bugün
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- boşuna yaşıyorum hissi13
- patiswiss20
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi23
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- ruh okuzu8
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- anın görüntüsü14
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak14
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu27
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- sözlük kızlarının don renkleri9
- karınıza range rover alır mısınız18
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe11
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
Sanki öncesinde atom parçalıyorlardı mk.
Osmanlıda okur yazar oranı %5 civarındaydı. Yani 100 kişiden 95 tanesi zaten cahildi. Atatürkün yaptığı devrimden sonra herkes kolayca söktü okuma yazmayı.
Laf beyni olana anlatılır ama yine de şansımı deneyeyim dedim...
Osmanlıda okur yazar oranı %5 civarındaydı. Yani 100 kişiden 95 tanesi zaten cahildi. Atatürkün yaptığı devrimden sonra herkes kolayca söktü okuma yazmayı.
Laf beyni olana anlatılır ama yine de şansımı deneyeyim dedim...
görsel bilmem anlatabildik mi?
gerizekalı olması muhtemelen olan insan söylemidir. bir insan bir gecede nasıl cahil kalabilir ki herhangi bir mantığı bile yok bunun. ezelden cahilsindir bir mevzu atarsın ortaya bu mevzuda sadece kılıftır cehaletini örtmek için..
görsel
Çok sayıda mağdur yaratan olay.
Çok sayıda mağdur yaratan olay.
Bir gecede, güya şah iken, şahbaz olmuş halktır.
Bilimin, ilimin, sanatın fenafillah makamına ulaştığı dönemde, harf devrimiyle bir gecede, hokus pokus ebleh bir millete dònüşüverdik.
Hııı hıı... Tabii tabii..
Bilimin, ilimin, sanatın fenafillah makamına ulaştığı dönemde, harf devrimiyle bir gecede, hokus pokus ebleh bir millete dònüşüverdik.
Hııı hıı... Tabii tabii..
Osmanlıydık, bir gecede cahil olduk(!)
Bilim ve Felsefemizin gelişemiyor olmasına dün Cumhurbaşkanı çok önemli bir açıklama getirdi. "Türkçeyle bilim felsefe olmaz. Biilim ve Felsefe için Osmanlıcaya, Fransızcaya başvurmak gerekiyor." dedi. Üstelik tüm bu kayıp bir gecede olmuş. Dün felsefeler yaparken sabah bir kalkmışız çehalet diz boyu.
Çok haklı! Şöyle dönüp geçmişimize baktığımızda Osmanlıca kültürü almış rahmetlilerimizden önemli felsefi izler kalmış aslında. Nasıl da görmezden gelmişiz? Trabzon'un çok eski bir tarihi vardır. Köklü bir kenttir. Tarihi yapıları zaten bunu tesçiller. Nedense bizim Osmanlılı dedelerimiz Arsin ilçesinin en ulaşılması zor tepelerinde yer edinebilmişler. Belki de doğaya olan sevgilerindendir, kim bilir?
Kurtuluş savaşı dönemi şartlarından ötürü yetim büyüyen Rahmetli Hacı Babamız(Dedemin babası/Osman Dede) beni hep Bal-ü hümayun diye severdi. Sonra bazen yabancı dili Türkçeye kayar;
"Namazı kılmazsan galur,
Şeytan imanini aluur." diye devam eden bir dörtlüğü her namaz vakti söyleye söyleye namaz kılmaya giderdi. At merakı da vardı. Bindiğini hiç görmedim. Ama anlatılır, eskiden bizim akrabanın bir eşşeği varmış. Dağ tepe üç gün boyunca yürüyerek yaylaya giderken kullanır, çok işlerini onunla yaparlarmış. Dedemizin bu at merakını dile getirdiği osmanlıca dörtlüğün çevirisi de şöyledir:
Alma kır'i satma dor'i
Al atlarda binde biri
illa dor'i, illa dor'i
Osman dedemizin heybetli bir yapısı, bir bağırsa karşı tepelerden duyulabilecek kadar güçlü sesi vardı. Bunların hepsi, Osmanlı kültüründen(!) kalma spor, san'at ve bilime olan aşinalığın genlerine işlediği izleri.
Bir Ayşe Ninemiz vardı. O da Rusların köylerimizi bastığı döneme şahit olmuş bir ninemizdir. Baskında ırzına geçilen bir çocuk yaştaşı akrabasının intiharını görmüş, yoksulluğun en kötülerini yaşamış. Ben hiç unutmam onun her sofra kurulduğunda sofrada bulunmayanlar için yemek ayırın o da aç kalmasın çırpınışlarını. Dört beş aile aynı evde yaşadıklarını anlatır, çocuklar yiyip bitirmesin diye evde ekmeğin saklandığı zamanlardan bahsederdi. O da 100'lü yaşlarda rahmetli oldu. Aldığı derin Osmanlı kültüründen ötürü spora çok meraklıydı. Ölümünden bir kaç yıl önce bir gece yarısı bisiklet hareketiyle onu spor yaparken gördüğümde çok şaşırmamıştım.
Bir gecede cahilleştik ama ne malmışız ki neredeyse 100 yıldır hiç gelişemedik.
Bir milletin yaşadığı çöküşten kurtulma mücdelesiymiş, yetimlikmiş, yoksullukmuş hepsi hikaye. Bir gecede çahil kalmak böylesine saçma bir fikir işte.
Bilim ve Felsefemizin gelişemiyor olmasına dün Cumhurbaşkanı çok önemli bir açıklama getirdi. "Türkçeyle bilim felsefe olmaz. Biilim ve Felsefe için Osmanlıcaya, Fransızcaya başvurmak gerekiyor." dedi. Üstelik tüm bu kayıp bir gecede olmuş. Dün felsefeler yaparken sabah bir kalkmışız çehalet diz boyu.
