bugün

Sevdiğiniz bir aile büyüğüyle kafede otururken aşırı seksi bir kızın yanınıza gelip "neğaver janımss" tarzında konuşmasıdır.

Aile büyüğü teyze olur, hala olur belki anne olur.. Genelde ailedeki bayanlardan olursa daha bir enteresan olur.

Halam bana feci düşkün bir kadındır. Ben de onu müthiş çok severim. Arkadaş gibidir.. Kadın duymaya başladığımdan beri bi kere bile adımı söylemedi, hep bir hitap şekli bulur; "koçum" der, "aslanım" der, "halasının bitanecik yiğidi" der.. Bi şey der yani... Bi ara "lan acaba halam benim adımı mı bilmiyor?" diye düşünmüşlüğüm bile oldu. Tabii ki biliyordum ki kadın sevgisinden diyordu. Hani bir zamanlar, allah rahmet eylesin bülent ecevit'e sürekli "ecevit, ecevit" dendiği için "ecevit ecevit, evet adı ne ecevit'in?" diye aniden sorulduğunda bi kalırsın da "süley.. bü..bünyami... bülent, bülent" dersin ya hani, onun gibi bişey.

Ben üni'de okurken halam hem beni özlemiş, hem bir iki gün tatil yapayım, hem de şu koçum neler yapıyor bi bakaym demiş ve bana gelmişti. Güzelce gezdik, tozduk... gençleri de çok sever, okulu görmek istedi, götürdüm..güzel bir kafe vardı, oraya gittik, oturduk.

Halam sürekli "koçum şöyle yap", "şunu yapma, bak yaparasan şapaşilleyi yersin" tarzında konuşuyordu. Ben de "taam hala, evet hala, haklısın bebeğim" deyip duruyordum, o da "gevşek gevşek konuşma, ciddiye al söylediklerimi, canımı sıkma benim" diyor, ben de "özür dilerim" diyorudum ve devam ediyorduk.

Bir süre sonra halamın dikkatini kafeye giren bir kız çekti. Halam da liberal kadındır ama kıza bi gıcık oluverdi ve dişi kedi gibi tırnaklarını 'pıhhhh' diye çıkarıp "bak işte, cks cks cks, böyle giyinme mi olur?" dedi.
Hemen 'bak işte'nin 'bak'ını kaptım ve dönüp baktım. Benim gözler de uzağı iyi göremez. Ananskym! Zaten tam güvenemiyorum bir anda gözlerime inanamadım, kız çıplak gelmişti okula.. gözlerimi kısıp tekrar baktım, evet çırıldı.

Ben biliyordum bir gün birinin çıldırıp böyle bir şey yapacağını ama açıkçası okulda 7. yılına geçiren aynı dersi 9 Kez falan alan bi erkekten bekliyordum.

Neyse kız biraz yaklaşınca çıplak olmadığını fark ettim. Üzerine iki tane gözlük camı silme bezi kadar bişey giymişti. "Çıplak değilmiş uzaktan görememişim" dedim kendi kendime. Halam "böyle kızlardan uzak dur, bunlar üzer seni" dedi. "hee biliyom hala kaşar bunlar ehehe" dedim. "Kaşar deme çarparım ağzına, tamam düzgün konuş" dedi. "sen de beni iyice abaza yaptın hala pıhıhıh" dedim. "tanımıyorsun dimi bu tip kızları? Bunların peşinde değilsin yani?" dedi. "tanımıyorum hala, nerden tanıyacağım? tanımıyorum tabi ki, ben üniversite hayatına ciddiye alan bir eğitim neferiyim, anlık heveslere kapılıp büyük resmi ıskalayamam" diye bir cümle kuruverdim. bu cümle üzerine halam da ben de şaşırıverdik, bi süre sessizlik oldu.

bu arada kız herkesi öpe öpe bir kaç metre daha ilerledi. karşıdan gelen herkesle "ya janıms nerelerdesin ya seeen?" şeklinde öpüşüyordu. Herkesle ama... öpüşe öpüşe gidiyordu... Yeminlen temizlikçinin bıraktığı, duvara yaslanmış vileda sopasını bile "naversin şekeer?" deyip öptü. Kız devlet resepsiyonuna katılmış gibiydi amk. kafenin aşçısından, kafeteryanın dip köşesindeki çaktırmadan porno siteye girmeye çalışan çocuğa kadar herkesle selamlaştı. Postmodern muhtar gibiydi. Sonra bana doğru sırıta sırıta gelmeye başladı. "noluyoruz lan" oldum. şehvet treni gibi yaklaşıyordu. Belli ki kız seriye bağlamış beni de önüne katıp arada kaynatacaktı.

