bugün

türkiyede dogru düzgün tartisilmadigini düsündügüm ve sacma bir laf kalabaligi arasinda yillardir kaybolup gittigini hissettigim bir olgudur.
Öncelikle bülent ersoy transeksüeldir. fakat Bülent ersoy´u uluslararasi platformdaki örneklerinlerden ayiran, ersoy´un türkiye´nin transeksüeli olmasidir. Bu simdi cok önemli, neden derseniz : Bülent ersoy, avrupadaki transeksüel gruplara dahil olmus, bu cinsel tercihi bir evrensel gercek olarak ve bir ücüncü cinsel kimlik olarak savunmaya, hak iddia etmeye, tercihi kendi gibi olanlara yardim etmeye calismamistir. Ulusal ya da uluslararasi herhangi bir sivil toplum örgütünde ya da homoseksüel organizasyonda kendini göremeyiz. O yardimlarini camii yaptirmak, okul yaptirmak, fakir bakmak gibi konularda yapar. Ve toplum karsisinda sanki bir eziklik, bir sucluluk duygusuyla hareket eder. tavri hep "evet ben transeksüelim ama iyi bir müslümanim, iyi yardimsever bir insanim" seklindedir. iste bu noktada uluslararasi arenada transeksüel haklari icin mücadele eden gönüllülerden ayrilmakta ve sürekli türk toplumu icinde kendi kendini kenara sikistirmaktadir.

Partnerini kendi gibi homoseksüeller arasindan secmemekte, bir hetero erkekle birlikte olmakta ve evlenmektedir bile. burda bülent ersoy´un icinde bulundugu bir "gibi olma" sendromundan bahsediyorum. Bülent ersoy kadin gibidir, kadin degildir. Bu gibi olma hali icinde yillarca yasamistir, yasamaktadir. Ama hicbir zaman "kendi gibi" olanlarla bir grup icinde degildir. O sanatci kimligini bir kalkan olarak kullanmakta, yaptigi müzik ve yasam tarzinin elit görüntüsü icinde yasadigi kimlik problemlerinin üstesinden gelmeye calismaktadir. Ersoyun hayat tarzi aslinda bir tutarli ve bilincli kacistir.

1980 yilinda bülent hanimin operasyon gecirdigi yer londra´dir. 60li yillarda glam rock kusaginin ve biseksüelitenin tavan yaptigi ingiliz toplumunda, örnegin transeksüel sanatcilar hicbir zaman kendini bülent hanim gibi izole edip para ve ünle cözdügü kimlik problemlerini, imkansizliklar nedeniyle asamayan yüzlerce benzerinin sorunlarina yüz cevirmemistir.

Sonuc olarak bülent ersoy türk toplumunda kendine ve benzerlerine karsi, sanatci kimliginin getirdigi bir sorumlulugu ve bir misyonu tasimamistir. Bu tabii ki onun kisisel tercihidir fakat kendinden sonrakilere sesinden ve yorumundan baska hicbir sey birakmamistir. Bu da nacizane benim belirlememdir.
güncel Önemli Başlıklar