bugün

kopyala yapıştır yapılmasın, yazarken öğrensin öğrenciler mantığındaki hocadır.

aynı zamanda tembel hocadır da bu! sırf ödevin içinden bikaç soru sorup öğrencinin gerçekten hazırlanıp hazırlanmadığını değerlendirmekten erindiğinden öğrenciye eziyet eder.
(bkz: küçük tüple dövülesice)
(bkz: klavyenin kendi kendine yazma potansiyeli)
yazarak öğrenmenin etkisinin, copy-paste işlemine göre daha yararlı olduğunu bilen akıllı öğretmendir.

tabi bir de yazarak öğrenmenin ne olduğunu bile bilmeyip, piçlik için yapanları vardır.
bahanesi de hazırdır. emek harcasın biraz mantığında olan hocadır. bu mantık saçmadır , sonuçta ödev ödevdir.
türkçe bölümündeyseniz alışık olduğunuz durumdur. üstelik bir de yazınızdan puan kırılır...
yetmiş dört sayfa ingilizce ödevini el yazısı ile teslim etmenin nedeni olan hocadır.

''yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu?'' dedirtir öğrencisine.
"öğrenciler zaten kopyalıyor, en azından aktarımda bir emekleri olsun." şeklinde düşünen hoca olabilir. haklı mıdır haksız mıdır bilinmez.
Verilen ödevin amacına ulaşmasını arzulayan hocadır.
(bkz: doğan şenyüz)
Eski zaman hocalarıdır. halbuki bilseki öğrenci o kopyala yapıştır işlevini yaparken bile yazılanı öncesinde okuyor.
üniversitede hala teker teker isimleri söyleyerek yoklama alan hocaların oldugu bir ülkede yadırganmayacak durumdur.