bugün

stadyum ekibinde yer alan, saçma sapan yorumları ile yaran, vizyonsuz, misyonsuz, kimsenin sevmediği, keltoş spor yazarı. *
(bkz: köyün delisi)

edit: ahaha bunu eksileyen arkadaş bilgin gökberk'in milliyet gazetesinde bu başlıklı bir köşesinin olduğunu bilmiyormuş galiba.*
köyün delisi adında köşesi var milliyet gazetesinde.fakat cool olmaya çalışıp abartıp saçmalayanlardan kendisi.
basketbol yazarı iken futbola devşirilmiş, her takım hakkında saçma sapan yorumlarda bulunup sonra ben öyle bir şey demedim diyen, güzide futbol yorumcumuz.
ilk görüldüğünde "allahım madem yarattın bari takip ediver!" hissi uyandırabilir. korkmamak lazımdır.
futbolun futbol dışı tarafı ile ilgilenen sıcakkanlı ve her zaman genç spor yorumcusu.
önceleri basketbol programı yaparkene ara sıra denk geldiğim,''ulen kendi halinde basket yorumcusu herhalde,her hafta konuk-monuk alıyo,seyredilir bu eleman'' dediğim sonradan da,futbol programlarında da kafadan sallama olduğu daha yoruma başlamasında belli olan,birbirini tutmayan yorumlarıyla da izleyicilere saç-baş yolduran,süpersonik gereksiz fotbul yorumcusu,hedesi,hödösü..
tofaş basketbol takımının, tofaş olduğu zamanlarda bilet bulamadığımız tofaş-fenerbahçe maçında "bi iş çıkar mı?" yaklaşımıyla yanına gidip tanıştığımız, alçak gönüllü, kendine güveni hat safhada, diğer gazete yazarlarına benzemeyen, bizi biletsiz maça sokan, bir anda bizleri asistanı kabul ettiren, kendini bulup orjinalliği yakalayan güzel insan...
"ülen bi susta şu maçı bi görelim" dedirten sözde yorumcu..
bir konuştu mu 10 saat durmak bilmiyor ya..
radyo programında dinleyicilerine fırça atan, italyanca bildiğini sürekli vurgulamak gereği duyan kişi.
alman lisesi mezunu, espri yapaken bile katı disiplininden taviz vermeyen yorumcu.
mütemadiyen "biz niye bunları tartışıyoruz" "teknik direktörleri neden eleştiriyoruz" "maçları neden yorumluyoruz" diyen adam. yavrucum yorumlamak istemiyorsan de get katılma programa sonuçta biz veriyoruz senin paranı vergilerle.
yillardir gazetecilik, radyoculuk ve televizyonculuk alanlarina farkli bir ses, yorum, düsünce getirmeye calisiyor ve bence de bunda cok basarili oluyor. bir cok kisinin bunun tersini düsündügünü de biliyorum. ama bilgin gökberk'i 8-9 yildir cok siki bir sekilde takip eden biri olarak sunu diyebilirim:
türkiye'nin bilgin gökberk'lere ihtiyaci var.
trt'deki stadyum adlı programdaki görevine son verilmiş kişi. kendisinin rahat, esprili, eleştirel üslubu zaman zaman mehmet demirkol'a zaman zamansa programın ağır abisi ömer üründül'e dokunmakta idi. sonra bir baktık ki bilgin gökberk yok. programın yüce sunucusu erdoğan arıkan bey değişikliğin gerekçesini açıklama lütfunda bile bulunmadı biz zavallı seyircilere. ne mehmet demirkol konuştu bu konuda daha sonra ne de ömer üründül.
biz de omurgası sağlam insanlar sanıyorduk bu ağır abilerimizi.
ortaköy'de motorsikletiyle sıkça görülebilecek kişi .
TRT'de program yaparken, Ömer Üründül'ün sürekli ciddiye almaz tavırlarına maruz kalan kişi.
pazartesi akşamları kanal 24'te takım oyunu adlı spor programında yorumlarına devam eden güzel insan.
sürekli kendiyle çelişen spor yazarımsı. beşiktaş taraftarı staddan çıkmadıydı da geçen sene olay yaptılardıydı. bu yorumcu herif te çok büyük yanlış beşiktaş taraftarına yakışmıyor demişti aradan 5 dakka geçti taraftar haklı en güzelini yapıyor gibisine yorumlarda bulunduydu da ben de ne güzel dümdüz gittiydim...

her lafı böyleydi her lafı saçmaydı yurtdışından tanıdığı futbolcu sayısı bir elin parmağını geçmez.
türk spor medyasının en sevilmeyen tipi. ego tatmini için radyoculuk yaptığını düşünmekteyim. radyo spor'da yine ne acayiplik yapıp insanları rencide edecek diye ara sıra dinlemekteyimdir kendisini, her geçen gün sevimsizliğinin derecesi artmaktadır. kendisini anlatamamaktan yakınmaktadır ancak aslında anlatabileceği çok da şey yoktur.
ikinci bir hıncal uluç ve ya deniz gökçe olur muyum acaba diye her türlü boka atlayan kişidir. mesela televizyonlarda ilk gördüğümüzde basketbol yorumcusuydu bu arkadaş. sonra bir baktık futbol yorumcusu olmuş. formula 1, voleybol en önemlisi at yarışı organizasyonlarında da görmek istiyoruz kendisini...
kendisini çok karizma, çok marjinal, en acısı da çok "bilen" zanneden; bambaşkaymışsın kalıbını köküne kadar hakeden bir değişik insan.
bir futbol maçını analiz eder, futbolcunun 10 sene önce giydiği takım elbiseden girer, anne kızlık soyadına kadar uzanır. fatih terim'i eleştirmek ister, sadece italya'da hangi restoranları gezdiğini anlatır. yazı yazar, anlamak için tercüman tutmak icap eder.

ve bu adam bu işler için para alır. bu medya sektörü hakikaten güzel, hem durmadan saçmalıyorsun hem de eşşek yüküyle para kazanıyorsun.
devlet televizyonu olan trt'de gereğinden fazla kalmış ve sonunda ayrılmış, kanal 24'de serkan kormaz ile moderatör ve lig tv'de Alev Evliyaoğlu* ile çizgi dışı programlarını yapan "düz siyah tişört"ten başka bir şey giymeyen insan. yorumları gariptir.

kanal 24'de bugün yayınlanan moderatör programında serkan korkmaz ile şöyle bir diyaloğu yarmıştır;

-bilgin gökberk: iş adamlarının pazar günleri ne giydikleri önemlidir çünkü o gün giydikleri kendi zevklerini yansıtır diğer günler takım elbise giydikleri için hepsi aynıdır.

-serkan korkmaz: sen de her gün siyah tişört giyiyorsun ama.

-bilgin gökberk: beni karıştırma ben iş adamı değilim...
süper tarafsız yorum yapan insandır.
tv'de gördüğümde kanal değiştirmeme neden olan insan.
radyospor'da saçma sapan bir program yapan kişi. programın tek konusu; programda nelerin konuşulmayacağıdır. program boyunca, sürekli olarak arayan ve mesaj atan kişilerle gergin muhabbetlere girmekte, kavga etmektedir.