bugün

200 metreden tanıyabilme başarılarından dolayı, dört, üç iki ve birinci nesil yazarlara altın madalya ve sözlük içerisinde ayrımcılığa son eylemi istiyoruz.
belli bir tanışıklığın sonucunda gerçekleşen gizli özellik. "iki sol iki sağ bir çevir" ile 7'li combo vuruşu yapmak gibi birşey.

yeni nesil yazarların hemen hemen hepsinde bir "çömezlik" süresi vardır ve uyum sağlama sürecindeki bu yeni yazarlar, tanımla yorumu karıştırırken yeni çorba tarifleri öğretirler bizlere. tıpkı bizim öğrettiğimiz gibi. zaten biz öğrettiğimiz için, görünce anlarız "ben de yapmıştım aynısından, bunun tuzu az olmuş" diye.

bir de candan erçetin vardı : "ben aşkı 100 metreden tanırım" diye. "öeeh" demiştim.
bilgisayara 200 metreden bakabilen yazar bu eylemi gerçekleştirebilir!
bilgisayar dahi gerektirmeyen eylem.

telepatik olarak hissedersiniz zaten. o kadar ki iğrenç adamlardır bu beşinci nesil yazarlar.
teleskop gerektiren eylem.
(bkz: kırk yıldır beşinci nesilim böyle iş görmedim)
(bkz: entrylerin okunmadığının göstergesi)
vay anasını 200 metre ha, biz 200 metreden göremiyoruz, millet görmekle kalmayıp okumuş...
-200 metreden nasıl okuyacaklar, anca bok atıyorlar lan.
-ironiden anlamayanı sikiyorlarmış.
-gachayım.
özellikle dördüncü nesil yazarların çoğunun kolaylıkla yaptığı eylem. ama hiç hatırlamazlar onları çömezlikten beşinci neslin kurtardığını. zaten büyük bir ihtimal kuyruk acısı vakası.
ya o değil de bu başlık sanki ekşi sözlükten alıntı gibi dostum. hiç yakışmıyor sizin gibi eski topraklara.
- burası biraz hazımsızlık kokuyor.

(bkz: 5 nesil gelince 4 neslin götünün kalkması)
son neslin yazdıkları entryleri kolayca tanıma yöntemi.

alamet i farika derler böyle durumlara. bir şeyi diğerinden kolayca ayırabilmeye. ama iş gerçekten böyle mi?

hem niye 200 değil mi? mesela niye 100 metre değil veya 50. hiç indandırıcı gelmedi bana. 202 deseydin belki. adam ölçmüş biçmiş artık karar verme konumunda biri diyebilirdim. ama böyle değil ki durum. durum ne peki? * *
- "canım sıkıldı yazamıyorum dur öyleyse beşinci nesle bi giydireyim". mantık bu maalesef. hep söyledik, hep yazdık; beşinci nesil süper bir nesil değil. hatta sözlüğe süpersonic gibi girip tozu dumana katan, tabiri caizdir ortalığın amına koyan yazarları da var bu beşinci neslin. ama bunların hangisi kalıcı olabiliyor? hiç biri. formata uygun olmayan tekmeyi yiyor. formata uydurup saçmalayanlar da bi süre sonra silinip gidiyor. örneklerini gördük çok. yani biraz sabır.

asıl anlamadığım nokta şu: bu tartışma her yeni nesil alımlarında yaşanan bir problem değil mi? niye habire arşimed gibi buldum buldum diye çıkıyor birileri ortalığa?

metrelerce uzaklıktan tanıyanlar olmuştur ama yine de yazayım istedim. bu bir beşinci nesil yazar entry'sidir. oradan nasıl görünüyorum?
- el sallıyorsun.
+ yok yanlış görmüşün sallıyorum ama o el değil.
eski nesiller keskin nişancı mı? bizi alırken böyle bir şey de istemediler, ben şahsen 6. nesli 100 metreden tanımak için uğraşırım ama garanti veremiyorum. * * * *
(bkz: 4 neslin entrylerini 500 metreden tanımak)
(bkz: küçümsemek)
(bkz: kendini üstün görmek)
"besinci nesle ayar verdim gelsin artı yollar haydi eller hobareyyyy arka masalar hadi be baba bura kıçımızı patlatıyoruz ilgi çekmek için nesildaşınızı hiç korumuyorsunuz ha" diyen yazarın alakayı üzerine çekmek için açtığı 200 metreden tanınan başlık.
gözlerim izin verse 200 metreyi bırak 2000 metreden bile tanırım.
gözlerim izin verse 2000 i bırak 405064 km den tanırım.
gözlerim izin verse bırak 200'ü 1 metreden tanırım. gözlerim izin vermiyor ama. hipermetropluk var da.
(bkz: nesiller savaşı bölüm 178737683)
o kadar kötüler ki 1000 metreden bile tanırım.
Ne tanım yaparlar ne sözlük kurallarına uyarlar. Biri bunlara öğretmeli.