Ayağında 20cm topuklu ayakkabıyla ha düştü, ha düşecek geliyordu. iyice yaklaştı. Kızın bana gülümsediğini farkedince karşılık olarak ben de ona gülümsedim, sonra bir de halama gülümsedim. Bir kıza.. bir halama.. bir kıza.. bir halama.. Ambale olmuştum..sağlı sollu ikisine de şuku verir gibi gülücük basıp duruyordum. Bir süre sonra kız benim sandalyenin dibine kadar geldi... Ardından "neğaver jınımmssss" diye yukardan bişey indi. Ben de kızı havada karşılayıp "iyidirssss" dedim ama kısık sesle, içime küçük ibo kaçmış gibi... "mojanks, mojanks" diye öpüştük. "hiç görüşemiyoruz? diye ekledi... Sonra burhan öçal geldi kafeye... "drurururururn tak! Drururrurrun tak! Drurrururrunn tak! diye döktürüyordu üstad. Sonra farkettim ki ne burhan öçal'ı amk.. Halam kaşları çatmış, tek elinin parmaklarıyla masada perküsyon çalıyor. Ama böyle bir ritim duygusu ve kararlı vuruşlar olamaz. Efsane, döktürüyor kadın.

Bunun üzerine bir de kız, son dudak bükücü gibi dudağını büküp "hani senin evde röportaj yapacaktııııııııık?" demesin mi...?
Ben önce bi o "ı"ların içinde kayboldum, sonra kurtulup "kimim lan ben?" dedim."yuh" dedim, "oha" dedim. "oha yuh fantaziye bak" dedim. "eğer gerçekten öyle bir şey teklif ettiysem afferin lan bana" dedim. "eğer etmediysem ve iftiraya kurban gidiyorsam o da çok iyi" dedim. O an bir flashback yaşadım sanki..

Kız bizim dido'ydu, sevişmiştik iki üç kez. Ama ne değişmişti kız, tanıyamadım. Biraz uçlara gitmişti sanki.. Ne birazı baya uçlara gitmişti. Saçları falan kestirmiş.. Güneş gözlüğünü degiştirmişti. Zaten dido'nun suratını gündüz hiç görnemiştim. Güneş gözlüğünden tanıyordum kızı. Gözlüğü de değiştirince haliyle tanıyamadım.

insan tanıdık görünce ister istemez mutlu oluyo lan. "noldu kız sana böyle?" dedim. "nolmuş?" dedi. "töbestafrullh sanki böyle bişey olmuş" dedim. "ahahaha alemsin" deyip göğsüme vurur gibi hafiçe dokundu. Tam heyecanlanıyordum ki halam geldi aklıma. O sırada dido da "neyyyyyyse jınımss, ben gidiyim" deyip götünü çan gibi sallaya sallaya giderken "bu arada bizim kızlar da seni soruyor haberin olsun" diye seslendi ve sevdanın son vuruşunu yaptı.

o an kırkpınar güreşçisinden pandik yemiş şair gibi hissedip utanarak halama baktım ve "ehehehe bizim dido'ymuş ya.. ehi" diyerek sandelyeyi götümün altına çekip oturdum. Elini gösterdim "şarkı bitmiş" dedim. Tabi halanın kaşlar hala çatık, "git şurdan bana bi çay getir çabuk" dedi. Badi badi koşarak gidip çayı kapıp getirdim. Halam ya dünyanın en tatlı insanı, bi yarım saat öyle trip attı sonra "giderken markette uğruyalım koçum, akşama ne istersin?" dedi.