bugün

(bkz: #113985) once konu ile alakali su entry nin okunmasinda fayda vardir. ki zaten tam da ona cevaben yazilmistir:
cok gecmisten gelen ve belirli bir yastan sonra * tedavisi mumkun olmayan bir cesit kisilik sorunudur. simarik zengin cocuklarinin paralarini vererek ve hic bir emek sarfetmeden diplomalarini aldiklari fantazisi vardir bu hazimsizligin gelistirdigi bunyede.
yurt disinda taninan ender universitelerdendir. yapilan arastirmalara gore lisans egitiminden sonra en fazla oranda yuksek lisans tercih eden ogrencilerin mezun oldugu universitelerdendir. egitim kalitesi tartisilamaz. hocalarina da camur atmaya kadar ileri gider zaman zaman bu hazimsizlik ki; sadece abuktur. istenilen akademik es dost ahbaptan sorulabilir ki; turkiyede hoca olmak icin en fazla kasmaniz gereken universitedir.
diplamasina sahip olanlar icin ongorulebilir ki; hayatlari boyunca sahip olabilecekleri en kaliteli etiketlerden birisi olarak kalacaktir o diplama. bu sansli kesim tarafindan, bu tur hazimsizlik ve ergenlik sorunu yasayan kisilere gulmek ve gecmek en yerinde olabilecek davranistir. yaziktir!
* * *
bilkenti asla içine sindireyemenlerin ve bilkenti karalamak isteyenlerin tiksindirici hazımsızlık problemidir.
he he deyip geçmek lazımdır. o beyninde nasıl düşünüyorsa öyle düşünmekte serbesttir. bilkenti bilen bilmektedir zaten. * *
ama bunun sebebini de söylemek lazım şimdi di mi: bu arkadaşlar ya bilkentin burslusuna girecek kadar puan alamamışlardır(veya aldılarsa da girmeye cesaret edememişlerdir), ya da o kadar paraları yoktur. şimdi şöyle başlamak gerekir:bir insanın parası varsa bunu ülkenin en iyi eğitim veren kurumu için harcaması kötü birşey midir? veya en başından zengin olmak ayıp mıdır, günah mıdır, kötü müdür?

bilkente bok atmaya çalışanlar kendileri de bilmektedir ki bilkent türkiyenin (odtü diyenler olabilir, bunun için kesin bir kıstas olmamakla birlikte, türkiye birincilerinin hep bilkente gelmesi, yapılan yayın sayısı, öğretim üyelerinin ödülleri vs. kıstas olarak görülebilir) en iyi üniversitesidir. ama bilkentte okuyamıyo olmak koymaktadır kendilerine. kendinden daha az puan alan birinin paralı okuyup kendinden daha çok bilgiyle, görgüyle, çevreyle, kültürel kazanımlarla mezun olacak olması çok fena koymaktadır.
neyse bu kadar açıklama yeter.
çoğunlukla yanlış bilgilendirilmeden ileri gelmektedir. bu sebeple aldıkları yanlış duyumlarla yorum yapan insanlara kızmak yerine onlara işin aslını anlatmak daha iyidir.
6 senelik bilkent'li olarak;
para-puan konusu;
bir kısım insan nedense, bilkent'e herhangi birinin parasını verip girebileceğini iddia eder. bilkent'in öss'ye girmeden direk olarak alım yaptığını iddia edeni bile duydum. işin aslı paralı olarak okumak için dahi, en az bir devlet üniversitesine girecek kadar puan almanız gerekir. açık örnek vereyim; benim eşit ağırlık puanım 339'du. yani pek çok yere girebilirdim. ama bilkent iktisata geldim.
araba-zenginlik konusu;
tamamen algıda seçiciliktir. benim gibi okulda uzun müddet okumuşsanız, öğrenciler genel olarak sol eğilime sahiptirler. illa ki biri çıkıp hem solcu hem paralı okuyor diyecektir. onları kendi haline bırakınız. gene öğrencilerin büyük miktarı sanıldığı gibi zengin değildir. okulun parasını rahat verecek ama lüks bir yaşamı da kaldıramayacaklar da vardır. okulun parasını zar zor verebilenler de. ama sorun şudur ki, bu tip öğrenciler her yerde vardır dolayısı ile dikkat çekmezler. onun yerine gerçekten abartı zengin olan üç-beş kişinin porsche'u, bmw x6'sı dikkat çeker. bunu hemen tüm okula genellemek manasızdır.
ayrıca ilginçtir, para konusunda en abartı eleştiriyi bilkent alsa da en ucuz vakıf üniversitesi bilkenttir. bu tam doğru olmayabilir ama galiba sabancı'nın yıllığı benim verdiğimin 2.5 katı falan. (eksi girişlilere zam yapılmıyor ya da çok az yapılıyor)
kültür-bilgi;
çok afedersiniz ama odunu bile adam eder bu okul. daha birinci sınıfta rousseu, hobbes, aquinas, niçe (yazamıyorum hala), socrates, platon falan yuttururlar. bölümünüz hiç önemli değil, bilgisayar dersi verirler, programlama temellerini öğretirler.
en basit görünen, sanki öğrenciler rahat rahat geçsin diye konulmuş gibi görünen derslerde, fransız sinemasını, doğu avrupalı yönetmenleri dibine kadar öğretirler. ben az kalsın kim ki duk'un tarzını bilmediğim için azar işitiyordum hocadan. üstelik bu ders sadece bir psikoloji dersidir. filmler izlettirip analizler yaptırırlar. bunu mühendis adama yaptırırlar.
hukuk veya fizik okumanız önemli değil, tüm temel ekonomi ve finans derslerini almalısınız. hem de öyle kolay kolay geçirmezler.
bir matematik öğrencisi, tarihin ilk dönemlerinden beri gelmiş geçmiş tüm akdeniz medeniyetlerini ve bunların sosyo-ekonomik yapılarını bilmek zorundadır.
aklıma bir anda gelenler bunlar, yani bilkent işte, öğrencisinin bilgisi ne olacak demeyin. en basit öğrenci bunları bilerek mezun olur.
bilkent'e geldim. gezeyim tozayım, piyasa yapayım diye düşünemezsiniz. öyle birşey yok. okulda kantin bile yoktur. sadece yemek yiyip kalkabileceğiniz yerler vardır. bunun haricinde kütüphane ve laboratuarlar sabaha kadar doludur.
derslerden imkanı yok kolay kolay geçirmezler. tüm sınavlardan 100 alın isterseniz. bir ödevde yaptığınız hile bile sayılmayacak bir fazladan alıntı çat diye kalmanız ile sonuçlanır. acımasızdırlar.

bu kadar ne yazdın okumayız derseniz, bilkent hakkında onlarca yalan söylenir. gerçekleri görmek için ya buyrun gelin okuyun ya da bir bilene sorun.