bugün

memenizi gösterin.
bir kız bana memesini gösterirse orospu değil ama beni çok seviyor diye algılarım. bazı şerefsizler ödüle odaklanacağına orospu diyebilir o onların salaklığı bence.
10 seneyi doldurmuş evli çiftler için, ikili koltukta televizyon izlerken, erkeğin böyle ayağının tabanıyla karıyı dürtüp, kalk kız çay koy da içelim, düneğen aldığım püsküvütlerden de getir imalı dokunuşu...

kibar, müstesna, sevgi dolu ve romantik... mahzende şarap içseniz bu ka lomantik olmaz...
bol bol açık oylayın mesajı alacaktır.

+yavşak seni çok beğeniyorum keşke benim olsan.
Koşu bandından uçuyordum,

işten çıktım metroya yürüyorum. (Burası da metro)

Isyerinin manzarası bu.

Öğle arasında yemek yerine seni yesem?

iş görüşmesine gidiyorum.

Toplantıdayım ama sana yazıyorum.

Lan şimdi baktım da tam bir sevgi piticigiymis. Romantiklik akıyor. Sjsjskskskkdk.

Evet
bırakın seni seiyorum dememeyi, graham gouldman ve eric steward tarafından yazılan 1974 mart ayında piyasaya çıkıp 10cc tarafından seslendirilen "I'm not in love" şarkısında olduğu gibi sevdiğinize "seni sevmiyorum/aşık değilim" deseniz bile aşkı en güzel anlatmış olursunuz.

https://www.youtube.com/watch?v=cgJckGsR-T0

daha önce de yazmıştım...
en güzel slow aşk şarkıları 1970'ler de yazıldı. size çok garip gelebilir, insanların (özellikle gençlerin) din kimlik vb değerlerden uzaklaşıp tüm kutsal olan ülke sınır kimliklerin soyutlaştırılıp sex ve uyuşturucunun yanı sıra anarşizmin cenneti olan bir dönemin en güzel aşk şarkılarının çıkması...
aslında hiç de öyle değil de neyse, şimdi konuya insan davranışından başlamayalım. aslında yaşanan 2. dünya savaşıyla yıkılan yok olan şehirler, savaşta ölen 55 milyon insan ve savaş ve sonrasında açlık bakımsızlık hastalık vb yüzünden de en az 50 milyon ölmesinin insan davranışı üzerinde pozitif etkilerden olacak.
evet, savaşlar kıyımlar yıkılış yok oluşlar toplum için adeta antibiyotik etkisi yapar. nasıl ki geçirilen kolanjit ataklarında uygulanan ağır bir antibiyotik tedavisi sadece enfeksiyonun getirdiği negatif etkileri değil de insan yaşamı için gerekli yararlı bakterileri de yok ettiği düşünülürse aynı durum savaşlar için de geçerli.

1940-1950'ler de ırk kimlik din ülke bayrak kültür vb kutsal şeyler ile kamuflaj edilmiş insanın öldürme-yok etme, canilik duygusunu iliklerine kadar yaşamış bir genç bu kıyımdan sağ çıktığında aile olup evlendiğinde çocuklarına vereceği değerlerde tüm bu din ülke ırk kültür bayrak vb değerler yaşamında soyut bir anlam kazanır.
bu değerler insan yaşamını biçimlendiren tarif eden olgu, bir kimlik olmaktan çıkar ve bu kutsal değerler insanların yaşam hakkını elinden alan bir araç olarak çocuklarına empoze edilir.
her canlı gibi savaşlardan sonra muazzam bir üreme-çoğalma-doğum kaçınılmaz. bunun yanında da ekonomik açıdan tüketim-üretim artar.

neyse "I'm not in love" şarkısı tıpkı ibrahim sadri'nin "ben seni hiç sevmedim ki..." şiiri gibidir. hangi ırk kimlik din dil kültür coğrafyada olursanız olun hissedilen aşkın tarifi evrenseldir.
güncel Önemli Başlıklar