bugün

aslında kendisinin böyle bir iddiası olmamakla birlikte gelinen süreçte ihtiyaç duyulan şeydir. çünkü islam şeriatına alternatif geliştirmekteki zeminsizlik bu ihtiyacı doğurmaktadır. laik bir sistemi savunmak o sebeple çok zor bir hadisedir. laikliği savunanların işi bu sebeple kör döğüşü gibidir. laiklerinin sinirlerinin bozulması karşı karşıya oldukları şeyi yani dindarlığı tanımamalarıdır. laikler de saldırmak da şeriatçılar da saldırmakta ama farklı yerlere yumruk atmaktadırlar. bu sebeple ikisinden de cayırtı çıkmakla birlikte aynı yere yumruk atmamaktan dolayı her ikisinin de gardı düşük sayılır ve yumruk yer. ne olur ? olan vatandaşa olur. al sana kapatma davası karşısında ergenekon! türkiye'de darbe olmuyor artık ama böyle boka sarıyor! kim suçlu ? suçlunun .na koysunlar hepiniz suçlusunuz. ben kimseyi ayırt etmem boka sardırdınız ortalığı, sorumluluk sahipleri böyle yapmazlar, sıçmazlar ortalığa. neyse dellendim yine, püsküvü yinni ? çay da var. gatam mı?
uğrunda laikliğin kurban edileceği tanrılar listesindedir.
(bkz: tanrı ölmez)
bu yüzden atatürk hakettiği değeri kendi ülkesinde hiç bir zaman görememiştir.
romantik bir çiçek olarak karpuz, bir santrafor olarak servet çetin, ronaldinho fenerbahce ye göz kirpti gibi birşeydir.
saygi, minnettarlik, sevgi, ornek almak, hatirasina ve kazandirdiklarina sahip cikmak gibi degerler "tapinma" olarak algilanibiliyorsa eger, kendi taptigi tanriyi fazlasiyla hafife alan kisi iddiasidir.
(bkz: mustafa kemal ilahi guclere sahiptir/#3625016)
bir allah olarak tayyipten daha fazla seveceğim tanrıdır. bu arada çok tanrılılık nerden çıktı yav... bu sözü söyleyenin tek allah olarak tayyip e tapması muhtemeldir zira...

zira... zira nedir ki?
atatürk kesinlikle vardır, ölmemiştir, ölmeyecektir. onun çocukları her zaman onun için çalışmaya ve çabalamaya devam edeceklerdir. fakat tanrı dersek varlığı kesin olmayan sadece inanılan bir varlıktır. önermedir. bu yüzden kesin var olan ulu ötesi önderi, varlığı kanıtlanmamış bir önerme ile karşılaştırmak yanlıştır.

edit edip yazmıycam bu sefer peşin yazcam verin eksileri ... ben mutluyum böyle özgürce konuşmaktan.
tanrı gibi görünüyor heryerde
topraklarda denizlerde göklerde
gönül tapar kendisinden geçer de
hangi yana göz dalarsa
atatürk
atatürk.

edit: dünyada iki zor iş vardır. birincisi insanlarla uğraşmak, ikincisi sincaplarla kaynaşmak.
"ATATÜRK'E TEKBiR

Atatürk ekber! Atatürk ekber! Ancak O var: Atatürk!
Evliya odur, peygamber odur, sanatkâr Atatürk.
Talihe hâkim, zekâya önder, doğma serdar Atatürk.
Bunları geçti insan büyüğü: Kendi kadar Atatürk!
Ne evliya, ne de peygamber; Halkına yar Atatürk! "

bu şiir dalkavuklukta çığır açmış behçet kemal'e aittir. ölüm döşeğindeyken yanındakilere "şahit olun tevbe ediyorum" dediği rivayet olunur. Necip Fazıl bir yerde onun için: "dalkavukluk Nedim'le başladı gele gele behçet kemal'de karar kıldı" demiştir.
ataturk'e bir tanri gozuyle bakmak, bir an icin hayal etmek, baslik acmak sacmaliktan baska bir sey değil.
ataturk sadece bir kuldu ilahi acidan bakarsak. ancak dunyevi acidan bakarsak cok farkli oldugunu hepimiz biliyoruz, kimsenin kendini kandirmasina gerek yok.