Çok haklı! Şöyle dönüp geçmişimize baktığımızda Osmanlıca kültürü almış rahmetlilerimizden önemli felsefi izler kalmış aslında. Nasıl da görmezden gelmişiz? Trabzon'un çok eski bir tarihi vardır. Köklü bir kenttir. Tarihi yapıları zaten bunu tesçiller. Nedense bizim Osmanlılı dedelerimiz Arsin ilçesinin en ulaşılması zor tepelerinde yer edinebilmişler. Belki de doğaya olan sevgilerindendir, kim bilir?
Kurtuluş savaşı dönemi şartlarından ötürü yetim büyüyen Rahmetli Hacı Babamız(Dedemin babası/Osman Dede) beni hep Bal-ü hümayun diye severdi. Sonra bazen yabancı dili Türkçeye kayar;
"Namazı kılmazsan galur,
Şeytan imanini aluur." diye devam eden bir dörtlüğü her namaz vakti söyleye söyleye namaz kılmaya giderdi. At merakı da vardı. Bindiğini hiç görmedim. Ama anlatılır, eskiden bizim akrabanın bir eşşeği varmış. Dağ tepe üç gün boyunca yürüyerek yaylaya giderken kullanır, çok işlerini onunla yaparlarmış. Dedemizin bu at merakını dile getirdiği osmanlıca dörtlüğün çevirisi de şöyledir:
Alma kır'i satma dor'i
Al atlarda binde biri
illa dor'i, illa dor'i
Osman dedemizin heybetli bir yapısı, bir bağırsa karşı tepelerden duyulabilecek kadar güçlü sesi vardı. Bunların hepsi, Osmanlı kültüründen(!) kalma spor, san'at ve bilime olan aşinalığın genlerine işlediği izleri.
Bir Ayşe Ninemiz vardı. O da Rusların köylerimizi bastığı döneme şahit olmuş bir ninemizdir. Baskında ırzına geçilen bir çocuk yaştaşı akrabasının intiharını görmüş, yoksulluğun en kötülerini yaşamış. Ben hiç unutmam onun her sofra kurulduğunda sofrada bulunmayanlar için yemek ayırın o da aç kalmasın çırpınışlarını. Dört beş aile aynı evde yaşadıklarını anlatır, çocuklar yiyip bitirmesin diye evde ekmeğin saklandığı zamanlardan bahsederdi. O da 100'lü yaşlarda rahmetli oldu. Aldığı derin Osmanlı kültüründen ötürü spora çok meraklıydı. Ölümünden bir kaç yıl önce bir gece yarısı bisiklet hareketiyle onu spor yaparken gördüğümde çok şaşırmamıştım.
Bir gecede cahilleştik ama ne malmışız ki neredeyse 100 yıldır hiç gelişemedik.
Bir milletin yaşadığı çöküşten kurtulma mücdelesiymiş, yetimlikmiş, yoksullukmuş hepsi hikaye. Bir gecede çahil kalmak böylesine saçma bir fikir işte.
Bilimde ve teknolojide Amerika nın ve Avrupa nın elli sene gerisindeyiz deyip, ilerlemek ve bu devletleri geçmek için bu gece Japon alfabesine geçmektir. Japon alfabesini benimseyip öğrenmeyenlerin akademisyenliğini ve öğretmenliğini elinden alıp yerine bir haftalık, 40 günlük fasulyeler koyup şarap kadehleriyle ilerledik havalarına girmektir .
adamlar zaten cahil seviyor cahil olmayi seviyolar, bilene okuyana düşmanlar, cikmis bi de zirliyolar "cahil birakildik"diye.
resmen, nerden bok atsak da bok atmis olsak diye bekliyolar.
resmen, nerden bok atsak da bok atmis olsak diye bekliyolar.
oysa hepsi harvard a gidecekti.
görsel
BiR GECEDE CAHiL Kalmışız!
1 Kasım 1928, Abece (Alfabe) devriminin- ki, düzeltim / reform değil, devrimdir: eskisini kaldırıp, tamamen Türkçeye uygun yeni bir yapı getirmiştir- 92. yıl dönümü.
'Cumhuriyet'in alfabe devrimi halkı cahil bıraktı' diyen Osmanlı sevicilerine..
Cumhuriyet'ten 26 yıl önce, Arap alfabeli Osmanlıca'yı okuyup yazan erkek nüfus YÜZDE 7, kadınlarda BiNDE 4.
BiR GECEDE CAHiL Kalmışız!
1 Kasım 1928, Abece (Alfabe) devriminin- ki, düzeltim / reform değil, devrimdir: eskisini kaldırıp, tamamen Türkçeye uygun yeni bir yapı getirmiştir- 92. yıl dönümü.
'Cumhuriyet'in alfabe devrimi halkı cahil bıraktı' diyen Osmanlı sevicilerine..
Cumhuriyet'ten 26 yıl önce, Arap alfabeli Osmanlıca'yı okuyup yazan erkek nüfus YÜZDE 7, kadınlarda BiNDE 4.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük şehir efsanesi. Ve tabii ki bütün şehir efsaneleri gibi yalan. Zannedersiniz bir gecede cahil bırakıldığı iddia edilen halk, o malum geceden önce uzay mekiği imal ediyordu, felsefede çağa hükmediyordu, güzel sanatlarda ortalığın amına koyuyordu da bu faziletini elinden aldılar... Bi de takmışlar geceye. Bir gecede cahil bırakıldık diyor. Bunu diyen kitlenin cumhurbaşkanı 12 yıldır gündüz gözüyle iflahımızı sikiyor ama ona bir şey diyen yok.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar