bugün

evladın ve babanın niteliği nasıl olursa olsun; anında karşılıklı yapılabiğlecek bir durumdur. yani ister baba evladı ister evlat babayı ağlarken görsün, dayanamaz, içi akar, ağlar.
ağlamayı yasaklar mı baba olmak
duyguları öldürmek mi gerek
bir çocugu büyütmek için
yürek gerek
ona sevmeyi öğretmek için
önce gözyaşlarını salmak
sevmeyi bildigini
göstermek gerek

ağlamayı yasaklar mı baba olmak
baba olabilmek için önce
insan olabilmek gerek
ağlayabildigince insansın
bilmek gerek.
Bir baba sadece evladına mı ağlar ? Babadır o. Ne acılara , ne kötü günlere göğüs germiştir. Kendi babasının ölümüne ağlamamıştır çocukları onu o halde görmesin diye. Babadır o. Güçlüdür. Ağlamamalıdır. Ağlamamıştır da. Çocukları onu o yüzden hep tepesine kar yağmayan koca bir dağ gibi görmüşlerdir. Ne zaman ki hayatının en büyük değerini kaybetmiştir ; kendisini de kaybetmiştir. Değil gözyaşı dökmek ; hıçkıra hıçkıra ağlamıştır. Hayatının son 42 senesi gözünde canlanmıştır. Ama başrol oyuncusu cansızdır. Ağarmış saçlarıyla , masmavi gözleriyle ona bakmamaktadır. Elleri varmamıştır toprağa koymaya. Oğluna düşmüştür bu görev. Onlarca insanın içinde yaşına bakmadan tekrar tekrar ağlamıştır. Geride kalanlar , gidenin verdiği acıyla değil , kalanın hüznüyle hüzünlenmiştir. Giden elbet bir gün gidecektir. Kalan nasıl sabredecektir !

Bu saatte böyle bir entry belki biraz acıklı ve duygu sömürüsü oldu ama babanın gözyaşları zaten böyle bir şeydir. Allahtan hastalara acil şifalar , gidenlere rahmet , kalanlara sabır diliyorum. * *
çocucu tarafından görüldüğünde unutulmayan, içte derin yaralar açan olay.
kuzenimi kaybettiğimizde teyzemlere gitmiştik. babam teyzemlerin balkonunda oturuyordu.
beni görünce eliyle yanıma gel dedi. gittim oturdum yanına. üzülme evladım dedi. ağlayarak "ağlama olur mu" dedi. bak ölüm hepimizi alacak. ağlamıyordum. durgundum. kendisini teselli ediyordu aslında. belki benden de bunu bekliyordu. ama onun kadar güçlü değildim. hem kendimi hem onu teselli edemedim. sicim gibi akıyordu yaşları ve "ağlama" diyordu bana.
dedemi kaybetmiştik. eve geldi. her zamanki koltuğuna oturdu. ellerini başının arasına aldı öylece kaldı. yanına gittim. yüzüme baktı. ağlıyordu. "gitti koca çınar" dedi. gittim yanına sarıldım. sicim gibi yaşlar akıyordu gözlerinden.
daha ziyade bir erkeğin gözyaşları.
gözyaşlarını toprağa akıtıyorsun biliyorum, doğumgününde bizim yanımızda olamadığın için, sana alacağım pastanın 48.yaşını bitirmenin verdiği heyecanla üfleyemeyeceğin için, bizi bir başımıza bırakıp gittiğin için ağlıyorsun, biliyorum. ruhun etramızı çevirmiş bizi kötülüklerden koruyor biliyorum. ruhun hep yanımızda, bizi öpüp kokluyor biliyorum. iyi ki doğdun babacım, iyi ki benim babamsın...
(bkz: bir babanın gözyaşları)
baba, gözlerimizi hayata ilk açtığımızdan, dünyaya gözlerimizi son kez kapamamıza kadar hayatımızda iz bırakacak en önemli insandır. bir baba ne olursa olsun ağlamamalıdır. evladından ne sevgisini ne emeğini esirger, anne ile beraber dünyanın en harika insanıdır. o her zaman kaya gibi sağlam ve dimdik durduğu için, bir babanın ağlaması, dünyanın yok olmasından daha beterdir.

ayrıca ;
(bkz: bir babanın gözyaşları)
(bkz: #5843335)
allah bir babanın gözyaşlarını evladına göstermesin. zira çok büyük bir yıkım oluyor o dağ gibi adamın ağladığını görmek.