bugün

Farkında olmasakta iki alternatif arasında bir seçim yapıyoruz hayatımızda. Genellikle bu seçimi bilinçsiz yapıyoruz. Dış etkenler belirliyor. Örneğin eğitimli ve zengin bir aileniz varsa muhtemelen sizde biliyor olacaksınız, donanımlı olacaksınız. Hayat sizin için çok kolay olmayacak. Etrafınızda ülkeniz ve yönetiminde olan biten pislikleri biliyor olacaksınız ama küçük bir zümreye ait olacağınızdan sesinizi çıkaramayacaksınız. Hayatınızın değerini çok iyi bildiğiniz için ayaklanmalar gerçekleştiremeyeceksiniz. Hayat epey zor olacak sizin için lakin etrafınızda bilmeyen insanlarla yaşayacak onların angutlukları, cehaletleri yüzünden mutsuz ve biçare yaşayacaksınız.

Zengin değilsinizdir belki ama aileniz eğitimli ve donanımlıdır. Sizi iyi yetiştirirler. iyi eğitim aldırırlar. işiniz yine çok zor olacak. Mutlu olmayı unutun. Çok zor artık sizin için mutlu olmak.

ingilizlerin dediğine göre bilmeyip mutlu olmak daha iyi deniyor ve bunu şu atasözüyle açıklıyorlar:

(bkz: ignorance is a bliss)

Yani cehalet erdemdir diyorlar.

Ruslar da ingilizlerle hem fikir;

(bkz: az bilen rahat uyur) diyorlar. Doğru!

Bunlar benim bildiğim söylemler. Eminim başkaları da vardır.

Bu mutlu olmak için gerekli olan alternatiftir. Mutlu isen muhtemelen bu gruba dahilsin. Ve senin profilini maddelendiriyorum iyi oku:

-muhtemelen düzenli kitap okumuyorsun.
-muhtemelen gazeteleri çok az okuyor ve üstün körü bakıyorsun.
-takip ettiğin bir köşe yazarı yok.
-iyi bir eğitim almadın.
-dindarsın ama inandığın kitabı okumadın.
-muhtemelen ülken için önemli 2-3 konu hakkında toplamda 5 er dakika kaliteli bir şekilde konuşabilecek kadar bilgiye sahip değilsin.

istisnalar elbette çıkacaktır ama bu kriterlere göre kendinizin ne olduğunu 3 aşağı 5 yukarı anlayabilirsiniz.

Seçim hakkınız olsa hangisini seçerdiniz?
Mutlu olmak mantıklı gibi görünse de hiçbir gerçek sonsuza kadar gizli kalmayacağı için uzun vadede bilip Mutsuz olmayı tercih ederim.