bugün

cipsten dondurmaya, araba lastiğinden tıraş bıçağına hiç alakası olmadığı halde reklam malzemesi olarak kadındır.

çok da etkilidir bu reklamlar ayrıca; çikolata yiyipte orgazm olmayan kadına hayretle bakıyorum sözlük! çıbık kraker reklamında kadın dansettirmek nerden çıktı peki? sonra da bu nesiller neden amsalak oldu?

not: ayrıca o deodoranttan aldım kızlar üstüme falan düşmedi amk... hala tombala sözlük! iyi ki benim gibi aydın sözlük yazarları var da gerçekleri ''dangadak'' söyleyebiliyorlar.
Sırf "kadın" değil "erkek" te aynı amaçlar için kullanılmaktadır. Misal bir bisküvi reklamı(biscolata mıdır nedir). Amaç hedef kitledir tabiki. Ha bu metalaştırmak mıdır? Asıl o tartışılır işte.
toplumsal cinsiyet rollerinin ürünü olan oluşumdur. kadınlara yönelik cinsiyet kalıp yargılarını gösterir.
(bkz: seks satar)
kadının metalaşmasının basit cümlelerle kafaya dank etmiş halidir.
bu son biscolata reklamından sonra kadının seks objeliği kimilerince ikinci plana atılmışsa da kadın bu durumda erkekle aynı konumda değildir.
zira kadının cinsel obje olarak kullanılmaya başlanması özel mülkiyetin ortaya çıkışı, haliyle ta tarımla uğraşan toplulukların varolmaya başlayışına kadar uzanır.
kapitalizmin üçüncü bunalım döneminde yenilik bekleyen pazara erkek bedeninin sunulması, kadının konumunu değiştirmiyor anlayacağınız. kadın hala birinci dereceden nesne ve öyle kalması için de sistem elinden geleni yapmakta.

ilk resimler, ilk nü resimler kadın bedeninin çizimiyle başlar. dikkatle incelendiğinde kadın bedeninin erkeğe "vitrin" olması için çizildiği açıkça ortaya çıkacaktır. örneğin bir resimde kadın şehvetle bakmakta ve elini uzatmaktadır. bu resmi alan kişi şüphesiz ki değişim metasını elinde bulunduran erkek olunca, kadının resimdeki hali normalleşmiş oluyor. fakat bir düşünün o resimdeki erkek olsaydı, alıcıda ne etki yaratırdı? neyse. kadın bedeninin ilk kullanışı bu şekilde olduysa da daha sonraları tüketim nesnelerinin pazarlamasında kullanılmaya da başlandı. bu durum başlarda sadece burjuvaları ilgilendirseydi, problem olmayacaktı. maalesef 29 krizinden sonra genişletilmeye çalışılan pazarın bedeli gene işçiye kesildi ve işçi daha çok tüketebilsin diye ücret arttırmaya ve istihdam yoluna gidildi. haliyle artık işçi de bir tüketiciydi ve o reklamlar, artık işçi sınıfının da dikkatini çekmeye başladı.
durum bu hale gelmişken, yani billboardlarda, televizyonda, gazetede, dergide çıplak kadınların bedenleri pazarlanır haldeyken herhangi bir erkeğin giyinik bir kadına baktığında çıplak hayal ediyor oluşu yadırganmamalı. gerçi artık pek çok dünya halkı tecavüzü, tacizi, şiddeti, kadın cinayetleri meşru" görüyor. haliyle kadın bedeninin açık pazarlarda kullanımı rahatsız etmek bir yana dursun, insanların hoşuna gidiyor. bu böyle devam ettikçe de kadının reklam görseli olma durumu değişmeyecek...

görünen kadın bedeninin cinselliği olabilir, fakat farklı bir boyutta bakacak olursak kadının toplumdaki konumunu da destekleyici reklamlar gözümüze mutlaka çarpacaktır. örneğin bir çamaşır makinesi reklamı "annenize-eşinize hediye" sloganını kullanıyor. tabi bu slogan pek çok reklamda var; bulaşık makinesi, buz dolabı, ocak, fırın, ütü vs. bu durum ise kadına biçilmiş sorumlulukların; yani ücretsiz ev işçiliği (ev hanımlığı), çocuk ve hasta bakımı gibi şeylerin yerini kazıya kazıya derinleştiriyor.

oysaki ben bir kadınım. herhangi bir kadın. kendi bedenine, emeğine, kimliğine sahip herhangi bir kadın...
ne kimsenin namusuyum ne yatak süsü ne de hizmetçisi...
kadınlar adına utanç verici, kadını tüketen ve değersizleştiren bir durum.
(bkz: yaşasın biskolata reklamları)
güncel Önemli Başlıklar