bence bu ulvi insani yattigi yerde rahat birakmamiz lazim. beynimizden sokup unutmak degil ama sacma sapan seylerle agzimiza sakiz etmemizin geregi yok.
bir tanrı olarak atatürk var olmamakla birlikte kendisine tapanların varlığından söz edebiliriz. şeyh uçmaz müritler uçurur gibi bir şey işte. atatürk'ün de asla istemeyeceği buydu sanırsam, kaddafi gibi, mübarek gibi, fahd ailesi gibi, saddam gibi, esad'lar gibi tanrılaştırılmak. o nefret ettiğiniz tiksindiğiniz alçak gördüğünüz arap ülkelerindekine benzer bir durum yaşıyoruz işte. baştaki yöneticiler tarafından sömürülen ve köleleştirilen halkların yaşadığı anti-demokratik diğer islam ülkelerinde olduğu gibi demokrasi kültürünü yerleştirmeye çalışan türkiye'nin de bir tanrıya ve belki mite ve ona tapacak kölelere ihtiyacı vardı, böyle olması gerektiğini düşündüler. istediler ki yapmaya çalıştığı işler, devrimler anlaşılmasın. nitekim atatürk egemenliği halka devretmişken öyle bir hale getirdiler ki atatürk'ü yıldızlar seviyesine çıkardılar ve tabulaştırdılar, insanlar atatürk'ü tanrılaştırırken kendilerini atatürk'ü tanrı yapan tanrıların kölesi haline getirdiler. bugün atatürk'ün yapmaya çalıştığı işler, oturtmaya çalıştığı sistem halk tarafından anlaşılsa, halk egemeliğin kendisinde olduğunun köle olmadığının farkına varsa emin olunuz ki o darbeleri ve devrimleri kendisi yapacaktır.
hiçbir kemalistin tasvip etmediği önermedir. zira atamızın bize dersler öğretiler vermesi için aracılara, peygamberlere kitaplara gerek yoktur. yaptıgı konusmalar , duzenledigi toplantılar, etrafındakilere karsi olan durusu tavrı giyimi kusami aklimizdadir. tanrı inananlar icinde inanmayanlar icinde soyut bir kavramdır. Ataturk inanan inanmayan seven sevmeyen tum dunya insanlari icin en somut gerceklerden birisidir ve oyle kalacaktir.
dünyanın gelmiş geçmiş en deha insanı ve askeri, en iyi politikacısı, en iyi devlet adamı, en vs,vs,vs,vs..... olarak kalması her zaman ıcın daha iyidir.
olağanüstü halk adamı.
kemalistlerin bir sanrısı.

kendisinden ve allah tan bahsederken, büyük harfle "o" demelerinden anlamalıydınız zaten.

allah la atatürk aşağı yukarı aynıdır, değil mi ya?
(bkz: burada tanrı yok peygamber de tatilde)*
atatürk'ü yattığı yerde utandıran söz.

hepimiz-en azından bir çoğumuz yaşadığımız ülkeyi aydınlık bir ülke olması için kendini ateşe atan ata'mızı seviyoruz. sevgi gösterisi böyle olmaz. yani sevdiğin insan gibi davranmaktır en büyük sevgi. mesela onun gibi "mutevazi" olmayı deneyebilir insanlar.

