bugün

her konuda olduğu gibi domuz gribi olayında da sınıfta kalan medyamız her zaman ki gibi bilmediğini okuyor. domuz gribi vücut dışında maksimum 24 saat yaşayabiliyor ki aslinda daha da düşük süresi olduğu halde dezenfeksiyona özendiren medyamız neyi amaçlıyor anlamak güç. bir yeri adam gibi ilaçlamak veya ilaçlamadan sonra 24 saate yakın beklemek gerekir. zaten hiçbir şey yapmasaniz da o virüsler kendiliğinden ölecek. medyamız ise bazı okullar ilaçlandı, kenar mahalle okulları ilaçlanmadı diye veryansın ediyor. bu ülkede hiç mi doktor yok. bir tanesini çıkarıp da bu konuyu sormayı akıl edecek medya nerde? birkaç profesörümüz bu konuyu dile getirdi ama gürültüler arasında sesleri cılız kaldı ve duyulmadı. hadi bakalım, temizlik iyidir gibisinden bazıları da önemsemiyor.

osman durmuş çıkıyor ve milletin kafasını karıştırıyor. ne sıfatla konuşuyorsun, ne uzmanlığın var, nasıl bir yetki ile böyle infial yaratacak açıklamalar yapıyorsun diye sorgulayan bir medya yine yok. türkiye tarihinde ilk defa gelişmiş ülkelerle aynı zamanda veya bazılarından önce bir konuda önlem alıp aşı satın aldı. bundan gurur duymak yerine yine meyve veren ağacı taşlamayı tercih edenlerimiz çok oldu. insanlar aşı kullanmakta serbest isteyen kullanır isteyen kullanmaz. ama "kullanmayın" diye propaganda yürütmek anlamsız. recep tayyip'e hak vermemek elde değil. amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. aşılara 600 milyon lira ödendi. geçenlerde arabalar için vergi indirimi sayesinde 3.5 milyar lira devlet kaybetti. yani o parayı alsaydı altı kez ilaç alırdı. demek ki çok para değilmiş. ayrıca aşı sayesinde bir insan dahi kurtulsa bir canı ne verirseniz verin geri getiremezsiniz. onu da boşverin koruyucu hekimlik her zaman tedavi edici hekimlikten kat kat ucuz ve kayıpları önleyicidir. bizim medya ise sarımsak yemeyi tavsiye ediyor. helal olsun.