bir nesne olsaydın ne olurdun

Çekecek ya da mandal.

yalıkazığı.

çeyrek altın. altın aldı başını gidiyor efenim.

(bkz: kazma)

Hak ediyorum ben bunu.

Ayak parmağına vuran koltuk ayağı.

resim fırçası...

renk veriridim taze çizilmiş ruhsuz resimlere...

aydınlatırdım karanlık dünyalarını...

ve durmadan bulaşırdım renk cümbüşüne...

Ulan biz hadi hayal ediyoruz. insan olarak yaratıldığı halde tuvalet kağıdı olmayı seçenler var.

Not defteri.

tır dorsesi olurdum kesin bu kadar yükü her nesne kaldıramaz.

Lisedeki yazlığımızda tanıştığım yaz aşkımın kumsal terligi all bir kızın ayakları bu kadar mı narin , zarif , güzel olur.

Televizyon Dekoru tabiki. Olayları özümser ailevi durumları çözerdim.

Sırf kitap kokusunu özümseyebilmek için kitap ayracı olurdum ben.

tuplu televizyonun uzerine atilan dantel ortu olurdum. kiymetli ama essiz degil, el yapimi ama biraz degersiz, estetik duran ama sessiz, olmayinca yoklugunun cok sirittigi ama sofra beziyle bile tolere edilebilen..

güzel bir hatun kişi kullanacaksa yan flüt.

Hacıyatmaz.

Sanırım kupa bardak.
Yani hani olsa da olur olmasa da olur. Çok farketmez ama olursa zaten olan farklı bir biçimde olmuş olur. Ha Çay bardağı ha ben.*

google gizli sekmesi.

Bir mum yaktığında, bir süreç başlatırsın ama yürüyüşü senin elinde olmayan bir süreçtir, kendi oluşma biçimini izleyecek, senin elinde olmadan da, zaman içinde, varması gereken noktaya varacaktır.

Mum, önce bir noktaya kadar kendi doluluğu içinde güçlü güçlü yanar; ama yanışında belirli dengesizlikler oluşunca (ki kaçınılmaz oluşur bunlar) çeperini delip eriyik maddesini dışarı akıtıp fitilini yakıp küçülterek söneyazar-önlem düşünürsün; alır, kenarlarını düzeltir bir madeni kutunun kabını ters çevirip içine koyarsın ama, boşunadır bu da: çünkü kendi içinde oluşturduğu dengesizlikler sürmektedir- çeperleri tam düz değildir; içine koyduğun kabın belirli bir eğimi vardır-gene, akar dışarı, eriyik madde; kabın içinde yayılır, kap ısınır; dibine varmış fitil artık, her türlü biçimi yitirmiş maddenin son kalıntıları içinde, ucu ucuna yanıyordur- sönmesi yakın ve kaçınılmazdır.

Şimdi yapabileceğin tek şey, kap içinde kalmış eriyik maddeyi bir kenarında bir araya getirip muma benzer bir biçime sokarak, dibine dayanmış fitile biraz daha süre tanımaktır- ama artık bilerek mumun sönecektir.

Mum, mumun kendi içinde oluşturduğu kaçınılmaz dengesizlikleri yüzünden.
görsel

kum torbası olurdum. en azından durumu kabullenmiş olurdum.

sandalye olurdum. sandalye değilim fakat tabiri caizse bizde çok göt gördük.

kilometre taşı.

Kafka, Milena'nın odasındaki dolap olmak istemiştir.
yare yakın olabilen her nesnenin yerinde olmak istenebilir.

Duvar saati.

darbeli matkap.

mandal olurdum.