bugün

polisiye bir roman.
polisiye çizgisini koruyarak psikolojiye ve türkiye'de yakın dönemin
siyaset karanlığına açılan bir roman.
"bir kadın, bir yıldan beri pineklediğim barda beni bulmuş
ve kayıp babasını aramam için iki yüz bin lira teklif etmişti...
işi kabul ettim, çünkü beş parasızdım ve kadın çok güzeldi.

yolumun , bir dönemin en azılı katiliyle kesişeceğini nereden bilirdim ki?"
isminden dolayı alıp okuduğum kitap.
isminden dolayı okuduğum, sonu kısmı pek hoşuma gitmeyen roman. giriş kısmı güzeldi, ortalarda heyecan yaptım ama final olmadı; zart diye bitti. akıcı değil, çok akıcıdır; işiniz yoksa 1 günde bitirebilirsiniz.
biraz param var ve kadının yüzüne kezzap atmışlar.
bir araya gelmiş en iyi kelimeler.
yaptığı satışların %75'ini kapağa ve ismine borçlu olduğunu düşündüğüm kitap. kitabın bu ismi ve kapağı kitabı okumaya çok olumlu bir enerjiyle başlamanıza sebep oluyor. afili filintalarda bir tanıtımını görmüştüm bu kitabın bir-bir buçuk sene önce...kapağının resmi aklıma kazınmış. geçenlerde bu sıcakta ne okusam diye kütüphanenin rafları arasında dolaşırken cildi gözüme çarptı, direkt atladım. çok etkileyici, vurucu,masum bir kitap ismi. hani elinize alıp dolaşsanız bir çok insanla kitabın kapağından başlayan bir sohbete dalabilirsiniz. tabiki o amaçla okumadım, öyle bir şeyde yapmadım zaten.

--spoiler--
kitap hafif bir polisiye. yalnız yaşayan, takıldığı bir barı olan, kadın ilişkilerinde başarısız olmasa da bu ilişkilerini bir düzene sokamayan şehirli erkek klişesi. kitabın bazı yerleri çok didaktik. behzat ç'ye çakılmış bir selamı var. okusanız çok da pişman olmazsınız bence.
--spoiler--
bok yoluna gitmiş eski bir istihbaratçının hayatını anlatmaktadır roman. biraz bukowski'nin triplerine de rastlarsınız sayfalarda. sonralarına doğru olay birden çözülüyor arkadaşlar başlarda hiç kim katil diye düşünmeyin.

insanlar neden hayatını boş yere harcarlar anlamam işten attılarsa attılar amk git başka iş bul karı gibi evde oturmakla geçer mi hayat. sonra gaza gelip gidersin öyle kim vurdu ya. bi de anasını satıyım kız ingilterelerde okumuş senin gibi adama mı bakacak, biraz hatta baya melankoliye vurulmuş durum. velhasıl kelam okuyunuz, başlangıç için gideri olan kitaptır.

modern polisiye de diyebiliriz.
arada cemal süreyya'nın güzel dizlerine de yer verilmiş:
Önce bir ellerin vardı yaşnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi

Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne kodum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce
Kitap başlarda sıkıcı ve sıradan.olaylar nerdeyse son otuz sayfada çözülüyor ve hızlı ilerliyor.finalden pek hoşlanmadım.dizi izleyen teyzeler gibi elif'in tepkisini merak ettim.