yazık... bıraktığı serveti bilen pek az.
bir laik cumhuriyetci olarak rte ile eşdeğerdir..
hiçbir kemalist onu tanrısal vasıflarla degerlendirmez aynı zamanda tanrı gibi tapma ihtiyacıda hissetmez..
atatürk hiçbir zaman kendini yaptıgı işlerden üstün tutmamıs yetiştirilen kemal cocuklarınında bu doğrultuda olmasını istemiştir..
kemalist bünyelerin atatürk diye gezinmelerini fesat olan bir takım bünyeler ''atatürke tapma'' olarak nitelendirmiş heryerde doğruluk payı olmaksızın bunu gözönüne sunmuşlardır.
bu bu tip bireylerin kolay kacıs yoludur cünkü..
neden?
''sen atatürkü tanrıdan üstün görüyorsun!
atatürkün devrimleri benim basımdaki örtüye engelse eger benim dinimede engeldir'' gibi sacma sapan dayatmalardan dolayı..

fakat kimse farkında değildir ki kemalistler takınltılı değildir.. devrimlerine, sahip oldukları demokratik ve laik cumhuriyete baglı olmaları için bir isme ihtiyac duymamaktadırlar.. fakat o isme sonsuz saygıları oldugundan adını zikretmekten gurur duyarlar..

tamamen fesat ve kolay kacıs yolu düşüncesidir yani atatürkün tanrı olarak görülmesi..
kemalizmin takıntılarının ulaştığı son noktadır. ordularının başında düşmanı bunaltan, şaşırtan taktiklerin üreticisi dehayı ne kadar çok seviyorsam bu takıntıların sonucunu da büyük bir kederle izliyorum zira ne atatürk'ü tanrılaştırmanın atatürk'e faydası, ne de tanrıyı insani boyutlara indirgemenin tanrıya zararı vardır. konuya tam bir kendin pişir kendin ye durumu hakimdir ki vah vah vah diyerek entry'mi noktalıyorum. (bkz: gardiyan beni revire götür)
insan atatürk'e sevgisini ona tapınarak değil, ilke ve inklaplarını benimseyerek ülkesine en yararlı şekilde yaşarayak göstermelidir. tamam atatürk bir ülkeyi neredeyse yoktan var etti ancak kesinlikle kendisine tapınmamızı istemedi bunu tartışması bile saçma. amacı halkın gözündeki atatürk imajını kötülemek olan gereksiz provokasyoncuların bir başka girişimi.
maalesef var olan bir olgu.
din ile devleti, başka hiç bir şeyi karıştırmayalım derken mustafa kemal atatürk'e yürekten bağlı olanlar bu yanılgıya düşüyor.

dün, otobüsteyim. yan tarafta iki bayan tanışıp konuşmaya başlıyorlar. hanımlardan biri oldukça yaşlı 90 civarında, diğeri 45 yaşlarında. konuşurlarken orta yaşlı olan bayanın nidasıyla kulak kabartıyorum:

- tanıştınız mı ne mutlu size ne mutlu size!
+ evet atatürk'ü bayram günü gördüm ben kızım.

konuşma devam ediyor, ben de ne anlatıyor diye çaktırmadan dinliyorum.
afet inan'dan bahsediyor, onunla olan bir anısını anlatıyor.
buraya kadar her şey çok güzel. ama orta yaşlı bayan öyle bir laf ediyor ki yorum yapamıyorum:

- teyzecim ben atatürk'ü çok seviyorum.
her zaman derim; islam dinin peygamberi nasıl hz muhammed'se, benim vatanımın peygamberi de atatürk'tür!

sonra yaşlı teyze soruyor tahsilini nerde yaptın diye, hanım cevap veriyor ilkokul mezunuyum diye.
ama yaşlı teyze çok şaşırıyor ve diyor ki "aferin kızım kendini çok iyi yetiştirmişsin".
gerisinde dayanamadım kulaklığı geri taktım kulağıma.

