bugün

yoksun yine; varlığım sürünüyor.
sensizliğim bilinmiyor.
sen gittin gideli ellerim hep titriyor,
kalbim bu acıyı saklıyor.

yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim;
bu sevdayı kalbime gömdüm
ve sen öldün!
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor;
yastayım; ama kimse bilmiyor.

seni son gördüğüm yerde yıllar sonra;
o gün geldi yine aklıma.
bu kez;
bir elimde kızım,
içimde fırtına;
göçüp gittiğin o yolda.

sen varmışsın gibi her gece ışığı kapatmadım.
gel gör ki, ben hala yokluğuna alışamadım.
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor;
yastayım hiç kimse bilmiyor.

bugün doğum günün, yanında değilim.
bu yüzden hiç iyi değilim.
yaşlandım artık bıraktığın gibi değilim;
üstelik bir kızım var evliyim.

yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim;
bu sevdayı kalbime gömdüm,
ve sen öldün.
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor;
yastayım; ama kimse bilmiyor.

çok zor o kadar yıl sonra itiraf etmek;
bu aşkı bertaraf etmek.
bu kez sana söyleyecek ne çok şey vardı;
isterdim "bak unutmadım" demek.
evlenilen kisiye yapilabilecek en büyük haksizliktir. onun günahi ne ki?
(bkz: mantık evliliği)
birini sevmenin acısını yeterince çektikten sonra, kendisini sevdiğini ve kendisi için emek harcadığını gördüğü biriyle mantık evliliği yapmaktır. (bkz: selvi boylum al yazmalım)
o biride sizi seviyorsa o zaman b.k tan bir durumdur işte...
(bkz: salak)
düğün günü rimellerin akması demektir.
çok zor.
(bkz: ben bunu gördüm)
insani yaşarken öldürür.

(arabesk günler)
birini sevemeden hiç tanımadığı biriyle evlenmek kadar kötüdür ama örneği de az değildir. özellikle kırsal kesimlerde kız çocukları uzun yıllar boyu daha birini sevmeyi bırak dünyayı tanımadan evlenmek zorunda kalmıştır. annemden biliyorum. hayır babam fena adam değil ama lan ben var ya. neyse...
mutluluğa değil acılara kapı açmaktır.
gözlemlediğim kadarıyla "fırtınalı aşk" oyuncuları belli bir süreyi aşan ilişkilerinin ardından ayrılma kararı alırlar. Bu kararın ardından hangi taraf daha çok yara almışsa "al bak seni unuttum!" nidasıyla annesinin bulduğu talibine hayatının aşkı masalını uydurur.
neresinden bakarsan bak, tek kelime ile 'hüzünlüdür'.

8-10 yıllık evli bir arkadaşın cebinden düşen bir vesikalık fotoğrafı gördüm. konuşulmadı ama parçaları birleştirdim ve anladım ki, o fotoğraf aşık olduğu ama evlenemediği kızın fotoğrafı.

on yıl bile sonra o kızın fotoğrafını cebinde taşıyan arkadaşa mı üzüleyim, o resimdeki kıza benzeyen ve arkadaşım olan karısına mı üzüleyim, bu kadar seven bir adamla beraber olma şansını yakalayamayan tanımadığım kıza mı üzüleyim bilemedim.

içimden adama kızmak bile geçmedi, sadece hüzünlendim.
bir insanın hayatında yaşayabileceği sayılı berbat olaylardan birisidir. çok zordur o anı atlatmak ki halen bir çok insan o acı gerçeği yaşar ve mantık evliliği değildir bu, çoğu zaman zoraki bir evliliktir ki adıda görücü usulüdür. evlenme cağına gelmişsinizdir ya siz istenirsiniz yada isteyen taraf olursunuz. aileniz karar vermiştir evlenmenize ve evleneceğiniz kişiyi onlar seçmiştir oysaki yürek başkasını sevmektedir hemde delicesine sevmiştir, ama hayat buya bir araya gelinememiştir gelindiyse bile hepimizin yaptığı gibi kıymeti bilinmemiştir yollar ayrılmıştır sen uzaklara o uzaklara gitmiştir artık pişman olmanın bir değeri kalmamıştır imzalar atılmış evlenilmiş ve yeni bir hayat kurulmuştur artık. çok sevilen ama kavuşulamayan kişinin adı artık yasaklanır, anılmaz bir daha sadece eski dostlarla içilirken efkarlı bir şekilde ahlar çekilir.
mantık evliliğinin yarmışı diye nitelenebilir.
şerefsizliktir.
o sevilen biri tarafından karşılık alınmıyor, tek taraflı seviliyorsa yalnız yaşlanmamak adına verilmiş bir karardır.
Uzun zaman oldu görüşmeyeli,
Nasılsın diye sorasım bile yok sana,
Klişe yaşamları arttırıp, arka cebimde biriktirdim,
Her düştüğümde, hayat bu dedim, geçtim,
Acıyan dizlerim olmadı asla,
içime gömdüğüm aşkları astım uğruna,
Darağacına her baktığımda bir kadın,
ipi, sağ elimin parmaklarında.

Kahraman olmak uğruna yaşamadım bunca zaman
Evlendim, bir karım var yazdığım her şiirde paranoya yapan,
Elimin tersiyle ittiğim, sevgileri havalara atıp,
Yakalayınca kafeslere tıktığım bir hayatım var,
Zindanlarımda sana beslediklerimi mahkûm ettim,
Çok zaman yemek vermedim, açlıktan ölsünler istedim,
Yaralarına tuz bastım, yaramı dağladım, ağladım.

Belki dedim bir gece çıkıp gelirsin,
Bilir misin? Ne çok özledim,
Ne çok istedim,
Gelmedin.

Evleniyormuşsun, benim gibi bir hayat kuruyormuşsun saçma,
Kurşunlanmak istiyormuşsun aşksız insanlarla,
Bir araya koyulup aşka mahrum bırakılmak istiyormuşsun,
Bir hataya kurban gidiyormuşsun, benim gibi, saçma.

Sana eski bir sevgili tavsiyesi vereyim,
Hiçbir ağrı kesici engel değil, kalp ağrısına,
Gönül sancısından kıvranmana,
Unutma sevgili, tecrübe konuşuyor burada,
Yapma, gidip kendine içinde benim olmadığım,
Aptal bir hayat kurma.
GiZLi SEVDA

Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selâm söyledi.
şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler
şimdi bana seninle bir ömür vaad etseler
şimdi bana yeniden ister misin deseler
tek bir söz söylemeye hakkım yok...
hem kendine hem evlendiğin insana kıymaktır.
(bkz: yaşarken ölmek)
bosanma yolundaki ilk adım.
sevdiği kişi hayallerinde yarattığı kişidir bu eylemin öznesi.. hayalini aldatmanın ömür boyu yalnız kalmaktan daha mantıklı olacağına nihayet karar vermiştir..
hayat boyu ya da en azından boşanana kadar geçecek zamanınızın pişmanlıkla geçmesine sebep olacak, sevdiğinizin gözünde, kalbinde bitmenizi sağlayacak harekettir. Yapanları tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum.
yasarken ölmektir.
(bkz: türk filmi)
güncel Önemli Başlıklar