bugün

ölümdür. bu duyguların ölümü de olabilir bedenin ölümü de.
ruhu hala soğuk,
fazla yakınlaşmış olamaz.

hayır...olamaaz!
ruhu ısıtan yüreğin taş kesilmiş olmasındandır.

bizi duygusuzlaştıranlar utansın.
yaşanan kötü tecrübelerin ceremesidir. o ruhu ısıtıcak umut hep varolmalıdır. yoksa yaşam çekilmez olur.
açın tüm kapılarınızı sonuna kadar!
bu gece soğuk var dışarda delice rüzgar...
gökyüzü sarmış bedenimi üşümeyeyim diye
senin beyaz bulutların, benim ellerim kadar...
bugün açın kapılarınızı, kapatmayın.
bu gece uyku yok sabaha kadar
parlayan ateşlerinizi söndürün, yakmayın!
bu gece üşümeliyiz iliklerimize kadar...

saldırılar dursun bu gece kımıldamayın
kesin sesinizi hiçbiriniz konuşmayın,
siz de ses yapmayın hırçın dalgalar!
bu gece gökyüzünde soğuk parti var...
gelirken ceketlrinizi unutmayın.
bu gece soğuk var ruhumda kar var tipi var,
üşüyor ellerim çıplak kaldılar
kafamı kaldıramıyorum, öyle sarhoşum
bir ruh böyle soğur, buraya kadar...
insanlara fazla yaklaşmanın kaçınılmaz sonucudur. ayrıca, insanlardan çok uzaklaşmanın da bir sonucu olabilir.
ruhunuza nefretin hakim olmasıdır. nefret duygusu tıpkı güneşi görmenizi engelleyen bulutlar gibi ruhunuzunda ışığı görmesini engeller, onu karartır, soğutur. gerçi günümüzde ruhumuzun soğuk olup olmaması çok da öenmli değildir.

bakın etrafınıza, kendinize. zaten ruhsuz bir hayat sürüyoruz. ruhsuz ilişkiler yaşıyor, yüzeysel zevkler peşinde koşuyoruz. bu kadar ruhsuzluk arasında ruhunuz soğusa ne olur, soğumasa ne olur?
en son okuduğum, okuduktan sonra sessizleştiren şiirlerden.
(bkz: bejan matur)
intikam kokan siir. ruh sogumasi intikam alininca olur.