gerçek hayatı özletebilir. Yine de bir manolya ağacına bakıp onu zarif bir erkeğe benzetmek güzel şeydir. En azından manolya tarzı erkekler bayılır böyle benzetmelere.
Erguvan çiçekleri de Boğaz kıyılarına bayılır. Beyefendidir erguvan erkekleri. Kadınları anlamayı, onlarla konuşurken her sözcüğü bir şölene çevirmeyi gayet iyi bilirler. Aşiyan''a gidip boğaz kıyılarını gerdanlık gibi süsleyen erguvanlara bakar, orada inci gerdanlığın süslediği bir kadın boynunun hayalini görürler. Bir kadın için böyle bir erkekle birlikte olmak erguvan ömrünü yaşamaya benzer. Pembeden eflatuna doğru, sevişe sevişe gidersiniz. Siz sevişirken aylardan hep Nisan olur, hiç bitmez. içindeki doğanın coşmasını, kadınlığının çiçek açmasını isteyenler bilsin: Erguvan erkekleri tam onlara göredir.
Kamelyalı kadınlarsa başka erkeklerden hoşlanır. Kamelya erkeklerinde doğunun güzelliğini bulursunuz. Narinliği ve gücü aynı anda görürsünüz mesela. Bu yan yana geliş doğrudan dişiliğine etki eder bir kadının. ''Kamelyalı Kadın'' öyküsündeki aşk nasıl imkânsızsa, kamelyalı bir erkeği yüzde yüz anlamak da o kadar imkânsızdır. Bu yüzden ulaşılmaz görünürler ilk bakışta. Bu yüzden yalnız, tuhaf ve çocuksudurlar. Belki güzeldirler güzel olmasına; ama bu güzellik bazen de hüzün verir.
Biz erkekler, çiçeğizdir. Solmaya hazır taçyapraklarımız, kolayca bükülen birer boynumuz vardır.
iyi bakılırsak çok iyi sevgili olur bizden Baba, ağabey, kardeş olur Ama hayat fırtınası dört yandan eserken zorlanırız bazen O zaman isteriz ki çiçek adlarını bilen bir kadın girsin rüzgârla aramıza Her şeyi göze alıp korusun bizi...
Korusun ki açalım, onun güzel bahçesinde...
çiçek adlarını bilen kadınlar girince hayatlarına, kaktüse dönüşüveriyor erkekler nedense, dedirten cümledir.
(bkz: kaktüs)
saksıda durduğu gibi durmayan çiçekler vardır. işte onlardan olsa gerek.
(bkz: deve dikeni)
(bkz: koklamaya kıyamam)
bu çiçeklerin dalını kopartmamak gerekir. kurur mazallah.
(bkz: kaynana dili)
edit: "g.tüme yer edeyim gör sana ne edeyim" cinside vardır ki. o daha da eşsizdir.
edit: "g.tüme yer edeyim gör sana ne edeyim" cinside vardır ki. o daha da eşsizdir.
sıklıkla ve keyifle yapılan bir eylem olması açısından,
(bkz: osuruk cicegi)
(bkz: osuruk cicegi)
(bkz: sözlükteki çiçek erkekler)
ask merdiveni *olabilirler. cıktıkca yorarlar insanı.
her çiçek güzel değildir.
kısa bir internet araştırmasıyla çiçeklerden uzak durulması gerektiğinin farkına bile varılabilir.
bu durumda bayanlar mı arı olacak?
dünya tersine döndü galiba.
kısa bir internet araştırmasıyla çiçeklerden uzak durulması gerektiğinin farkına bile varılabilir.
bu durumda bayanlar mı arı olacak?
dünya tersine döndü galiba.
(bkz: eksiler seri lütfen)
çiçekten çiçeğe fark var tabi. hepsi zarif ve güzel kokulu değil, bu sebepten bunu söyleyen erkekleri haklı bulabiliriz.
güncel Önemli Başlıklar