--------anı bitti---------

laiklik diyoruz.
mustafa kemal atatürk'e peygamber demek başlıbaşına bir alakasızlık, cahillik, bilgisizlik.
bu bir insanın tahsiliyle alakalı değildir. düşünce yapısına bağlıdır.
"laikliği benimsemiş bir insan isem mustafa kemal'i bir lider bir siyaset adamı olarak düşünmeliyim, bu kriterlerle ayrı olması gereken dini mevzuları katmamalıyım çünkü kulvar çok farklı." diye düşünmek için odtü'yü bitirmeye lüzum yok.
dediğini yap atatürk'ün, karıştırma bu mevzuları.

belki kendi kafasında liderlik vasıfları orta noktasında birleştirdi bu iki insanı. ama ne peygamberliğin tanımı ne de mustafa kemal'in misyonu birbiriyle uyuşmuyor. neresinden tutarsan elinde kalıyor, hiç bir mantığa yatkın tarafı yok bu lafın...

ne kadar çok pelesenk ediyoruz dilimize bu tür söylemleri.
bırakalım değerler olduğu gibi güzel ve saygıdeğer kalsın.
put gibi tapınmak yerine anlayarak sevelim, örnek alalım.

edit: imla.
atatürk'ün tapkınıyız. her şey (o)'dur. her yerde (o) var.
her gökte (o) eser. her enginde (o) çağlar.
biz (o)'yuz, (o) biz.

her şeyde atatürk!
yerde o! gökte o! .. denizde o! .. varda o! .. yokta o! .
her şeyde o! ..

görünmezi görür! bilinmezi bilir. duyulmazı duyar! sezilmezi sezer, ezilmezi ezer!
hep, her (o)'dur!
her şeyde atatürk!
elimizi yüzümüze;
gönlümüzü özümüze kapıyoruz.
biz sana tapıyoruz!
her yerde her şeyde; her işte, her gidişte; hep (o) !
hep (o) ! hep (o) ! hep atatürk!

varsın! teksin! yaratansın!
sana bağlanmayanlar utansın!

beni sen yaratmadın balçıktan kerpiçten!
beni benden yarattın, kendini bana kattın atam,

by aka gündüz (1934)

edit: şiirin tamamı için (bkz: #2544217)
bu ülkedeki kimi malların durumuna göre, tanrı kelimesi az kalır bence.

böle biraz daha derinden söylenmesi lazım. "alemlerin rabbi" gibi.

hayır, laiklik elden gidiyor diye, avukatların bilmemkimlerin yargıçların, anıtkabire gidip $ikayet etmeleri felan bunu gösteriyor. Ulan biz de gidiyoruz anıtkabire. Atatürk hepimizin.

bu ülkeden laikliği kimse koparamaz. Atatürkün ilke ve inkılaplarını kimse yerinden oynatamaz. ancak Atatürkü'ü tanrı, laikliği de islamın 1. $artı gibi göstermek yanlı$tır.

bugün yediğin hurmalar gelir kıçını tırmalar diye özlü sözümüz var yani lütfen.
atatürk'ü sevmeyenlerin, onu, ilkelerini ve sonuçta cumhuriyeti yıkmak için yaptıkları propogandalara dahil olan polemiklerden biridir.

cumhuriyet'e bağlı olanları atatürk'ü putlaştırmak, tanrılaştırmak falan gibi suçlamalarla yıpratmak amaçlanmıştır.

atatürk o kadar büyük bir insandır ki normal eleştrilerle onu tarihte aldığı yerinden milim oynatamamaktadırlar. bu nedenle böyle tanrı ya da put söylentileriyle, dini duygularını sömürmeye alıştıkları milleti atatürk'e karşı kışkırtmaktır amaçlanan.

atatürkü sever bu millet ama ''atatürk dinsiz'', ''atatürk tanrı tanımaz, hatta tanrının yerine kendini koyar ya da taraftarları onu putlaştırmış'' gibi -kesinlikle yalan olan ve haince çıkarılmış söylemler- ve bilinçli kışkırtmalarla da bazı eblehlerin aklı çelinebilir.

ne atatürk, ne de herhangi bir vatansever t.c. vatandaşı, atatürk'ü tanrı yerine koymak ya da putlaştırmak istememiş böyle birşey söylememiştir. bunu diyenler halkı kışkırtmak ve atatürk sevgisini bu milletten koparmak isteyen cumhuriyet düşmanları ve onların zavallı, satın alınmış veya kandırılmış müritleridir.