bugün

yazının forwardlanırken başlarını kesmişler. tamamı ekşi sözlükte veya http://www.blogcu.com/pederzickler/649867/'de vardır.
(bkz: cin olmadan adam çarpmak)
(bkz: çalış senin de olur)
(bkz: bim)
(bkz: bir istanbul masalında eski sevgiliyi görmek)
(bkz: kopya çekerken hocaya yakalanmak)
ekşi sözlükte* gördüğüm en güzel entry olduğunu düşündüğüm başlık.*
Mesela kurgulaştıralım olayı:

Bu Bim mağazalarının sahibini tanıyan son derece laik bir arkadaş içeri girsin ve o da ne! bi anda eski kız arkadaşını dost marka yoğurt alırken görsün! işte o anda bilinci haykırmaya başlar ve 'orası yeşillerin yeri, islami sermayeye hayıııırrrr' diye bir girizgah yapıp kendi kendine kız arkadaşından iyi ki ayrıldığına dair söz geçirmeye çalışır...

Fakat durun bi! o da ne! kendi de Bim mağazasındaymış meğer!! Bu komik adem şahsına o kadar dışarıdan bakıyor ki bunu farketmesi bile tam 2 satır aldı üstelik! Ama yok yok saçmaladık sanırım, ne alakası var canım 'o sadece bim mağazasına ucuz olduğu için giriyor, kesesini düşünüyor yani bir yerde! Onun için bim amaç değil sadece bir araç; amaç ay sonunu getirmekte!!!
ayaküstü sohbet edilip, iki tane saray bisküvisi alınarak, bir parkta karşılıklı çay içmeyle sonlandırılacak karşılaşma.
bimden sonra ısmar, kiler migros, tansaş gibi marketlerin birlikte dolaşılmasıyla son bulabilecek hadise.
eğer eski sevgili ile aynı okulda okuyorsanız bim * de sık sık başınıza gelebilecek bir durumdur. kantinde, sınıfta, hocanın kapısının önünde görmekten pek bir farkı yoktur.
gayet normal durumdur. siz nasıl bim'de alışveriş yapabiliyorsanız eski sevgili de orda alışveriş yapabilir. ama eski sevgiliyi hamamda görmek her yiğidin kolay kolay kaldıracağı şey değildir.
toptan fiyatına perakende satışta son noktadır.
eski sevgiliyi özleyen yazarları, binbir ümitle bim'e koşturacak söz. **
Bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar, ben bunu anladım.

bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı, çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.

"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" ,"seni seviyorum" diyen bir ses. yavaşça arkamı döndüm. Evet, eski sevgilimdi bu. bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu.

evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu. ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde saklanamadım.

peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. gözlerine baktım. bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim. böyle düşündüm ama sonra h......tir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijama terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl olduğundan zerre s..kinde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu. "niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse s..ktir et" der gibi baktım. s..tir etti alışverişe devam etti.

bir güle güle demeden. gözyaşlarımı saklayarak elimden düşürdüklerimi aldım ve kasaya gittim. bir de peçete aldım, gözyaşlarımı silmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be. eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan. "abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük" o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum.
http://www.uludagsozluk.c...de-eski-sevgiliyi-gormek/
http://sozluk.sourtimes.o...ki+sevgiliyle+karsilasmak
http://pederzickler.blogcu.com/649867/

peder zickler imzalı bir yazıdır. ayrıca başka bir başlıkta incelenmektedir. toy yazarların heyecanına vermek lazım. fakat yazının başkasına ait olduğunu iddia etmek için elinizde bir belge olması lazım gelir. kaynağın g.tünüzün olmaması gerekir.
(bkz: makattan sallamanin en guzel ornegi)
peder zickler in ortama soktuğu anonim yazıdır. yazrı bilinmesine rağmen [peder zickler] anonimdir. neden mi? sözlüklerde baska bir yazı yoktur ki bu kadar fazla sayıda forumda yer alsın bu kadar sayıda maile gönderilsin. bir cok foruma ben yazdım diye yazanlar bile cıkıyor.
peder zickler'in özgün, özbe öz telif eseridir... çalanlar ve aracılık edenlerse hır-sız-dır.
+ aa naber ya kamuran ?
- naber kız iyidir senden naber?
+ nolsun eve bir şeyler alıyorum işte mutfak alışverişi falan..
- ya sen takılmazdın buralara..
+ napim, anamı siktin, sömürdün beni anca bim'e yetiyor gücümüz artık..
bütçeye zarar ziyan, kaçınılası tesadüftür. çünkü eski sevgili artık yeni sulara yelken açmış ve sütünü yumurtasını yeni sevgilisiyle seçer olmuştur. sizse kırılan kalbinizin ve oynayan sinirlerinizin acısını bol yağa ve karbonhidrata yatırırsınız. 3 paket patos kritos, centre gofret, kutularca le kola ve abuk subuk şekerlemeler, çikolatalar, kasaya gittiğinizde son derece sağlıklı yapılmış bir alışveriş arabasıyla başbaşa kalırsınız, o ise yeni sevgilisiyle dil peyniri mi, ezine peyniri mi alalım diye münakaşadadır.
(bkz: dost süt içerken eski sevgileye rast gelmek)
(bkz: bahtsız bedevi)
(bkz: çöl ve kutupayısı)
bir peder zickler klasiği. klasik olmuş evet.
bakınız:
(bkz: bim de eski sevgili ile karsilasmak)
(bkz: bim de eski sevgiliyi görmek)
(bkz: bim de eski sevgiliyi gormek)
(bkz: bim de eski sevgiliye rastlamak)
(bkz: bim de eski sevgiliyle karsilasmak)
(bkz: küçük tüp almaya giderken hoşlanılan kızın görmesi)
hele bir de le cola alırken rastlanırsa felaket.*
Forumlarda en çok tıklanan güzel yazılar konusudur. Muhtemelen okumayan hiç yoktur. Sözlüklerede zıplamış, helal olsun.