bugün

geçirilen kazalar akla gelmektedir. sol kalçamdaki dört dikiş ( konya yeniyolda) kafamın sol lobunda ufak çaplı delinme ( izmirde bizim mahallede abimin halt yemesi sonucu; sen iki elini bırakmış olan kardeşin önüne top sürüp çekmeye çalış , çekeme, sonra top bana ben topa sonra ben çöp varilinin altına kafamla sonra mahalledeki herkes bana. . off ne feci bir gündü. aynı olayda sol kolum da çatlamıştı. ama var ya konyada çarptığım kamyonun son halini görmeliydiniz sözlük ahalisi.
Vittorio de sica' nın ladri di biciclette filmi.
Az önce yüksek güvenlikli bir site içerisinde bisiklet süren bir çocuk gördüm, zavallı ancak site kapısına kadar gidebiliyordu. Pedal çevirmek değildi halbuki bisiklet. Yeni yerler Keşfetmekti. Mesela kışları üstün başın çamur eve girmekti; yazları toz toprak içinde.
Ben ilk bisikletimi hatırlıyorum da. Karne gününde babam atari ve bisiklet almıştı abimle bana. Benim karnem iyi olduğundan seçme hakkı da benimdi. Tabii bisikleti seçmiştim; özgürlüğü. Heryere gidiyordum onunla. Ayağımla fren yapmaktan dayanmıyordu terlik. Topraktı bizim orada yollar ve bisikleti asfaltta sürmek için canımızı verirdik. Mesela nüfus sayım günleri bayramımız olurdu, sokağa çıkma yasağını amansızca delerdik. Ana caddeler bizim olurdu.
bir keresinde pis bir derenin üstündeki tahta köprüden geçmeye çalışırken dereye düşmüştüm . Mahallenin kadınları kurtarmıştı beni, her tarafım çamurdu ve Ben yine bisikletime sarılıyordum.
Güzel zamanlardı. *
Babam ilk bisikletimi aldığı gündü. Aylardan Mayıs ayı. ortabirdeyim. Öğle vakti. Öğlenciyim. Tam kıyafetimi giydim okula gidicem kapıya çıktım bi baktım, 26 cant bisan kaptan bisiklet. Arkadaşım da kapının önünden geçiyor o anda, dedi ki hadi gitmiyor muyuz okula ? Sevinçten dedim ki ne okulu ? bugün ben gelmicem. O gün okula bile gitmemiştim.

Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olduğum bir günü hatırlamıyorum.
içimde kalan ukte. bitmeyen çocukluk.
heybeli ada'da bir arkadasima zorla bisiklet turu yaptirmistim. dengesini kaybedip at diskisinin uzerine dusmustu. ama ne dusmek!

o gun isittigim kufrun haddi hesabi yoktur.
(bkz: tandem)
Yorulduğun kadar yorgunluğunu atmak.

Çocukluk hatıraları.

Patlayan lastiğin yamasını yaptırmak için para denkleştirmeye çalışmak.

Yokuş aşağı inerken iki eli birden bırakmak.
Özgürlük.

Kafam nereye eserse oraya sürüyorum. Atıyorum sırt çantama kitabımı, alıyorum yolda bi bira sürüyorum sahil kenarına. Havalar güzelken tabi, geçen çıktım istikbalim dondu.
(bkz: konya)

(bkz: bisikletin başkenti konya)

evet cidden nextbike gibi bir uygulamayı bundan 8-10 yıl önce ülkeye getiren ve konya ovası sayesinde bisiklet sürmeyi zevklileştiren bir başka şehir de yok.

zaten 700.000 bisiklet ile en fazla bisiklet bu şehirdeymiş. belediye başkanı da önem veriyor belli ki.
Bisiklet.
(bkz: kafayı yarmak)
kardeşime bir adet temin edebilmek için ağır işlerde çalışmak ve sonunda onun gülümsemesiyle her türlü yorgunluğun son bulması.
çok sevdiğim bir aktivite bisiklet sürmek. Güzelinden bir bisikletim var bolca biniyorum yaz kış. Fakat bisiklet deyince aklıma giant, merida, fuji ya da cube gelmiyor. hep bmx geliyor, gözümün önüne de hep kırmızı renk bi bmx geliyor. ilkokul ikinci sınıfta karne aldığım gün eve dönüşümde babamın alıp kapıda elinde tuttuğu bmx, benim için bisiklet odur. Çocukluk mutluluklarının yerini almıyor hiçbir şey.
yavru kurt. Modeli oyleydi ve yeşildi canım benim **<3.
normal 2 tekerlekli o geliyo valla kardeş .
izmit'te iken yokuş aşağı sürmek...
aşağı inmesi ne kadar zevkliyse,yukarı çıkması da o kadar işkence..
ve daha kardeşimle bir iki arkadaşa öğretmem..

sitenin bahçesinde ilk defa iki tekerlekli sürebilmem ve kendi bisikletimin minik lastiklerini söktürmem ve o anki mutluluk... (yaş 6 bile değil)

bisikletimle çalıların arasına ilk dalisim...(yaş 9)

başka bir bisikletle ilk çarpışmam(lastik yamuldu)...(yaş 15)

kuzenlerle yapılan gece sürüşleri...(geçen sene)

barajda piknikte yaptığım o zorlu sürüş...(yaş 10-11 civarları)

bina bahçesinde bütün çocuklar toplanıp onlarca bisikleti yıkamak ve onlarca bisikletle yarış yapmak..(nasıl sığmışsak)

duygulandim
Hüzün. 26 yaşında bir insan olarak bisiklet kullanamamanın verdiği hüzün. Spor salonundaki bisikleti saymazsak tabi.
benim bisikletim carraro sportive 227 geliyor.
Üç tekerlekli bisikletim vardı, Kardeşimle beraber kullanırdık. Sonra bir gün mahalleden bir çocuk bisikletimizle beraber kaybolmuştu. Neyseki akşamına çocuğu bulmuşlardı ama bisiklet kayıplara karışmıştı. Sonrasında bir daha bisikletim olmadı zaten. Gece gece hatırlattınız, hüzün doldu içim.
Oturgaçlı götürgeç.
Bisiklet.
7-8 yaşlarında Mahallenin çocuklarıyla yarış yapmam.
ekstra iki tekerleğin yere temas etmediği bir kaç saniye ve sonrasında, iki teker gittiğim gerçeğinî farketmem, hemen sonrasında ekstra iki tekerin varlığına şükran duymam.
ekstra iki terleği cikarttiktan sonra, babamın, pazar arabasi misali bisikletin selesinden tutup denge sağlaması, denge olayini, yarim metre bana bırakıp, tekrar el koyması.
arka frenin kontrolünü ele geçirmem, yeni asfaltlanmış yolumuzda ki teker izleri, şahinin altına girdiğim an.
sprey boya.
bmx.
vakit olsa daha da yazardım.
bir daha ki sefere.
görüşürüz.